Topbaş: “Levent’teki Araziyi İstanbulluların Menfaati Yönünde Değerlendireceğiz”

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, gazetecilerin Dubai Towers ile ilgili sorularını cevaplandırdı. Bahse konu olan arazinin mülkiyetinin İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nde olduğunu belirten Kadir Topbaş, “İstanbulluların hakkını hiçbir şekilde zayii etmeme noktasında hassasiyetlerimiz var. Birilerine peşkeş çekme söz konusu olamaz. Bu Dubaililer olsun, bir başkaları olsun, böyle bir niyetimiz yok. Buradaki kamu arazisini en iyi şekilde değerlendirme adına yaptığımız bir çalışmadır. İstanbullular bana güveniyor bunu hissediyorum, bu güveni sarsmaya hiç niyetim yok" dedi.

“Henüz bir anlaşma yok, hem mahkeme kararı hem ekspertiz raporu çıkartıyoruz”
Arazinin değerini hem mahkeme marifeti hem de ekspertiz raporu tespit ettirdiğini belirten Başkan Kadir Topbaş, “Dubaililerle bir ön görüşme ve iyi niyet mektubu imzaladık. Şu anda biz arazimizi tanımladık netleştirdik ve bunu ekspertiz raporları ve mahkeme kararıyla alacağımız değerler üzerinden değerlendireceğiz, hatta onu aşmayı bile düşünüyoruz. Buradaki o firmaya menfaat sağlamak adına atılan bir adım değil. Bu İstanbul halkına ve Büyükşehir Belediyesi'ne menfaat sağlama boyutunda olacak” diye konuştu.

Kendisine verilen yetkinin Belediye Meclisi'nden gizli bir şekilde geçmesinin mümkün olmadığının altını çizen Topbaş, “Zaten meclisin gündemindeydi. Meclis’te görüşüldü ve başkana yetki verme kararı onaylandı. Burada şunu ifade etmek istiyorum ki İstanbulluların güvenini sarsmam. Bizi başkaları ile karıştırmasınlar. Kentin menfaati neyse o olur. İzlesinler, gelişmelere baksınlar görecekler. Hiçbir yerde hiçbir kimseye menfaat sağlamama konusunda hassasiyetlerim var. Her şeyden önce kentin haklarını korumakla da görevliyim. Burada kentin, İstanbulluların menfaati ne olacaksa o yönde hareket ederiz” dedi.

“Levent’e dünyayı etkileyecek bir yapı inşa etmeliyiz”
Verilen imar yetkisinin mevcut aks üzerinde bulunan diğer gökdelen veya plazaların kullandığı emsalin çok altında olduğunu belirten Başkan Topbaş, araziyi kullanırken kente vizyonu olan, dünyayı etkileyecek bir yapı yapmak olduğunu söyledi. Topbaş sözlerini şöyle sürdürdü;

“Şu deniyor belki. Efendim bu bölgede bu yapılar İstanbul’u etkiler şu olur bu olur diye. Bu endişe ve hassasiyetlere katılıyorum, ama bu nokta İstanbul"un tarihi yarımadasıyla temasta olan bir nokta değil. Hatta UNESCO'dan gelenler de bunu söylediler bana. Kendilerine şunu söyledim; Lildefans bölgesi Şanzalize ve Eyfel buradan çok daha yakın. Müdahale ettiniz mi? diye sordum. Fransa’da ve Paris’te çok daha yakın noktada bu tip yapılar yapılmış. Bizim bu nokta İstanbul'un tarihi kimliğinden uzak bir noktada. Burada düşünülen yapı bu parselin normal hakkı ki, biz bundan önce meclis raporlarına bakılırsa da görülecektir üç emsali aşmayan brüt alan üzerinden turizm ağırlıklı sağlık birimleri ağırlıklı yerlerde bu tip emsalleri verdik. Ve bunu vereceğimizi zaten ilan ettik. Buradaki emsal 3’ü geçmiyor, ama 7- 8 emsal hatta daha fazla yoğunlukları olan yapılar var. Onlara hiçbir müdahale hiçbir karşı çıkışta bulunmadık. Ama nedense bu nokta farklı değerlendirilmeye çalışılıyor. Bu arazi de bir şahıs arazisi değil İstanbulluların arazisi bunu da en iyi şekilde kullanmak, hem maddi değerini kente bir katkı olarak almak, hem de dünya platformunu etkileyecek bir yapı olmasını arzu etmekteyiz. Bu dünyanın bir çok kentinde Londra'da Kraliyet Sarayı'nın yakın çevresine kadar bir çok yapılar var ki modern yapılardır. Onlarla yarışan yapılardır onları etkileyen yapılardır. Dünya bunu yapıyor. Ama bu demek değil ki İstanbul'un kimliğini yok etmek. Tarihi yarımadaya saygılıyız. Tarihi yarımadanın kendi yakın çevresi, Galata, Pera, Haliç havzası olsun, Haydarpaşa olsun, Üsküdar bölgesi olsun. Bu bölgelerin farklı konumları var."

Kesinlikle hiçbir şekilde Büyükşehir Belediyesi'nin buradaki kar kaybını düşünemeyeceklerini belirten Topbaş, “Zaten tek taraflı olduğu takdirde hiçbir anlam ifade etmez. Buradaki o firmaya menfaat sağlamak adına atılan bir adım değil. Bunun, ancak o arazinin değerlendirmesi ve bu değerlendirmenin de İstanbul halkına ve Büyükşehir Belediyesi'ne menfaat sağlama boyutunda olacağını ifade ediyorum. Şu anda, ne temel atma işiyle ilgili bir adım var, ne de netleşmiş bir durum var” dedi.

“Dünyanın gözü İstanbul’da”
İstanbul'un çok önemli bir destinasyon olduğunu belirten Kadir Topbaş, “Dünyanın gözü İstanbul'da. İstanbul’un geleceği çok farklı gözlemleniyor. Dünyayı etkileyecek bir kent olma boyutuna doğru gidiyor. Biz burada arazi kararları verirken İstanbul'un, Türkiye"nin geleceğini düşünerek veririz. Bir başkalarının geleceklerini şekillendirme yönünde karar vermeyiz” şeklinde konuştu.

Başkan Topbaş, sözlerini şöyle sürdürdü; “Adımlarımızı endişeye mahal verilmeyecek şekilde atıyoruz. Bugüne kadar net bir şey söylemedim. Sadece tahminler üzerine yapılan yorum ve yazıları okumaktayız. Bundan dolayı da üzülüyorum. Biraz sabredilmesi lazım… Kentin menfaati her şeyin üstündedir. Meclisle başkan olarak ben çok uyumlu çalışmaktayız. Kentin menfaatine halel gelecek her konuda yanlışlarda ve doğrularda bana destek veriyor meclis. Gerçek şu küresel sermayenin ağırlıklı bölümü Arap dünyasında… Çünkü petrol kaynaklarının verdiği imkânlar var. Dünyanın birçok ülkesi devamlı olarak kol gezip yatırımları kendi ülkelerine alma çabaları var. Biz de, İstanbul'u yatırım bölgesi yaparken dünyanın da buraya saygın bir şekilde katılımını arzu etmekteyiz. Bunun kenti bozucu, kente sıkıntı verici boyuta gelmesinden endişe duyarız. Bunda hassasiyetlerimiz var. Burada tasarım yapılan yapıdaki bir piyasa değerlendirmesi yapılmış. Çok büyük bir cazibe kaydettiği söylenmekte… Bizim arzumuz İstanbul’un dünyanın çok saygın iş merkezlerinin yönetim merkezi olması. En azından bölge merkezlerini buraya taşımaları… Dünyanın bu firmalar sayesinde etkilenmesini arzu etmekteyiz. Şu anda Maslak hattı üzerinde var olan plaza ve gökdelenlerin büyük bir bölümü boş. Niçin dolduramıyorlar niçin gelmiyor. Bizim marka olmamız gerekiyor. Bir takım markaları getirmemiz gerekiyor. Orada ben de olmalıyım diyen bir yapı oraya gelmeli ki dünyanın çok saygın iş çevreleri bu merkeze gelsin ve taşınsın, dünyayı etkilesin. Başka türlü dünyayı etkileyecek bir kent olmaz. Yoksa oraya bir bina yaparsın yüzde 25'i dolu, yüzde 75'i boş. Binanızın haşmetini izler durursunuz. Bu açıdan değerlendirmek lazım… Dünyanın etkilendiği bir İstanbul için çalışıyoruz.”