Türkiye Erozyonla Mücadele Ağaçlandırma ve Doğal Varlıkları Koruma Vakfı (TEMA), Kanal İstanbul davasındaki süreçle ilgili açıklamada bulundu.
Sözcü’de yer alan habere göre; TEMA Vakfı’nın açıklamasında süreç şöyle özetlendi:
“Kanal İstanbul Projesi kapsamında 2020 yılında, çevre düzeni planında yapılan bir değişiklikle İstanbul'un kuzeyindeki doğal varlıklarımızı tehdit eden yapılaşmalar artırılmıştı.
Buna karşı açtığımız davada bilirkişiler itirazlarımız doğrultusunda Kanal İstanbul Projesini ve çevresindeki yeni yerleşimi; planlama esasları, şehircilik ilkeleri ve kamu yararına aykırı bulmuştu.
Projenin bir ‘gayrimenkul geliştirme projesi’ olduğunun vurgulandığı bilirkişi raporuna göre; bilimsel olgularla desteklenmeksizin, İstanbul'un tarihsel makroform gelişimi üst ölçek mekansal kararlara aykırı biçimde değiştirilmektedir.
Korunması gereken orman, tarım, mera ve içme suyu havzalarına girmek pahasına yerleşimler kuzeye yönlendirilmektedir.
Yürütmeyi durdurma beklenirken idare mahkemesi talebi reddetti
Proje ile Sazlıdere Barajı'nın ortadan kaldırılması, Terkos Baraj Gölü'nün tuzlanma olasılığının bulunması kentin içme suyu temini için ayrı bir risk oluşturmaktadır.
Karadeniz kıyılarında yapılacak dolgu çalışmalarının plaj, kumluk alanlar ve denizel ekosistemi bozması kaçınılmazdır. Bu aşamada yürütmeyi durdurma kararı beklenirken, İstanbul İdare Mahkemesince bu talebimiz reddedilmiştir.”
TEMA’dan çağrı
“Bir kez daha çağrımızı yinelemeyi tarihi sorumluluğumuz olarak görüyoruz” ifadelerinin yer aldığı TEMA Vakfı’nın açıklaması şöyle devam etti:
“İstanbul'un göz göre göre kanal projesine feda edilmesine gönlümüz razı değil! Toprak razı değil, orman razı değil, su razı değil, bölgede yaşayan su kuşları, nesli tehlike altında bulunan su samurları, kırmızılı kurbağa ve pek çok canlı türü razı değil.
TEMA Vakfı olarak, tüm karar vericileri bilimin ve hukukun yol göstericiliği ile İstanbul’un son kalan doğal alanlarını korumaya davet ediyoruz.”