Tasarım Bienali Bu Kez Geleceği Tartışmaya Açıyor



İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) tarafından ilki 2012 yılında düzenlenen İstanbul Tasarım Bienali’nin ikincisi 18 Ekim-14 Aralık 2014 tarihleri arasında gerçekleştirilecek. Tasarım Bienali'nin yeni teması, küratör Zoë Ryan tarafından 13 Kasım'da yapılan basın toplantısında açıklandı. Toplantıya tasarım, mimarlık, sanat ve basından konukların yanı sıra akademisyenler ve İstanbul Tasarım Bienali Danışma Kurulu üyeleri de katıldı.

2. İstanbul Tasarım Bienali’nin FerahFeza’da düzenlenen basın toplantısı, İKSV Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Eczacıbaşı’nın açış konuşmasıyla başladı. İlk İstanbul Tasarım Bienali’nin Türkiye ve uluslararası çevrelerde yoğun bir ilgiyle karşılandığını, olumlu eleştiriler aldığını ve İstanbul’da tasarım alanında yeni tartışmaların açılmasına önayak olduğunu belirten Eczacıbaşı şunları söyledi:

Tasarım Bienali de ücretsiz gezilecek

“Bienalle birlikte İstanbul, tasarım dünyasında edindiği konumu daha da sağlamlaştırmak yönünde ilerledi. Bu süreçte dünyanın dört bir yanında düzenlenen saygın tasarım etkinlikleriyle işbirlikleri geliştirmek üzere verimli diyaloglar başlatıldı. 2. İstanbul Tasarım Bienali’nin, ilk bienalin tecrübesinden hareket ederek bu bienalin başarısını daha da ileriye taşıyacağına, daha etkin, üretken, düşündürücü, yaratıcı, zenginleştirici olacağına inanıyoruz. Etkinliğimizin erişilebilirliğini artırmak ve mümkün olduğu kadar çok kişiye temas etmesini sağlamak amacıyla önümüzdeki yıl İstanbul Tasarım Bienali’ni ücretsiz gerçekleştireceğiz.” dedi.

Açık konuşmasının ardından, İstanbul Tasarım Bienali Direktörü Deniz Ova ile 2. İstanbul Tasarım Bienali’nin küratörlüğünü üstlenen, Chicago Sanat Enstitüsü Mimarlık ve Tasarım Bölümü başkanı ve küratörü Zoë Ryan temayı açıkladılar.

İkinci bienal geleceğe yanıt arayacak

2. İstanbul Tasarım Bienali, Gelecek Artık Eskisi Gibi Değil başlığı altında "Şu anda gelecek nedir?" sorusunun cevabını arayacak. Bugünün tasarım çalışmalarının bir portresini çizmeyi hedefleyen bienal, tarih boyunca, sınırsız diyaloğu besleyen, radikal bir süreç olarak sorgulamanın peşinden koşan ve hedef beyanları olarak işlev gören manifestoların, sadece metinlerin üretiminde değil, eylem, hizmet, kışkırtma veya nesne olarak nasıl yeni baştan icat edilebileceği fikrini sorgulayacak.

Bienal, tasarımcıları manifesto üzerine yeniden düşünmeye, bu güçlü ve verimli janrı nereden geldiğimiz, nerede bulunduğumuz ve nereye gittiğimiz konusunu yeniden ele almak için bir platform olarak işe koşmaya davet edecek.

2. İstanbul Tasarım Bienali’nin sergi alanı, katalog ve görsel kimliği Superpool ve PP (Project Projects) tarafından hazırlanıyor. Bienalin tanıtım kampanyası ise Alametifarika tarafından hazırlanacak. 

"Şehri dinamik bir uzam olarak kullanacağız"

Tema metninde, İstanbul’un tasarıma ve tasarımın günlük hayatla ilişkisine dair alternatif düşünce üretmenin merkezlerinden biri olarak hızlı bir dönüşümden geçtiğini de belirten Zoë Ryan, şehri, projeler, konuşmalar, atölye çalışmaları, yayınlar ve eylemler için olduğu kadar online inisiyatifler oluşturmak için de dinamik bir uzam olarak kullanacağını ifade etti.

İstanbul Tasarım Bienali’nde geleceği hayal ederken gündelik gerçekliklere yaslanabilen tasarımlara ve dünyayla ilişkiye geçme, dünyayı görme ve anlamlandırma biçimlerimizi dönüştüren yenilikçi yaklaşımlar benimseyen projelere yer verilecek. Bienalin, incelikli ve katmanlı yaklaşımlar ve tasarımın rolünü sorgulayan, hem olumlu hem de olumsuz sonuçları baştan kabul ederek konuya çok çeşitli bakış açılarından, kuşaklardan ve yerlerden yaklaşan alternatifler öneren manifestolar aradığını belirten Zoë Ryan, başvuru süreciyle ilgili de bilgi verdi.  

Reklam Goruntulenme Bolumu

Proje başvuruları başlıyor

Bienale katılmak isteyenlerin, imge, animasyon, video, grafik, diyagram ve/veya metin formunda, ama bu formlarla sınırlı da olmayan manifestolarını, 1 Şubat 2014 tarihine kadar göndermeleri gerekmektedir. Ayrıntılı bilgi ve başvuru koşullarıyla ilgili detaylara tasarimbienali.iksv.org adresinden ulaşılabilecek.

Bienali mekânları ve ana serginin yanı sıra bienal kapsamında gerçekleştirilecek akademi programı, atölye çalışmaları, tasarım yürüyüşleri, yaratıcı film kuşağı, seminer ve paneller gibi etkinliklerin ayrıntıları 2014 yılında duyurulacak.

Tasarım manifestoları için çağrı

Geçtiğimiz yirmi senenin tasarım manifestolarının eleştirel bir okuması, ekoloji, bilim-kurgu, sürdürülebilirlik, oyun, renk, giyim, sorumluluk, şehircilik, normalcilik, DIY (kendin-yap), hikâye anlatıcılığı, alternatif metodolojiler, açık kaynak ve pesto sos gibi çok çeşitli konuları ele alan karmaşık ve disiplinlerarası bir dizi yaklaşımı ortaya seriyor.

Peki çağdaş tasarım manifestoları nedir?

Daha kıvrak, daha hafif, daha ucuz veya daha hızlılar mı? Kurnaz, uyanık, meraklılar mı? Geçmişten -ve şimdiden- fikirler devşiriyorlar mı? Duyarlılar mı: Çeperlere bakıyor ama aynı zamanda merkezi de kazıyorlar mı? Empati kurabiliyorlar mı: İnsanlarla enformasyon, nesneler, ritüeller ve hizmetler arasında yeni ilişkileri besliyorlar mı? Parçaların birleşiminden mi oluşuyorlar: Çoklu kaynaklardan besleniyor ve hiyerarşileri sorguluyorlar mı? Savunuculuk yapıyorlar mı: Toplumsal altyapıları yeni hedefler doğrultusunda harekete geçiriyorlar mı?

Toplumun yeteri kadar incelenmemiş veya göz ardı edilmiş alanlarına ışık düşürecek ve tasarlanmış, kurgulanmış çağımız hakkında daha fazla araştırma ve fikir alışverişini kışkırtacak yeni tutum ve duyarlıkları teşvik eden manifestoların (metinler, eylemler, hizmetler, nesneler veya başka şeyler) peşindeyiz. Bir yandan yeni bir gelecek hayal ederken öte yandan kendini geçmişin üzerine inşa edip aynı zamanda onu yeniden yorumlayarak değişime önayak olan ve böylelikle süreç içinde ikisini de değişime uğratan başvuruları bekliyoruz. Sizin katkılarınızla, tasarımın etrafımızdaki dünyayı kavrayışımızı ve onunla ilişkimizi derinleştirmekte oynadığı önemli rolün altını çizerken, bir yandan da katmanlı ve incelikli, hem olumlu hem de olumsuz sonuçları baştan kabul eden ve farklı kuşak ve yerlerden fikirler içeren alternatif bir gelecek resmi oluşturmayı ümit ediyoruz.

Bienal temasını ayrıntılı olarak ele alan açıklama metni çin ilerleyiniz >>


"Gelecek Artık Eskisi Gibi Değil / The Future is Not What it Used to Be"

2. İstanbul Tasarım Bienali, Gelecek Artık Eskisi Gibi Değil başlığı altında şu sorunun cevabını arıyor: “Şu anda gelecek nedir?”. Bienal, tasarımcıları manifesto üzerine yeniden düşünmeye, bu güçlü ve verimli janrı nereden geldiğimiz, nerede bulunduğumuz ve nereye gittiğimiz konusunu yeniden ele almak için bir platform olarak işe koşmaya davet ediyor.

Tarih boyunca manifestolar sınırsız diyaloğu besleyen ve radikal bir süreç olarak sorgulamanın peşinden koşan hedef beyanları olarak işlev gördü. Manifestolar çoğunlukla beyanla arzu arasında bir yerde duran metinler olarak üretildi. Peki bugünün bağlamında manifestoyu tasarımda eleştirel düşünce için bir katalizör olarak nasıl geri kazanabiliriz? Manifesto bir eylem, bir hizmet, bir kışkırtma veya bir nesne olarak yeni baştan icat edildiğinde, hem olumlu hem de olumsuz sonuçlara yönelik özgün ürünler oluşturmak yolunda hangi yeni ihtimalleri barındırabilir?

Hızlı bir dönüşümden geçen İstanbul, tasarıma ve tasarımın günlük hayatla ilişkisine dair alternatif düşünce üretmenin merkezlerinden biri. Dolayısıyla, dünyamızın yeni koşullarına cevap veren çeşitli tasarım fikirlerini buluşturacak bir bienal için ideal yer. Şehri projeler, konuşmalar, atölye çalışmaları, yayınlar ve eylemler için olduğu kadar online inisiyatifler oluşturmak için de dinamik bir uzam olarak kullanacak olan bienal, toplumun yeteri kadar incelenmemiş veya göz ardı edilmiş yönlerine odaklanan ve tasarlanmış, kurgulanmış ve sayısallaşmış çağımız hakkında araştırma ve fikir alışverişini kışkırtacak yeni tutum ve duyarlıkları teşvik eden uluslararası projelere yer verecek.

“Manifesto” kelimesi, Latincedeki “belirtmek, açığa çıkarmak” anlamına gelen manifestare fiilinden türetilmiştir ve “görünür kılma” eylemine işaret eder. Manifestolar, hızlı bir değişim ve sorgulamanın yaşandığı, mevcut şartların geleceğe dair çoklu vizyonlar oluşturma potansiyeli sunduğu anlarda ortaya çıkar. Tarihin üretken anları, değişimden korkanlara göre değildir; 20. yüzyıl başında ortaya konan manifestoların birçoğu kolektif eylemden taraf olmuş ve yeni bir başlangıcın mümkün olması için şiddeti, yıkımı ve toplumsal kopuşu talep etmiştir (Fütürist Manifesto, F. T. Marinetti, 1909; Süsleme ve Suç, Adolf Loos, 1910). Bazıları da bir disiplini mekâna özgü analiz aracılığıyla yeniden düşünmenin (Las Vegas’tan Öğrenmek, Robert Venturi, Denise Scott Brown, Steven Izenour, 1972) veya içinde yaşadığımız dünyanın yeni bir portresini oluşturmak için geçmişi ve şimdiyi buluşturmanın (Çılgın New York, Rem Koolhaas, 1976) yollarını aramıştır. Başkaları ise ideal pratikler ve alternatif metodolojiler önermiştir (İyi Tasarım için On Prensip, Dieter Rams, 1980’ler; Eleştirel Tasarım, Anthony Dunne ve Fiona Raby, 1999). Onları ortaya koyan tasarımcılar kadar çeşitlilik arz eden tasarım manifestoları bir dizi konuyu ele almışlardır: ekoloji, bilim-kurgu, sürdürülebilirlik, oyun, renk, giyim, sorumluluk, şehircilik, normalcilik, DIY (kendin-yap), hikâye anlatıcılığı, alternatif metodolojiler, açık kaynak ve pesto sos!

Ne var ki 20. yüzyılın sonuna gelinmesiyle beraber manifesto çağının da sona erdiği hissedilmeye başladı. Manifestonun miadının dolduğu, tarihe karıştığı düşünülür oldu; ütopyacı proje artık ne güncel ne de yeterli görünüyordu. 21. yüzyılı katederken, acil meselelerin ve özellikle de küresel eşitlik dengesinin tekrar ele alınabilmesini sağlayacak yeni diller, formlar ve yöntemler aranıyor. Dolayısıyla içinde bulunduğumuz dönem, manifestonun ne olabileceği üzerine tekrar düşünürken, manifestoyu tekrar gündeme almak, onun düşünceyi ifadeye büründürme gücünden ve önemli soruları çerçeveleme yetisinden yararlanmak için de uygun bir zaman.

Fikir tohumları ekmeyi, diyaloğu ve tartışmayı teşvik etmeyi amaçlayan bu bienal, iki aşamalı bir çağrı yoluyla seçilecek yeni sipariş ve çalışmaları sergileyecek (ayrıntılar için aşağıya bakınız). Bienal, geleceği hayal ederken gündelik gerçekliklere yaslanabilen tasarımları ve dünyayla ilişkiye geçme, dünyayı görme ve anlamlandırma biçimlerimizi dönüştüren yenilikçi yaklaşımlar benimseyen projelere yer verecek. Bugünün tasarım çalışmalarının bir portresini çizmeyi hedefleyen bienal, tasarım alanının günümüz dünyasıyla kesiştiği, çoğunlukla beklenmedik noktaların haritasını çıkaracak: beslenme, barınma, sağlık ve güvenlik gibi temel insani ihtiyaçların yanı sıra, aşk, oyun, korku, ihtilaf, bereket, sürdürülebilirlik, hareketlilik, erişilebilirlik, toplum ve jeopolitika gibi daha az elle tutulur konularla tasarım dünyası arasındaki kesişmeler.

Bir yandan yeni bir gelecek hayal ederken öte yandan kendini geçmişin üzerine inşa edip aynı zamanda onu yeniden yorumlayarak değişime önayak olan ve böylelikle süreç içinde her ikisini de değişime uğratan manifestolar (metinler, eylemler, hizmetler, nesneler veya başka şeyler) arıyoruz. Bienal, büyük iddiaların ve yüksek seslerin altını çizmekle yetinmekten ziyade; incelikli, katmanlı yaklaşımları, tasarımın rolünü sorgulayan, konuya çok çeşitli bakış açılarından, kuşaklardan ve yerlerden yaklaşan alternatifler öneren manifestoların peşinde. Ne bir amaca ulaşmanın aracı ne de kendi içinde bir amaç olan bienal, etkileşimi ve katılımı teşvik ediyor. Bu aynı zamanda, tasarımın farklı pratikler içinde değişen kapsamını araştırmak ve karşı karşıya olduğumuz küresel sorunlara ışık düşürmek için bir fırsat.

Tasarımcılar, size ihtiyacımız var! Bienal, tasarımcı olan veya olmayan kişileri, 21. yüzyılda ve ötesinde tasarımın taşıdığı yeni imkânları ve aciliyet noktalarını tarif etmek ve tasarımla gündelik hayat arasındaki karmaşık ama vazgeçilmez ilişkiyi vurgulamak için bakış açılarını beyan etmeye, fısıldamaya, formüle etmeye, ispatlamaya, geri kazanmaya, beklenmedik bir anda pat diye ortaya koymaya, kitle kaynağından yararlanmaya, kopyalamaya, çoğaltmaya ve/veya icat etmeye davet ediyor.

Zoë Ryan, 2. İstanbul Tasarım Bienali Küratörü
Meredith Carruthers, 2. İstanbul Tasarım Bienali Yardımcı Küratörü

 

Reklam Goruntulenme Bolumu


Biyografiler

 

Zoë Ryan 
2. İstanbul Tasarım Bienali Küratörü

Chicago Sanat Enstitüsü (Art Institute of Chicago) Mimarlık ve Tasarım Bölümü’nde başkan ve küratör olarak görev yapan Zoë Ryan, müzenin ilk çağdaş tasarım koleksiyonunu oluşturdu ve mimarlık koleksiyonunu genişletti. Zoë Ryan’ın son dönemde gerçekleştirdiği sergiler arasında, “Yapı: Stüdyo Gang Architects’in İçinde” (Building: Inside Studio Gang Architects) (2012), “Nesneyi Şekle Sokmak: Bless, Boudicca ve Sandra Backlund”(Fashioning the Object: Bless, Boudicca, and Sandra Backlund) (2012), “Bertrand Goldberg: Keşif Mimarlığı” (Bertrand Goldberg: Architecture of Invention) (2011) ve müze tarihinde en çok ziyaret edilen mimarlık ve tasarım sergisi olan “Hiperbağlaçlar: Mimarlık ve Tasarım” (Hyperlinks: Architecture and Design) (2010) bulunuyor. Müzedeki görevine başlamadan önce, kamusal alan tasarımını geliştirmeyi amaçlayan ve kâr amacı gütmeyen bir kamusal sanat ve mimarlık kuruluşu olan New York Van Alen Enstitüsü’nde Kıdemli Küratör olarak çalıştı. Dünyanın farklı yerlerinde çalışmaları hakkında konuşmalar yaptı ve aralarında “Su ile İnşa Etmek: Tasarım, Kavramlar, Vizyonlar”ın (Building with Water: Designs, Concepts, Visions) (Birkhauser Yayınları, 2010) da bulunduğu birçok yayına yazar ve editör olarak katkıda bulundu. 2012 yılında, Venedik Mimarlık Bienali ABD Pavyonu sergisinin küratöryel danışma kurulunda görev aldı. 2012 sonbaharında Fast Company dergisi, Zoë Ryan’ı tasarımın geleceğini şekillendiren 50 kişi arasında gösterdi. Chicago Illinois Üniversitesi Sanat ve Tasarım Okulu'nda yarı zamanlı öğretim görevlisi olan Zoë Ryan, Chicago Sanat Enstitüsü Okulu (School of the Art Institute of Chicago) Sanat Tarihi Bölümü’nde de ders veriyor. 


Meredith Carruthers
2. İstanbul Tasarım Bienali Yardımcı Küratörü


Meredith Carruthers, Kanada’da, Montreal’de yaşayan bağımsız bir küratör ve sanatçıdır. Andrea Sala ile birlikte Guido Molinari Vakfı ve Joliette Sanat Müzesi’nde gerçekleştirdiği  “mSm: Molinari, Sala, Munari” (2011-12) sergisi ve Leonard ve Bina Ellen Galerisi’ndeki “Geçit Töreni” (“Parade”) (2011) adlı koreografik sanat gösterisi son dönemdeki projeleri arasında yer almaktadır. Carruthers, Kanada Mimarlık Merkezi’nin (Canadian Center for Architecture) küratöryel ekip üyesi olarak görev aldığı dönemde “Eylemler: Şehirle Yapılabilecekleriniz” (“Actions: What You Can Do With the City”) (2008-09) ve “Kusurlu Sağlık: Mimarinin Tıbbileşmesi” (“Imperfect Health: The Medicalization of Architecture”) (2011-12) gibi sergilerde görev aldı. Mimarlık kuramı, vitrin sergileme ve kavramsal sergi düzenlemesi gibi çeşitli konular üzerine yazdığı yazılar İtalya’da Abitare (2013), Britanya’da cura.art (2013) ve Kanada’da Canadian Architect (gelecek sayıda) gibi dergilerde yayımlandı. Susannah Wesley ile birlikte 2004 yılında kurduğu Leisure adlı sanatçı kolektifi ile Kanada ve yurtdışında birçok mekânda sergiler ve özel projeler gerçekleştirdi. Banff, Dawson City ve Viyana’da misafir sanatçı programlarına katıldı. Meredith Carruthers, 2014 yılında çalışmalarını Montreal/Quebec’te bulunan Artexte belgeleme merkezinde misafir araştırmacı olarak sürdürecek. 


2. İstanbul Tasarım Bienali Danışma Kurulu

Alexander von Vegesack, Vitra Design Foundation Yönetim Kurulu Başkanı
Han Tümertekin, Mimar 
Joseph Grima, 1. İstanbul Tasarım Bienali Küratörü, mimar, editör, yazar 
Özlem Yalım Özkaraoğlu, 1. İstanbul Tasarım Bienali Direktörü, endüstri ürünleri tasarımcısı
Paul McMillen, UltraRPM Yönetim Kurulu Başkanı
Prof. Tevfik Balcıoğlu, Yaşar Üniversitesi Rektör Yardımcısı, İzmir Akdeniz Akademisi Yönetim Kurulu Üyesi ve Tasarım Koordinatörü
Yeşim Demir, ICOGRADA Başkan Yardımcısı ve grafik tasarımcı