Taş Ocakları Ormanları Talan Ediyor



Yıllardır denetimlerin yapılmadığı taş ocakları ormanları talan etmeye devam ediyor. Üstelik doğayı mahveden bu taş ocaklarının çoğu ya ruhsata aykırı hareket ediyor ya da ruhsat süresi bitmesine rağmen faaliyetlerine devam ediyor. Radikal Gazetesi’nin haberine göre hem ruhsat süresi biten hem de ruhsatta belirtilen alanın dışına taşan ocaklardan biri Yalıçiftlik beldesindeki bir taş ocağı. Tüm izinleri bitmesine rağmen madeni işletenler taş çıkarmaya ve doğayı katletmeye devam ediyor. Bodrum başta olmak üzere Muğla’da son aylarda taş ocaklarına karşı büyük bir mücadele başladı. Yerel yöneticileri ve sivil toplum kuruluşları izinsiz, yetkisiz, kaçak çalışan madenleri tek tek tespit ediyor. Muğla Valiliği kanalıyla bu tür taş ocakları kapatılmaya çalışılıyor. Yalnız Bodrum’da faaliyetlerini sürdüren 34 taş ocağından 17’si ya ruhsata aykırı hareket ediyor ya da izinleri bitmesine rağmen faaliyetlerine devam ediyor. Bu 17 maden ocağından biri de Yalıçiftlik’teki Doğal Taş Madencilik’e ait sahanın işletmecileri. Doğal Taş Madencilik, Yalıçiftlik Beldesi Alazeytin Mevkii’nde doğal taş çıkarmak için Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Maden İşleri Genel Müdürlüğü’nden 2005’de 10 yıllığına ruhsat aldı. Şirket işletme hakkını 2009’da devretti. Maden sahasını Erdoğan Argu ve Tuncay Orak adında iki özel kişiye kira karşılığı verdi. Ancak sahanın yeni sahipleri sözleşmeye aykırı hareket etti. İddialara göre, ruhsatta belirtilen sahanın dışına taşarak doğal taş çıkarıldı. Sigortasız işçi çalıştırıldı. İrsaliyesiz mal satılıldı. Kiraya veren şirket noter kanalıyla Orak ve Argu’ya ihtarname gönderdi. Ancak aykırılıklar giderilmedi. Bunun üzerine kira sözleşmesi feshedildi. İşletmenin kiracısı Orak ve Argu sahayı terk etmeyince ruhsat sahibi Doğal Taş Madencilik Bodrum Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulundu. Maden ocağını işletenlerin sahadan çıkarılması, yetkisiz işlem yaptığı için de hakkında yasal işlem yapılması, buna müsaade eden kamu görevlileri hakkında soruşturma başlatılması talep edildi.

10 dönüm izin alıp 50 dönümde çalışıyorlar

Bodrum Kaymakamı Mehmet Gödekmerdan, tüm taş ocağı işletmelerinin Yalıçiftlik beldesinde olduğunu, suç duyurusunda bulunulan söz konusu taş ocağını da bildiğini belirterek şunları söyledi: “Sayın valimiz bizim talebimiz üzerine oraya tebligat yaptı. Daha kapatılmadı. Tebligat yapıldı ancak aynı gün kapatılmıyor. Gün verildi. Ruhsata aykırı hareket ediliyor. Bazılarını da ruhsat süresi bitmiş. Onlara da bakılıyor.” Bodrum’daki taş ocaklarının yarısının bu şekilde izinsiz ya da kaçak çalıştığını anlatan Gödekmerdan, “10 dönüm için izin almışlar, 50 dönümde çalışıyorlar. Ormanlar tahrip ediliyor. Geçen yıl bir komisyon kurduk. İl özel idare, orman, jandarma, çevre ve şehircilik müdürlüğü, yerel belediyeler ve bir çok kurum bu komisyonda var. Taş ocakları ile ilgili bir çalışma yaptık. Kadastro tespitleri dışında raporu hazırlayarak Muğla Valiliği’ne sunduk. Şimdi buraların kapatılmasını bekliyoruz” dedi.

Çevreciler harekete geçti

 Taş ocakları ile ilgili bu kadar doğa tahribatının yapılmasının en önemli sebebi, Maden Kanunu’nda 2004’te yapılan değişiklik. Yeni kanun ile taş ocakları Çevre Etki Değerlendirme sürecinden muaf tutulmaya başlandı. Bu süreç ile birlikte Türkiye ’nin orman alanları taş ocağı yuvasına dönüştü. Taş ocağı sayısının artması ve orman alanlarının tahrip edilmesi bir turizm merkezi olan Bodrum ve Muğla’da çevrecileri, idarecileri harekete geçirdi. Özellikle peyzaj alanında kullanılan taş ocaklarına karşı büyük bir mücadele başladı. Muğla genelinde 450 taş ocağı ile ilgili aykırılıkların tespiti halen devam ediyor.

Akdeniz Yeşilleri Dernek üyesi Ayşe Erdem: ‘’Taş ocağı olmasın demiyoruz ancak taş ocaklarının özellikle orman alanlarında faaliyet göstermesine karşıyız. Çünkü taş ocakları ciddi anlamda çevre katliamlarına neden oluyor. Örneğin Yalıçiftlik’teki taş ocağı bir yandan birçok ağacın kesilmesine neden olurken diğer yandan hafriyat çalışmaları ile bölgenin su kaynaklarını kirletiyor. Yalıçiftlik’teki taş ocağının ruhsat süresi dolması rağmen hâlâ faaliyet göstermesi ve yetkililerin taş ocaklarını ne kadar az denetlediğini gösteriyor.”