Tarihi 550 yıl öncesine dayanan Tersane-i Amire’nin Haliçport projesi kapsamında özelleştirilmesinin ardından Taşkızak ve Camialtı Tersaneleri’nin boşaltılmasına başlandı. Birgün Gazetesi'nden Olgu Kundakçı'nın haberine göre, Türkiye Denizcilik İşletmeleri Genel Müdür Yardımcısı Sacit Sadullah Demir, Camialtı Tersanesi’nin tamamen boşaltıldığını, gemi yapımında kullanılan makinelerin ve teçhizatın ise satıldığını vurguladı.
Demir, “Camialtı Tersanesi’nde gemi yapımında kullanılan makinelerin çoğu satıldı. Tersanenin kuruluşu itibariyle mevcut ekipmanın hepsi çok eski. Tornalarımız, vinçlerimiz, kaynak makinelerimiz, marangoz aletlerimiz vardı. Gemi inşaatlarından kalma saclarımız vardı. Bir tane de kuvvet romörkörü vardı 60-70 yaşında. Bunların hepsini sattık. Ahşap kızaklarımız kaldı, onlar da yağmur çamurda çürür. Ahşap kızakları isteyen olursa vereceğiz” diye konuştu.
Makinelerin hurda statüsünde satılmaması için gayret gösterdiklerini belirten Demir, “Bu makineler şu an çok iş gören şeyler değil. Yine de biz onları hurda vasfından kurtararak sattık. Çalışır hale getirdik. Neticede ekonomiye bir katkı olması, onun ucunda bir kişinin çalışması ülke adına kazançtır, diye düşündük. O yüzden hurda statüsüne sokmadık, o anlamda gönlümüz rahat” diye belirtti. Makinelerin daha çok Anadolu sanayicisi tarafından alındığına değinen Demir, satışın yaklaşık 1 milyon TL’lik gelir getirdiğini ifade etti. Demir, Camialtı Tersanesi’nde denizcilik tarihine ilişkin materyallerin ise Türkiye Denizcilik İşletmeleri Sanat ve Tarih Merkez Müzesi’ne gönderildiğini belirtti.
‘Proje arşivi korunacak’
Camialtı Tersanesi’nin proje arşivi ise Türkiye’deki gemicilik tarihi için büyük önem arz ediyor. Arşivin korunması için çalıştıklarını belirten Demir, “İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ), Yıldız Teknik Üniversitesi ve Piri Reis Üniversitesi’ne yazı yazdık. Onlardan talep gelmesi durumunda proje arşivimizi vereceğiz. Bu arşivlerin elektronik ortama alınıp, üniversitelere dağıtılması lazım. Bu arşiv bizim denizcilik geçmişimiz” dedi.
İTÜ, Yıldız Teknik Üniversitesi ve Piri Reis Üniversitesi’nin gemi inşaatı ve mühendislik fakültelerine proje arşivinin korunması için yazılı çağrıda bulunan Gemi Mühendisleri Odası Eski Başkanı Tansel Timur ise “Bu arşiv bizim sanayi hafızamızdır. Mühendishane-i Bahri-i Humayun’un bu alanda kurulmuş olması, gemi yapımcılığımızın kilometre taşları olan ‘Abidin Daver’, ‘Amiral Şükrü Okan’, ‘Bandırma’, ‘Tekirdağ’ ve ‘İskenderun’ başta olmak üzere sayısız geminin tasarım ve inşaatları burada gerçekleştirilmiştir. Bu nedenle bu proje arşivine sahip çıkılmalı” diye konuştu.
***
‘Üretim yapıları satılamaz’
İhale edilen Camialtı ve Taşkızak tersanelerinin bulunduğu tersane bölgesi, İstanbul 1’nolu Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu tarafından 1995’te sit alanı ilan edildi. Haliç, Camialtı ve Taşkızak Tersaneleri’ne ait toplam 31 yapı ve yapı kalıntısı 1996’da Kurul tarafından tescillendi. Alan aynı zamanda Beyoğlu Kentsel Sit Alanı içinde bulunuyor.
Haliç Dayanışması‘ndan Kocaeli Üniversitesi Mimarlık Bölümü öğretim üyesi Yard. Doç Dr. Gül Köksal, “Kaynak makinesi, torna, vinç gibi tersanedeki makineler üretim yapısıdır. Sanayi yapısı içindeki donatısıyla bir bütündür. Bu tür bir uygulama ulusal ve evrensel ilkelere aykırıdır. Koruma Kurulu’ndan izin almaksızın üretim yapılarına hiçbir şekilde müdahale edilemez. Sanayi yapısını korumaya değer kılan zaten onun içindeki üretimin bileşenleridir. Tescilli yapı içindeki üretim yapıları olmadan dört duvarı korumanın bir anlamı yoktur” dedi.