TMMOB Mimarlar Odası Samsun Şubesi’nin 03 Temmuz 2012 tarihinde yaşanan sel felaketi ile ilgili gerçekleştirdikleri tetkikler neticesinde; yaşanan sel felaketinin başlıca sebebinin, dere yataklarıyla alakalı geçmişte yapılan uyarıların yerel yönetici ve ilgili yerlere yatırım yapan özel veya kamu kuruluşları tarafından dikkate alınmaması olduğunu vurguluyor.
Basın duyurusunun tamamı şöyle;
"03 Temmuz Salı gecesi şehrimizde yaşanan sel felaketinde hayatını yitiren vatandaşlarımıza rahmet, acılı ailelerine baş sağlığı ve sabır diliyor, böyle felaketlerin şehrimizde ve ülkemizin hiçbir köşesinde bir daha yaşanmamasını temenni ediyoruz.
Felaketin akabinde Mimarlar Odası Samsun Şubesi olarak yaptığımız tetkikler neticesinde görünen şu ki; Yaşanan sel felaketinin başlıca sebebi, dere yataklarıyla alakalı geçmişte yapılan uyarıların hiçbirinin yerel yönetici ve ilgili yerlere yatırım yapan özel veya kamu kuruluşları tarafından dikkate alınmamasıdır.
Tüm bu yaşananlar ışığında Odamız, kamu görevini yerine getirmenin sorumluluğuyla tespitlerini ve uyarılarını aşağıda sıralamıştır:
Samsun’a 03 Temmuz 2012 Salı gecesi yağan yağmur, Yılanlı Dere ve İncirli Dere’de (Çanaklı Dere) taşkınlara sebep olmuş, maddi zararlar oluşmuş, Yılanlı Dere ile Mert ırmağının birleştiği yerde, çoğu TOKİ tarafından yeni yapılan konutlarda olmak üzere can kayıpları yaşanmıştır
Çoğu can kaybının yaşandığı konutlar, Mert ırmağı ve Yılanlı Derenin yatağında Kentsel Dönüşüm (Yenileme) kapsamında, TOKİ ve Belediyeler işbirliği ile planlanmış, inşaatların birinci kısmında 960 konutun yapımı TOKİ tarafından tamamlanarak 1,5 – 2 yıl önce kullanılmaya başlanılmıştır. İkinci kısmının yapımı halen devam etmektedir.
Islah çalışmaları sırasında dere yatağının yeri değiştirilmiş, yeni yapılan kanalın kesiti ise yeterli olmamıştır. Daha sonrasında üstü açık olarak planlanan bu kanalın üzeri kapatılmıştır. Yol geçişlerinde yapılan köprülerde, selle gelen malzemeler kanalın ağzını tıkamış ve suyun geçişini engellemiştir. Engellenen su taşkınlara sebep olmuş, binalara ve etrafa zarar vermiştir. Burada yapılan TOKİ ye ait binaların bodrum katlarında ise iskan edilen dairelere dolan su can kaybına yol açmıştır.
Yılanlı Dere içinde, DSİ’nin yaptığı sel kapanı ile sel tahribatı olan alan arasında geçmişte çöp döküm alanı olarak, bugün ise toprak döküm sahası olarak kullanılan bölgede de derede adeta bent oluşmuş, bu bendin üzerine kadar su yükselmiş, bendin üzerinden aşan su burada tahribat yapmış ve yırtılmaya sebep olmuştur.
Selin bir diğer tahribata yol açtığı İncirli (Çanaklı Çeşme) Deresi ise, kenarları dik dar bir dere yatağında bulunmaktadır. Bu dar alanda dere kanala alınmış, yer yer üzeri kapatılmış, yanlardaki dik yamaçlarda kazı yapılarak alan genişletilmiş ve genişletilen alan üzerine alışveriş merkezi (AVM) kurularak hizmete açılmıştır.
İncirli Deresinde oluşan sel, Şehir merkezi ile Sanayi bölgeleri ve Doğu Karadeniz’e ulaşımı sağlayan ve tek alternatif olan karayolunda ulaşımı durma noktasına getirmiştir. Şu anda da ulaşım aksayarak ve güçlükle sağlanmaktadır.
Yukarıdaki tespitlerimiz sonucunda:
TOKİ Konutlarının yer seçimi yanlıştır. Bu binalar dere yatağına yapılmamalıydı. Kuzey Yıldızı Toplu Konut Bölgesinde yaşananlar, TOKİ’nin denetimsiz ve tek başına hareket eden bir kurum haline gelmesinin sonucudur. TOKİ’nin yaptığı inşaatların projeleri Meslek Odalarına gelmemekte ve denetlenememektedir.
DSİ tarafından Yılanlı Dere Üzerine yapılan sel kapanının üzerine kadar hiçbir şekilde yükselmemesi gereken su, nasıl ve neden yükselebilmiştir? Baraj kapakları, dolu savakın durumu, gövdede oluşan yırtık ve bunların sele olan etkileri uzmanlar tarafından incelenmesi gereken bir durumdur. Seddenin tamamının yıkılması daha büyük felakete sebep olabilirdi ve en kısa zamanda bu günkü tehlikeli durumun onarılması gerekmektedir.
Belediyelerin geçmişte çöp döküm yeri olarak kullandıkları, bu gün de toprak döküm sahası olarak kullanmaları sonucu Yılanlı Derede oluşan seddenin yapısı ve sele etkisi de incelenmesi gereken bir konudur.
Çanaklı dere ise dar bir vadi olup, kenarları dik bir şekilde yükselmektedir. Bu derenin yapılaşmaya açılmaması konusunda Odamızın 1990’lı yıllarda belediyeyi uyarmasına rağmen, bu dere de yapılaşmaya açılmış, birçok defa imar planı değişikliği yapılarak, yapılaşma şartları değişmiş, en sonunda alışveriş merkezi (AVM) yapılmıştır. Derenin bulunduğu yere mutlaka yapı yasağı getirilmesi gerekir, aksi takdirde aynı olayın yaşanması kaçınılmaz bir gerçektir.
Bu olay bize bir daha açık ve net olarak göstermiştir ki; İmar planları, bilimsel kurallara, şehircilik ilkelerine göre, halkın, ilgili kuruluşların, meslek odalarının görüşleri alınarak yapılmalı, zorunlu sebep olmadıkça değiştirilmemelidir. Aksi durumda nelerin olabileceği görülmektedir.
TOKİ tarafından eski hava alanının kuzeyindeki heyelanlı alanlarda ve yine Mert Irmağı kenarında bulunan ve ırmağın taşma havzası sınırları içinde yer alan, felaketin yaşandığı Kuzey Yıldızı Toplu Konut alanından daha düşük kotta bulunan ve taşkınlardan 1. derecede etkilenecek alanda bulunan Çay Mahallesi Toplu Konut projesinden vazgeçilmeli bu alanlar ağaçlandırılarak yeşil alan olarak değerlendirilmelidir.
Şehrin belli bölgelerinde yapılan kentsel dönüşüm imar planlarında oluşturulan 4 emsal Samsun standartlarıyla uyuşmamakta, zaten var olan yüksek yoğunluğu daha da arattıracak planlama mantığından derhal vazgeçilmelidir.
İklim değişiklikleri ile oluşan yeni yağış rejimi de göz önüne alınarak, şehirlerimiz sel yönünden yeniden değerlendirmeli, gerekli tedbirler alınmalıdır. Doğal olaylar her zaman olacaktır. Önemli olan bu durumu felakete dönüştürmemektir.
Yaşanan felaket ile birlikte oluşan trafik kaosu ve buna bağlı olarak felaket bölgelerine yardım amaçlı ulaşımda yaşanan aksaklık ve gecikmeler bir kere daha göstermiştir ki, Odamızın şiddetle savunduğu Doğu Çevre Yolu kentin ikinci ve acil çıkış yolu olarak önceliğini korumakta olup proje acilen hayata geçirilmelidir.
Yaşanan felaket; insan odaklı planlamalar yapılmasının, Meslek Odalarının tespit ve önerilerinin dikkate alınmasının önemini bir kez daha ortaya koymaktadır.
Ülkemizde ve dünyada doğa olaylarının felakete dönüşmemesini, insanların can ve mal kaybına uğramamasını diliyor tekrar hayatını kaybeden yurttaşlarımıza rahmet, kederli ailelerine baş sağlığı diliyoruz."