Kentsel nüfus artışı yüzyıldan kısa bir zaman içinde yüzde 10'dan yüzde 50'ye tırmandı. (Mombay'da her saat başı 42 bebek doğuyor) Bu rakamın 2050 yılında yüzde 75'e ulaşacağı düşünülüyor.
Kahire
Peki günümüzde, dünya üzerindeki her üç kişiden birinin büyük bir şehirde yaşıyor olması ne ifade ediyor? Bu istatistiklerin sosyal, çevresel ve mimari sonuçları ne olabilir? Tate Modern'in 20 Haziran'da açılan yeni sergisi "Küresel Kentler" tam da bu noktaya parmak basarak, yeryüzünde insanoğluyla yaratılan tehlikelere karşı bir farkındalık yaratmayı amaçlıyor.
Dünya ekonomisindeki değişikliklerin büyümekte olan bazı şehirlerde sosyal açıklara yol açtığı gerçeğinden yola çıkılan sergide; Londra, Kahire, İstanbul, Johannesburg, Los Angeles, Mexico City, Mombay, Sao Paolo, Şangay ve Tokyo; hız, büyüklük, yoğunluk, çeşitlilik ve şekil olmak üzere beş farklı tematik başlık altında incelenmiş.
Londra
Küresel Kentler sergisinde Londra karşılaştırma yapabilmek için bir temel olarak belirlenmiş. Nigel Coates; Zaha Hadid, Patrik Schumacher; Fritz Haeg; OMA*AMO/Rem Koolhaas; Nils Norman ve Richard Wentworth gibi isimlerden oluşan bir komisyon, şehri sürdürülebilirlik, kamusal alan ve sosyal katılım açılarından inceliyorlar.
İstanbul
2006 Venedik Bienali Uluslarararası Mimarlık Sergisi'nde sergilenen malzemelerden derlenen Küresel Kentler'de yirmiden fazla sanatçı ve mimarın bu 10 kentte yaşadıkları kentsel deneyimler sübjektif ancak samimi bir gözden veriliyor.
Sergi 27 Ağustos'a kadar açık kalacak. Fotoğraf, çağdaş sanat ve mimari çizimlerle renklenen bu modern fenomen, "mega şehir" kavramını sorgulamak için ziyaretçilerini bekliyor.