"Tasarruf Değil Yaşam Alanı Kısıtlaması"



Artık gece 02.00’den sonra bu alanlardaki aydınlatma düzeyi yüzde 50 oranında düşürülecek. Gerekçe ise; tasarruf. Evrensel'den Gülşah İmrek'in haberine göre,  bu uygulamaya kadınlar tepkili. Çünkü, kadınlara yönelik taciz ve tecavüzün bu uygulamayla daha da artacağı düşünülüyor.

İşte kadınların itirazları:

"Bu uygulama kent hakkını zedeler"

Doç. Dr. Ayten Alkan: Zaten hali hazırda açık alanlar çok kötü aydınlatılıyor. Hava karardıktan sonra özellikle kadınların ve çocukların şehrin belli alanlarını güven içinde kullanmaları mümkün değil. Ben bunu yaptığım araştırmalar ve günlük yaşantımdan biliyorum. Yerel yönetimler dersi veriyorum ve dersin konusu bunu içeriyor. Kadın öğrencilerimin çok ciddi güvenlik problemleri var. Otobüs duraklarının, metrobüslerin, alt- üst geçitlerin 24 saat aydınlatılması gerekiyor. Nüfusun farklı kesimlerinin kentsel ve güvenlik ihtiyaçlarını dikkate alan önlemler yokken ve hükümetin bu anlamda karne notu çok kötüyken, bir de böyle bir darbe gerçekleştirmek çok kısıtlı olan nüfus gruplarının bu alanlardan yararlanmasını iyice zorlaştırıyorlar. Bu uygulama kent hakkı dediğimiz şeyi zedeler. Tüm bunların altında başka dertler var. Toplum mühendisliği gibi şeyler mesela. Son dönemde yöneticilerin kamusal alanları yeniden keşfetmeye çalışması, sosyal mekanları sadece dekorasyon haline getirme merakı enteresan. Dolayısıyla bunu bir tarafıyla genel ahlak anlayışı üzerinden sürdürülen siyaset ve bir çeşit sosyal mühendislik müdahalesi olarak görebiliriz. Japonya’ya ihale edilmiş Sinop nükleer santrali varken, yenilenebilir enerji kaynakları bu kadar zenginken tasarruf neden yaşam alanımız kısıtlanarak yapılmak isteniyor? Üstelik bu politika beceriksizliği de yurttaşlara mal ediliyor. Bunun bir nedeni de karar alma mekanizmalarında hep erkeklerin olması. Yerel yönetimlerin  yüzde 40’ı kadınlardan oluşsaydı böyle bir karar alınmazdı.

"Kamusal alanlar kadınlara kapatılıyor"

Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Üyesi Fikriye Yılmaz: Kadınlar olarak bu kadar tehlikenin içinde olduğumuz bir dönemde bu son derece güvenliğimizi sarsan bir uygulama. “Hamile kadınlar sokağa çıkmasın” diye bir açıklama yapıldı. Kadınlar eğer sokakta olmak istiyorsa, olmalıdır. Enerji Bakanlığına şunu sormak gerekir; “Kamusal alanları kadınlara kapatacak bu uygulama neye dayandırılıyor?” Karşımızda olan erkek egemen zihniyetin bir tezahürü. Kadınların korunması konusunda bir kamu hizmetine ihtiyaç var. Bunu belediyelerden istiyoruz çünkü devletin bütün kurum ve kuruluşları kadınları güvenceye almakla mükelleftir. Bunu uygulayacak yetkililerinin de buna yönelik tutum alması gerekir.