Büyük Kanal Projesi'nde, kaş yaparken göz çıkarılıyor. Projenin devreye girmesiyle İzmir Körfezi, yıllardır biriktirdiği kirlilikten 'arınma' sürecine girdi. Ancak, Gediz Nehri'nin geçtiği illerden taşınan kirlilik yetmezmiş gibi, arıtmadan çıkan çamur, koruma kurulunun izniyle İzmir Kuşcenneti'ni bünyesinde barındıran Gediz Deltası'nda depolanıyor. Çevreci kuruluşların verdiği hukuksal mücadelede Danıştay, koruma kurulu iznine şerh koyarak, deltada yeniden keşif yapılmasını istedi.
Danıştay, Büyük Kanal Projesi'nde arıtma sonucu ortaya çıkan çamurun, İzmir Kuşcenneti'ni içinde barındıran Gediz Deltası'na dökülmesine karşı çıktı. Doğa Derneği üyelerinin açtığı davaya bakan Danıştay 6. Dairesi, İzmir 1 No'lu Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu'nun atık çamurların depolanmasıyla ilgili verdiği izne şerh koyarak yeniden keşif yapılmasını istedi.
Göztepe'de, Karşıyaka'da iskelelerin yanında "deniz banyolarının" kurulduğu, kentlilerin körfezin mavi sularında kulaç attığı günler çok da uzak değil. Ancak ne olduysa hızlı kentleşme ve sanayileşmeyle birlikte oldu. Evsel ve endüstriyel atıklar, denize girilen İzmir Körfezi'ni içinden çıkılmaz bir hale soktu. Kente girişte, İzmir siluetine, körfezin dayanılmaz kokusu eşlik etmeye başladı.
Arıtma yöntemi uzun tartışmalar sonucu belirlenen Büyük Kanal Projesi, körfezin kurtuluşu için umut oldu. Projenin devreye girmesiyle, görüntü yavaş yavaş değişmeye başladı, körfez "arınma" sürecine girdi. Ancak, projenin bir yandan körfezi temizlerken, kentin bir başka zenginliği olan Gediz Deltası'nı kirlettiği belirtiliyor. Projenin sonunda ortaya çıkan çamurun önceleri, Harmandalı Katı Atık Depolama Tesisi'ne taşınması öngörülmüştü. Ancak yüksek maliyet nedeniyle bundan vazgeçilmişti. Büyük kanal atıkları, pek çoğu nesli tükenme tehlikesiyle karşı karşıya olan kuş türlerine ev sahipliği yapan İzmir Kuşcenneti'ni bünyesinde barındıran deltaya dökülüyor. Projenin, arıtma sonucu günde 600 ton atık çamur ürettiği kaydediliyor.
Çevreci kuruluşlar, deltanın ve kuşcennetinin korunması için hukuksal mücadele yürütüyor. Çünkü, atıklar, tesisin hemen çevresindeki 1. derecede doğal SİT olan alana dökülüyor. Bu da İzmir 1 No'lu Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu'nun verdiği izinle gerçekleştiriliyor. Konuyla ilgili mücadele eden kuruluşlar, koruma kurulu kararı nedeniyle Gediz Deltası'nda son üç yılda ciddi tahribat oluştuğunu ileri sürüyor. Çevredeki yerleşim alanlarında ciddi bir koku sorunu yaşanmaya başladığını kaydediyor. Korumacı kesimlerin vurguladığı en önemli konu, İzmir kent merkezindeki kirliliğin, bu yolla "taşraya" taşındığı.
Çevrecilerin bu konuda açtığı dört dava bulunuyor. Son olarak Danıştay 6. Dairesi'nin verdiği kararın emsal niteliği taşıyabileceği belirtiliyor. Konuyla ilgili olarak Ege Doğa Derneği üyesi Esin Kulaç 'ın, Avukat Mutlu Çakır aracılığıyla açtığı davayı görüşen Danıştay, koruma kurulunun atık çamurun deltada depolanmasıyla ilgili verdiği izne "şerh" koydu. Danıştay, bölgede yeniden keşif yapılmasını istedi. Daha önceki iki davanın da lehlerine sonuçlandığını belirten Doğa Derneği üyeleri, geriye kalan son davanın da bu yönde çıkmasını umuyor.
Gediz Deltası ve İzmir Kuşcenneti'nin korunması için mücadele eden kuruluşlar, hukuksal kazanımın çevre mevzuatının uygulanması için önemli bir "emsal" oluşturduğunu kaydediyor. Ancak kalıcı çözüm için yeterli olmadığını dile getiriyor. Doğa Derneği Genel Müdürü Güven Eken, İzmir Büyükşehir Belediyesi'ni göreve çağırarak şunları söylüyor:
"Doğal alanlarımızın etkili biçimde korunabilmesi için uygulayıcı kuruluşların, projelerini doğaya ve çevre hukukuna saygılı bir şekilde uygulaması gerekiyor. Geldiğimiz noktada İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin deltada biriktirilen çamur sorununa acilen kalıcı bir çözüm üretmesini bekliyoruz. Örneğin, gerekli yatırım yapılarak çamurdan enerji üretme tesisinin kurulması, sorunun çözülmesini sağlayabilir. Bizler, Gediz Deltası yönetim planının hazırlanması sürecinin resmi tarafları olarak, belediyeye ve diğer ilgili kuruluşlara çözüm için her türlü desteği vermeye hazırız."