''Topkapı Sarayı'nı, Bu Coğrafyanın En Gösterişli Mekanlarından Biri Yapmak İstiyoruz''



Fotoğraf: Berk Özkan

Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, Topkapı Sarayı'nda tarihi dokuya uymayan yapıları kaldıracaklarını bildirerek, ''Burada sadece tescilli yapılar kalacak. Saray içinde yeni bir yapı inşa etmeyeceğiz''dedi.

Günay, Topkapı Sarayı'ndaki Karakol Lokantasında, Milli Savunma Bakanlığından teslim alınan depolarla ilgili basın toplantısı düzenledi. Türkiye'nin turizmde çok iyi bir noktaya gelerek dünya 7'ncisi olduğunu hatırlatan Günay, büyük ölçüde kitle turizmi yaptıklarını ve bunun da güney ve Antalya odaklı olduğunu, Türkiye'ye gelen 29 milyon turistin 9 milyonunun sadece Antalya'ya gittiğini söyledi.

Konu Başlıkları Burada Görünecek


Günay, daha yüksek kültür ve gelir gruplarına yönelik yeni bir hamle başlatmaları gerektiğini belirterek, şunları kaydetti:

''Güneydoğu Anadolu'yu hiç ihmal etmiyorum. Orada büyük bir potansiyel var. Şehir turizmi açısından Mardin, Gaziantep, Urfa, Adıyaman, Hatay, Diyarbakır'da, bütün bu alanda büyük bir potansiyel mevcut. İkincisi de Ege'de, doğayı, tarihi, termal kaynaklarını, geleneksel yaşam tarzını, sivil mimarlık örneklerini, el sanatlarını, mutfağını da işin içine katan, daha yüksek kültür gruplarına hitap eden yeni bir destinasyon yaratmamız lazım. Turizm hamlelerinin bir ayağı Güneydoğu'da, bir ayağı da İzmir merkezli Ege'de başlayacak ve Türkiye kitle turizminin bir adım üstünde yeni bir turizm alanında daha büyük adımlar atmaya çalışacak.''

Telekom'un Gülhane Parkı içerisinde eklenti binaları olduğunu ve bunların kaldırıldığını söyleyen Günay, ''Şimdi buranın yerine İslam Bilim ve Teknoloji Müzesinin yanına Hüsn'ü Hat ve Kitap Müzesi yapmaya çalışıyoruz. Burada gerçekten zengin bir hüsn'ü hat koleksiyonumuz var. Fakat geçmiş yıllarda başka kamu yapılarıyla saray dışındaki hemen hemen bütün alanlar işgal edilmiş olduğu için burada eserlerimizi ve Topkapı zenginliklerini sergileyeceğimiz uygun alanlarımız yoktu'' dedi.

Günay, bakanlar için makam mekanı olsun diye restore edilen Alay Köşkü'nü de İstanbul Müze Kütüphanesi yapmaya çalıştıklarını belirterek, Alay Köşkü'ne Ahmet Hamdi Tanpınar Edebiyat Müze Kütüphanesi de yapmak istediklerini, böylelikle de Sur-i Sultani içine iki yeni müze gireceğini ifade etti.

İzmir ve Diyarbakır projeleri

Bir gazetecinin, İzmir'deki ''çılgın proje'' ile ilgili sorusu üzerine de Bakan Günay, ''Efes, bir liman kentiydi. Zaman içinde alüvyonlarla dolmuş ve denizle mesafesi 3 kilometre açılacak. Bir kanalla denizin tekrar Efes'e getirilmesi herkesin hayaliydi. Başbakan Erdoğan, bu hayalin gerçekleşeceğini açıkladı. Tarihsel dokuya zarar vermeden turizmin hizmetine açacağız. İzmir'de yapacak çok iş var. Başbakan, Bergama ve Efes'in birbirine bağlanacağından söz etti. Adnan Menderes Havaalanı'ndan gelen çok kolay ulaşabilecek. Bugün Diyarbakır projesini anlattı. Diyarbakır İçkale'yi müze yapıyoruz'' diye konuştu.

Yassıada projesi

İstanbul'da depolardan daha önemli bir projeleri bulunduğunu belirten Günay, ''Yassıada'yı bir müze ve kültür merkezi haline getirmek istiyorduk. Bu proje için Genelkurmay Başkanlığı ile mutabık kalınması gerekiyordu. Genelkurmay Başkanımız, Maliye Bakanlığına devrine mutabakat gösterdiler. Bakanlık da Başbakan'ın talimatıyla Yassıada'yı Kültür ve Turizm Bakanlığına devretti. Yassıada'da demokrasi tarihimizin en acılı sayfalarından biri yaşandı. Haksız tutuklamalar ve infazlar yapıldı. O mekanı 'yaslı ada' olmaktan çıkararak, Demokrasi Tarihi Müzesi haline getirmeyi düşünüyoruz. Burada bir kütüphane oluşturacağız. Bu olayla ilgili bütün yayınları içerecek. Yanındaki Sivri Ada'da taş ocağının yarattığı doğal dokudan yararlanarak amfi tiyatro salonu yapacağız'' şeklinde konuştu.

Günay, konuşmasının ardından sarayın içerisinde tescilli dört tarihi yapıda incelemelerde bulundu. Bu yapıların, 1800'lü yıllarda sarayın bazı ihtiyaçları için yapıldığını, komutanlığın bu binaları malzeme deposu olarak kullandığını kaydeden Günay, bu depoların sarayın kullanımına terk edilmesini savunduğunu ve şu anda Kültür ve Turizm Bakanlığına bırakıldığını anlattı.

Çevrede başka yapıların da boşaltılarak, teslim edileceğini vurgulayan Günay, şöyle devam etti:

''Sarayda tarihi dokuya uymayan yapıların hepsini kaldıracağız. Burada sadece tescilli yapılar kalacak. Saray içinde yeni bir yapı inşa etmeyeceğiz. Bahçenin belli bir alanında sondaj çalışmaları yapacağız. Burası Roma döneminde de saray alanı olarak biliniyor. Aya İrini'nin arkasında olduğu gibi arkeolojik alanlar da çıkacaktır. Osmanlı dönemine ait sarnıçlar var, çoğu bitki örtüsü altında kaybolmuş durumda. Buraya gelen insanlar bir yandan sergi alanlarını, bir yandan da arkeolojik mekanları gezme imkanı bulacak. İmparatorluk kültürünün bütün izlerini Sur-i Sultani'nin içinde görmüş olacağız.''