Temiz Nükleer İddiası Çernobil’de Çürüdü



Çernobil faciasının üzerinden 34 yıl geçti. 26 Nisan 1986 yılında meydana gelen faciadan kaynaklı 1986 yılından 2000 yılına kadar Beyaz Rusya, Rusya ve Ukrayna’da radyasyonlu bölgelerden toplam 350 bin 400 kişi tahliye edildi. Olay sırasında sadece 31 ölüm bildirilmiş olmasına rağmen, ölümlerin çoğu radyasyonun dağılmasından sonra gerçekleşti. Avrupa ve Türkiye’nin birçok bölgesine yayılan radyasyon bulutları binlerce insanın kanser hastalığından dolayı ölümüne yol açtı.

BirGün’de yer alan habere göre; Çernobil Nükleer Santrali’nde meydana gelen facianın yıl dönümü nedeniyle açıklama yapan Ekosfer Derneği, Çernobil faciasının nükleer enerjinin gerçek yüzünü ortaya çıkardığını belirtti. Ekosfer Derneği’nden yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:

“Kontrolden çıkan 4 numaralı nükleer reaktörden etrafa yayılan radyasyon, başta Ukrayna, Belarus ve Rusya toprakları olmak üzere tüm dünyayı kirletti. Radyasyon bulutları 2 Mayıs’tan itibaren Türkiye’yi de etkisi altına aldı, başta Karadeniz bölgesi olmak üzere ciddi sağlık sonuçlarına yol açtı.

Çernobil nükleer felaketi milyonlarca kilometre kare toprağı kirletirken, binlerce insanın da hayatına mal oldu. Bu kazayla nükleer santrallerin çevreye verdiği zarar ilk kez bu ölçüde gözler önüne serildi ve nükleer enerjiye ilgi azaldı.

 

Reklam Goruntulenme Bolumu


Nükleerin payı düşüyor
Nükleer santral yatırımları kazayı takip eden yıllarda yavaşladı. 1986 yılında küresel elektrik üretiminin yüzde 14,5’i nükleer enerjiden sağlanıyordu. Kazadan sonra yeni siparişlerin sayısı azalsa da yapımı devam eden reaktörlerin devreye girmesiyle bu oran 1996 yılında yüzde 17,5 ile nükleer enerjinin gördüğü en yüksek seviyeye ulaştı. Bu tarihten sonra ise düşüş başladı. 2018 sonunda nükleer enerjinin küresel elektrik üretimindeki payı yüzde 10,15’e geriledi. Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı bile, 2050 yılında bu payın en iyi ihtimalle yüzde 5, en kötü ihtimalle yüzde 3’e düşeceğini belirtiyor.

Şubat 2020 itibarıyla dünyada 414 nükleer reaktör çalışıyor. Bu rakam çok gibi görünse de mevcut filonun ortalama yaşı 30 ve filodaki birçok nükleer reaktörün tasarım ömrü 40 yıl. Önümüzdeki yıllarda çok sayıda reaktör emekliye ayrılacak. Yeni yapılan reaktör sayısının azlığı nedeniyle de nükleer santrallerin elektrik üretimindeki rolü azalmaya devam edecek.

Tercih yenilenebilir enerji
2018 yılında dünyada yeni elektrik üretimi kapasitesine yapılan yatırımlarda yenilenebilir enerji kaynaklarına (büyük hidroelektrik santraller hariç) 272 milyar dolar harcandı. Nükleer enerjiye yapılan yatırımlar ise 33 milyar dolarda kaldı. Nükleer santraller 70 yıla yakın geçmişine rağmen küresel elektrik üretiminin yüzde 10’unu karşılarken hidroelektrik hariç, rüzgar, güneş, biyokütle, jeotermal ve deniz enerjisi toplamda yüzde 10,5’ini karşılayarak kısa tarihlerine rağmen şimdiden nükleer enerjiyi geride bıraktı. Sadece bu rakamlar bile Türkiye’nin nükleer enerjiye bel bağlayarak nasıl yanlış bir yola girdiğini göstermeye yetiyor. Çernobil ve Fukuşima’dan ders alıp Rusya’nın Mersin’de nükleer santral inşa etmesi durdurulmalı.”