İşte TMMM hazırladığı raporun tamamı şöyle:
“Taksim Meydanı Yayalaştırma projesinden sonra, İstanbul kent merkezinin önemli meydanlarından olan Beşiktaş Meydanı’nı “Düzenleme Projesi”, eski başbakan yeni cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın çılgın projesini (Kanal İstanbul) meslek odaları bilmezken ilk bilenlerden birinin Hıncal Uluç olması ve gazeteden duyurmasına benzer biçimde (!) ilk önce emlak sitelerinden gayrimenkul spekülasyonu şeklinde yayınlandı. İBB Başkanı Kadir Topbaş ve Beşiktaş Belediye Başkanı Murat Hazinedar tarafından daha sonra verilen röportajlarda ve belediyelerin resmi internet sitesinden duyurulmasıyla brilikte kentsel dönüşüm niyeti doğrulandı.
Meydan sadece trafiğin yerin altına alınmasıyla mı oluşur?
Kentsel bir mekan olarak meydan, parçası olduğu kentle fiziksel, sosyal, kültürel, tarihsel anlamda bir bütündür. Toplumsal, siyasal ve iktisadi taleplerin dile getirildiği, ortaya çıktığı ve halkın kendisini görünür kıldığı alanlardır. Kamusal alanlar planlama ve projelendirme adı altında keyfi davranılarak boş araziler gibi planlanmamalıdır ve sadece trafik yerin altına alınarak meydan yapıldığı söylenemez. Meydanlar tarih boyunca bu şekilde oluşmamıştır.
Beşiktaş Meydan Düzenleme Projesi fikir olarak yeni değildir; 1990 yılında Beşiktaş Meydan Düzenleme Kentsel Tasarım Proje Yarışması yapılmış ve bu proje 24 yıl önce hiç uygulanmadan rafa konmuştur. Projeyle ilgili halka bilgi verilmeden tepeden inme bir planlama yaklaşımıyla hareket edildiği; toplum yararını gözettikleri iddiasında bulunurlarken topluma fikirleri sorulmadan son aşamada duyurulduğu görülmektedir.
Beşiktaş Meydanı “beton bir kütleye” dönüşme tehdidi ile karşı karşıya!
Projeyle beraber Deniz Müzesi önünden araç trafiğinin yer altı tünelleriyle Barbaros Bulvarı üzerine taşınması ile Beşiktaş Meydanı beton bir kütleye dönüştürülecek. Araç ve yaya güvenliğini de tehdit eden olası proje, battı çıktılar ve istinat duvarlarıyla, yaya erişimini engelleyen, meydana çıkan tarihi caddelerin ilişkilerini kesen, gerek görsel gerekse yaşamsal ve kültürel bütünlüğü yok etme tehdidi içermektedir. Mimar Sinan tarafından 1550’li yıllarda inşa edilmiş tarihi ve mimari özellikleri nedeniyle korunması gereken Sinan Paşa Cami, dibinden geçirilmesi planlanan bat-çık tüneli nedeniyle zarar görme tehlikesiyle karşı karşıyadır. Projeyi hazırlayan İstanbul Büyükşehir ve Beşiktaş Belediyesi kuşkusuz bu projenin reklamında tam tersini söylüyorlar. Haziran’da hep beraber engellediğimiz, sadece Tarlabaşı aksındaki bat-çık tünelinin gerçekleştirildiği “sözde yayalaştırma projesi” ile Taksim Meydanı’nın insansız koca bir “beton kütle” olduğu ortadadır.
Son yıllarda kentlerimizdeki çılgın betonlaşma ve rant hevesiyle zemindeki geçirimsiz alanların fazlalaşması neredeyse tüm yağışlarda sel ve su baskınlarına yol açmaktadır. Kıyıya paralel ve denizin yaklaşık 110 metre uzağındaki bir tünelde, zaten geçirimsizleşmiş olacak olan bir bölgede sürekli su baskını tehlikesi yaşanacaktır. Ankara ve Taksim’deki bat-çık tünellerinin yağışlardaki hali Beşiktaş’a örnek olmalıdır. Tünellerde seyredecek araçların egzoz duman tahliyesi büyük havalandırmalarla yüzeye verilecek ve tünel havalandırması için çalışacak mekanik tesisat, büyük beton kütle ile beraber yapılması planlanan meydan özellikle yaz aylarında aşırı derecede ısınacaktır.
Halihazırda Barbaros Meydanı yanındaki ve Demokrasi Anıtı önündeki durakların planlanan projeyle nereye alınacağı belirsizdir. Yerin altına alınması durumunda tünellerde seyreden araçlara bir de bekleyen otobüsler eklenecek ve tünel içindeki egzoz solunmaya mahkum olunacaktır.
Konumu gereği öğrenci nüfusuna ev sahipliği yapan Beşiktaş’ta projeyle beraber gayrimenkullerin birim metrekare fiyatları artacak, kira fiyatları yükselecektir.
Beşiktaş’ın tamamında dönüşüm operasyonu!
Beşiktaş Meydanı’nda trafiğin yer altına alınmasından sonra Başkan Hazinedar, aynı şekilde Akmerkez’in olduğu bölgede de trafiğin yer altına alınması için çalışacaklarını belirtmiştir. Ortaköy’de zemindeki arnavut kaldırım taşlarının değiştirilmesini içeren projeyi hayata geçirmeleri durumunda ise tarihî dokuya zarar vermeyeceklerini belirtti.
Ihlamurdere Caddesi’nin trafiğe kapatılması, çarşının dönüştürülmesi planlarıyla Beşiktaş’ın geleneksel kimliğini taşıyan kentsel doku tehdit edilmektedir. Köyiçi mevkii bu kimliğin karakteristik özelliklerini taşıdığından tescil edilmiş ve Kentsel Sit Alanı ilan edilmiştir. İstanbul’un dönüşüm operasyonundan Beşiktaş’a biçilen rol de turizm ve ticaret merkezi olmasıdır. Bu durumun bir örneği de Beşiktaş sahildeki Astro Tütün Deposu’dur. 1929’da Mimar Victor Adaman tarafından yapılmış, bir süre de Grundig Fabrikası olarak kullanılan yapı 1985’te boşaltılmıştır. Bir endüstri mirası olarak korunması gerekirken satılmış ve “yapıyı koruyarak” otel yapacakları iddiasıyla yola çıkılıp; ancak çokça örneklerini gördüğümüz gibi bina tamamen yıkılmış ve şuanda gördüğümüz Shangri La oteli yapılmıştır. Aynı otel geçtiğimiz yıldan beri Beşiktaş İskelesi’ni satın aldığı haberleriyle de gündeme gelmiştir.
Başbakanlık çalışma ofisinin Beşiktaş’a gelmesiyle, ofisin hemen yanındaki Beşiktaş İskelesi yanındaki çay bahçesi ve otobüs durağı kaldırılmış, bu bölge ve Barbaros Meydanı Atatürk Kültür Merkezi’ne benzer bir şekilde polislerin beklediği bir karakol haline gelmiştir. Hayatlarımızınve yaşam alanlarımızın her yerine saldırı vardır.
Her Yere Otopark!
Afet Kullanım Alanı olarak belirlenen Mısırlıbahçe Parkı tehdit altında!
İBB’nin 2014’te hazırladığı Beşiktaş İlçesi Hizmet ve Yatırımlar dosyasında Beşiktaş için 30 yeni otopark daha yapmayı planladıkları açıklandı. Bu otoparklar büyük oranda gündüz nüfusuna hizmet etmesi için planlanmakta ve bu da araç yoğunluğunun artması anlamına gelmektedir.
Açıklanan listedeki otoparkların bir çoğunun yeraltı otoparkı olması dikkatleri çekiyor. Geçmişte Abbasağa Parkı’nın da otopark yapılması yani yapılaşma tehtidi gündeme gelmiş, fakat Beşiktaş Halkı’nın direnişiyle engellenmişti. Mısırlıbahçe Zeminaltı Katlı Otopark projesi de yeni listede yer alıyor.
Türkali Mahallesi, Mısırlıbahçe Sokak’ta bulunan ve planlarda yeşil alan olarak görülen 2358 m² büyüklüğündeki Mısırlıbahçe Parkı, 2010 yılından beri otopark haline dönüştürülmeye çalışılıyor. Daha önce bostan olan parkta 65 adet çeşitli türde yetişkin ağaç bulunmakta ve aynı zamanda Beşiktaş Belediyesi’nin hazırladığı Afet Kullanım Kılavuzunda da Türkali Mahallesi’nin 3 afet toplanma alanından birisi olarak belirlenmiştir.
Parkların altına yapılan otoparklar, yağmur suyunun toprağa ulaşıp zemin suyunu beslemesine engel olmaktadır. Bu, saksı içinde ağaç yetiştirmekten farksız bir uygulamadır. Kazı sırasında ağaç köklerine zarar vermediklerini iddia etseler de Validebağ’dan “itinayla” sökülen erik ağaçlarının kepçelerle söküm görüntüleri henüz çok taze.
Beşiktaş’ı Savunmalı
Bu kentin her karışında bu kentte yaşayanlar ve onu var edenlerin sözü okunmalıdır. Kentin özellikle kamusal alanlarında yapılan büyük projelerde o kentte yaşayan herkesin bilgi alma, katılım sağlama ve daha da önemlisi itiraz etme hakkı bulunmaktadır! Beşiktaş’ın karşı karşıya kaldığı dönüşüm projeleri de böyle değerlendirilmelidir.
Beşiktaş bizim; bu sokaklar, meydanlar, parklar bizim! Beşiktaş’a sahip çıkalım!
Toplumcu Mühendisler ve Mimarlar Meclisi”