Tarlabaşı Kentsel Dönüşüm Projesi kapsamında, evleri karşılığında ödenen miktarı kabul eden mahalle sakinleri bölgeyi terketti. Yine de anlaşmaya yanaşmayıp hurda ve çöp yığınlarıyla dolup taşan sokaklardaki evlerinde yaşamlarını sürdürmeye çalışanlar da var.Kamulaştırma kararlarına itiraz eden bazı ev sahipleri kararı temyize gönderdi. Ancak itiraz edenlerin çoğu, evleri karşılığında hesaplarına yatırılan parayı alıp, başka yerlere taşındılar.
Belediye suyu kesti
Bianet’ten Elif Cansu Akoğuz, Büşra Akman, Duygu Koçoğlu’nun haberine göre, Ali Ber, Tarlabaşı'ndaki Halepli Bekir Sokak'ta beş çocuğu, eşi, gelini ve iki torunuyla birlikte yaşıyor. Kültür mirası olarak tescilli bir binada daire sahibi olan Ber ailesinde yalnızca bir kişi çalışabiliyor. 13 yıl önce Mardin'den göç eden ailenin tek gelir kaynağı tekstil işiyle uğraşan oğulları.
Ber ailesi, temyiz kararını Tarlabaşı'ndan uzakta bekleyen ailelerin aksine sahibi oldukları ev için "uygun" bir ücret ödenene kadar Tarlabaşı'nı terketmeyi düşünmüyor. Belediye, bazı sokakların suyunu kesti, aile bu yüzden bir haftadır yağmur suyu kullanıyor. Ber, mahalleye verilen suyun kesilmesi üzerine İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne gitti. İddasına göre, İBB yetkilileri kendisine avukatlar izinde olmasa çoktan evlerinden atılmış olacaklarını söyledi.
"Tehdit ve gözdağı ile anlaşma sağlandı"
Ali Ber, süreç sonlanana kadar evlerini terketmeyeceklerini söyledi. Sulardan sonra elektriğin de kesileceğinden endişe duyan ve ailesinde ciddi sağlık sorunları bulunduğunu söyleyen Ber, "Bu şartlar altında nasıl yaşayabiliriz?" diye sordu.
Ber, mahallede yaşayanlara "tehdit ve gözdağı" yoluyla düşük ücretler karşılığında anlaşma yapıldığını iddia ederek aynı binada, aynı özelliklere sahip evler için farklı fiyatlar ödendiğini söyledi.
Aynı binada dairesi olan ablasının evi için iki yıl önce 180 bin lira verildiğini, kendisine ise önce 60 bin, daha sonra 80 bin lira teklif edildiğini söyleyen Ber, ancak bu parayla başka bir ev almasının mümkün olmadığını belirtti.
"Tescilli evin değeri bu değil"
Ber'in avukatı Nimet Uğural Yalgın, evlerin değerinin bilirkişi aracılığıyla belirlendiğini ancak kültür varlığı olarak tescil edilmiş yapıların metrekare fiyatının belirlenenden daha yüksek olması gerektiğini söyledi. Yalgın, belediyenin suyu kesmesinin yasal ancak insani değerlere aykırı bir eylem olduğunu ve bu işlemin aileyi tahliyeye zorlama amacıyla yapıldığını ifade etti.Dosyayı temyiz için yargıtaya gönderen Ber ailesi altı ay içinde Ankara'dan cevap bekliyor.