Radikal'den Ece Çelik'in haberine göre, şimdilerde kentsel dönüşüm kapsamında sakinlerinin bir kısmı yerinden edilen Tarlabaşı semtinde yıllardır çocuklar için çalışan Tarlabaşı Toplum Merkezi kapanmanın eşiğinde. Kürtlerin, Romanların, Afrikalı ve Suriyeli sığınmacıların, kâğıt toplayıcıların, Beyoğlu hizmet sektörü çalışanlarının ama en başta şehir yoksullarının bir arada yaşadığı bu bölgede 2005’te açılan merkez bugüne dek 5803 çocuğa ve yüzlerce kadına temas etti. Gönüllülerin çalıştığı merkez Tarlabaşı’nda yaşayan genç, çocuk ve yetişkinlere ücretsiz ders ve atölyeler düzenliyor; sağlık, hukuk alanında yönlendirme yapıyor, ücretsiz okul öncesi hizmeti sağlıyor.
Üniversite öğrencileri okuldan çıkıp merkeze gelen çocukların derslerine yardımcı olurken, merkezde boylarından büyük müzik aletleriyle atölyelerine doğru giden çocuklar görebiliyorsunuz. Çocuklar yılda iki kez çalışmalarını bir konserle sergiliyor, tiyatro atölyesinde oyun sahneliyorlar. Kurum kadınlara okuma-yazma, kadın hakları ve kadın sağlığı eğitimleri de veriyor. Çocuklar ayrıca iki ayda bir yayımlanan çocuk hakları dergisi ‘Parlayan Çocuklar’ı hazırlıyor.
İstanbul Bilgi Üniversitesi Göç Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi’nin açtığı merkez iki sene boyunca Avrupa Birliği fonlarından yararlandı, 2007’de sürdürülebilirliğini sağlamak için Tarlabaşı Toplumunu Destekleme Derneği’ni kurdu. Merkez; İngiliz, Hollanda ve İsveç konsolosluklarından ve İstanbul 2010 Kültür Başkenti Ajansı’ndan aldığı küçük hibelerle atölyelerini sürdürdü. Ana kaynağını 3.5 sene boyunca NewYork merkezli SPUNK Vakfı’nın, üç sene de İsveç Olof Palme Merkezi’nin katkıları oluşturdu. Kurum sekiz sene içerisinde herhangi bir yerel kurumdan destekçi bulamadı. Bu yıl yurtdışı destekçiler de Türkiye ’den çekilme kararı alınca merkez kapanmayla burun buruna kaldı.
Yabancı kurumların desteklerini çekme sebebini sorduğumuz, merkezin genel koordinatörü Ceren Suntekin, “Resmi bir şey yok ancak ben bu kurumların Türkiye’den desteklerini çekmelerinin sebebinin, iktidar partisinin politikaları olduğunu düşünüyorum” diyor. Suntekin destekçi kurumların çekilmesinde Erdoğan’ın yurtdışında “Türkiye’de yardıma ihtiyaç yok. Olsa biz Afrika-Arap ülkelerine yardıma gider miydik” şeklinde bir imaj çizmesinin ve yurtdışında yoksulluk, çocuk ihlalleri, aile içi şiddet gibi sorunların çözüldüğüne dair sunulan raporların etkili olduğunu düşünüyor. Ay sonunda fon bulamazsa kapanacak olan merkezin aylık minimum gideri 20 bin lira. İstanbul Bilgi Üniversitesi’nin ayda 5 bin lira ile destek olduğu merkez, geçen sene Beyoğlu Belediyesi ile görüşmüş ancak belediye bütçe sorunları nedeniyle destek olamayacağını bildirmiş. Nisanda merkezi ziyaret eden Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin de destek çalışmalarını başlatacaklarını bildirmesine rağmen henüz somut bir destek söz konusu değil.
Kurumu ayakta tutmak için, üstünde çocukların yaptıkları resimlerin olduğu çantalar satışa sunuldu. Merkeze destek sağlamak için hazırlanan tiyatro oyunu ‘Meraklı Korkuluk’ da 24 Kasım, 15.00’te Bilgi Üniversitesi Kuştepe Kampüsü’nde sahnelenecek.