Sakarya Üniversitesi Elektrik Elektronik Mühendisliği
Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Osman Çerezci, "İnsanlar farkına
varmadan elektromanyetik etkilere maruz kalıyorlar. Bunların başında tasarruf
ampulü geliyor" dedi.
Elektromanyetik Dalgaların Biyolojik Yapılarla Etkileşim ve Etkileri
ile Güvenlik Çalıştayı, Akdeniz Üniversitesi Olbia Salonu'nda yapıldı.
Prof. Dr. Osman Çerezci, manyetik alan tartışmalarının
kamuoyundaki infialden ötürü baz istasyonu odaklı yapıldığını belirterek,
evlerin içerisindeki elektromanyetik yayıcıların göz ardı edildiğini
vurguladı.
Çerezci, şunları kaydetti:
"Evlerin içerisinde dikkatsiz kullanım sonucu elektromanyetik dalga yayıcılar
var. İnsanlar farkına varmadan elektromanyetik etkilere maruz kalıyorlar.
Bunların başında tasarruf ampulü geliyor. Bunlar düşük tavanlı binalarda
kullanılırsa insanlar çok şiddetli elektromanyetik dalgaya maruz kalıyor.
Çocukların çalışma odalarında tasarruflu ampulleri kesinlikle kullanmayalım.
Çünkü çocuklar elektromanyetik dalgaya daha fazla hedef oluyor.
Bilimsel olarak daha fazla etki altında kalıyorlar. Tavan yüksekse tasarruflu
ampul kullanılabilir. Bunda bir sakınca yok. Mesafeden dolayı etki alanını
indirgemiş oluyor. 2 metrenin altındaki alçak tavanlı binalarda tasarruflu ampul
kullanmak riskli. Tasarruflu ampuller 1.5-2 metre uzaktaysa sorun epeyce
azalıyor."
Çerezci, tasarruflu ampullerin avizelerde tavana bakacak şekilde
yerleştirilmesi gerektiğini, bu şekilde elektromanyetik dalganın tavana çarparak
dağılacağı için etkisinin daha az olacağını söyledi.
Tasarruflu ampulün yaydığı radyasyonun 20 santimetrelik alanla 10-15 birim
arasında değiştiğini belirten Çerezci, cep telefonda ise bu oranın 15-20 birim
olduğunu, baz istasyonundan uzaklaştıkça da 40 birime kadar yükselebildiğini
ifade etti.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığının tasarruflu ampul kullanımını
yaygınlaştırmak için başlattığı kampanyanın iyi olmadığını savunan Çerezci,
"Belki ekonomik kazanç sağlayacak ama gelecek nesillerin sağlıklı yetişmesi için
ortam hazırlamaya çalışıyoruz. Elektromanyetik kirlilik insan sağlığını tehdit
eden risk faktörü oluşturuyor" diye konuştu.
"Cep telefonları yumurta pişirmiyor"
Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Biyofizik Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi
Prof. Dr. Süleyman Daşdağ da cep telefonlarının direkt insan
vücuduna temas etmesi nedeniyle baz istasyonlarından daha riskli olduklarını
savundu.
Cep telefonlarının yoğun kullanıldığı yerlerde daha çok baz istasyonu
kurulmasından yana olduğunu belirten Daşdağ, "Baz istasyonlarının az olduğu
yerlerde cep telefonları şebekeye bağlanmak için daha çok enerji harcar ve daha
fazla radyasyon açığı çıkar. Cep telefonlarının maksimum kapasiteyle çalışmaması
için baz istasyonlarının sayısını artırmalıyız. Bu, cep telefonlarının olumsuz
etkilerinin azaltılmasında etkili bir yöntem olur" dedi.
SAR değeri düşük telefonlar kullanılmasının yararlı bir korunma yolu olduğunu
ifade eden Daşdağ, internette dolaşan bir haberde 2 Rus gazetecinin cep
telefonlarıyla yumurta pişirdiğinin iddia edildiğini belirterek, kendi
laboratuvarlarında bunu denediklerini söyledi.
Daşdağ, "Ama yumurta pişmedi. Bu nedenle internetteki her habere inanmayın"
diye konuştu.
Cep telefonlarının günde 2 saat ve daha fazla kullanımında işitme kaybı, baş
dönmesi, bulanık görme ve beyinde hücre ölümlerine neden olduğunu ifade eden
Daşdağ, cep telefonu operatörlerinin daha fazla konuşmayı teşvik eden ucuz
tarifelerle ilgili düzenleme yapılması gerektiğini savundu.
Daşdağ, "Kampanyalar zararlı. Ucuzlattığınız zaman insanlar daha fazla
konuşuyor. Cep telefonunun biyolojik etkileri üzerine Türkiye ve yurt dışında
yapılan birçok çalışma var. Radyasyondan korunmada konuşma süresi çok önemli.
Kampanyalar cebe yararlı ama sağlığa ne kadar yararlı olduğu tartışmalı"
dedi.
Çocuklar risk altında
Boğaziçi Üniversitesi Elektrik Elektronik Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi
Prof. Dr. Selim Şeker de elektromanyetik kirliliğin kısa vadede
insanlarda baş ağrısı ve asabiyete neden olduğunu, uzun vadede bağışıklık
sistemini zayıflattığını ileri sürdü.
Prof. Dr. Şeker, 5 yaşındaki bir çocuğun kafatası çapı ölçüsüyle cep
telefonunun yaydığı dalga boyunun aynı ölçüde olduğunu ifade ederek, küçük
çocukların cep telefonu kullanmasının doğal gelişimlerini engellediğini
söyledi.
Masa üstü bilgisayarların diz üstü bilgisayarlara göre daha az radyasyon
yaydığını belirten Şeker, uyurken açık bırakılan televizyonun yaydığı
elektromanyetik alanın rüya görmeyi azalttığını ve yüzde yanma hissine neden
olduğunu kaydetti.
Cep telefonlarının yaydığı elektromanyetik radyasyon oranının bağlanma
aşamasında en yüksek düzeye çıktığını ifade eden Şeker, şöyle konuştu:
"Cep telefonlarının yaydığı radyasyondan korunmak için baz istasyonlarının
sayısının artırılması daha doğru bir yöntemdir. Kamuoyunda binalarda kurulan baz
istasyonlarına karşı tepki var ama radyasyon yayılım şemasına göre baz
istasyonunun bulunduğu bina en şanslı bina. Çünkü baz istasyonundan yayılan
dalgalar çevreye doğru genişliyor. Bu noktada en az etkilenen iyi bir yalıtımla
baz istasyonunun bulunduğu bina oluyor."