İstanbul Tarlabaşı Mülk Sahipleri ve Kiracıları Kalkındırma ve
Sosyal Yardımlaşma Derneği adı altında dernek kuran semt sakinleri, İzmir
Barosuna kayıtlı Avukat Barış Kaşka aracılığıyla Tarlabaşı'nda yıkımına
başlanacak binaların yıkımının durdurulması için merkezi Paris'te bulunan
UNESCO'ya başvurdu.
Kaşka, Beyoğlu Belediyesi'nin Tarlabaşı semtindeki, 5366 sayılı Yıpranan
Tarihi ve Kültürel Taşınmaz Varlıkların Yenilenerek Korunması ve Yaşatılarak
Kullanılması Hakkındaki Kanuna dayanan uygulamalarının bölgedeki ''eşsiz 209
tarihi binayı yok etme tehlikesiyle karşı karşıya bıraktığını'', mülk
sahiplerini de mağdur ettiğini öne
sürdü.
Belediyenin, anlaştığı
mülk sahiplerine ait binaların yıkımına kısa sürede başlayacağını öğrendiklerini
kaydeden Kaşka, ''Beyoğlu Belediyesi, eşsiz tarihi binaları otel ve alışveriş
merkezi yapmak için eşsiz Levanten mimarisine sahip 209 binayı yıkacak. Yıkımın
İstanbul'un kültür başkenti olduğu bir yılda olması da düşündürücü''
dedi.
''KORUMANIN İLK ŞARTI YAŞATMAKTIR''
Kaşka,
dünya kültürel mirasın korunması ve geliştirilmesinde en üst uluslararası kurum
niteliğinde olması, üye ülkeler üzerinde bir denetim görevi üstlenmesi nedeniyle
UNESCO'ya başvurduklarını bildirdi.
Hazırladıkları dosyada çeşitli üniversitelerden araştırma ve öğretim
görevlilerine ait, kentsel dönüşüm projelerindeki sorunları irdeleyen, Tarlabaşı
semtinin tarihi değerini ortaya koyan tezlere ve projeye karşı çıkan mimarların
görüşlerine yer verdiklerini dile getiren Kaşka, dosyanın bir örneğini de
merkezi Ankara'da bulunan UNESCO Türkiye Milli Komitesine gönderdiklerini
söyledi.
Kaşka, mevcut kentsel
dönüşüm projesinden bir an önce vazgeçilmesini istediklerini belirterek, şöyle
konuştu:
''Tarlabaşı'nın
ihtiyacı, toplum odaklı bir dönüşümdür. Bu da ancak oranın farklı kültürel
değerlere ve anlayışa sahip halkını eğitmekten ve hayat kalitesini yükseltmekten
geçer. Yoksa tarihi binaları yıkmak ve çok düşük bedelle mülk sahiplerinin
mülkünü kamulaştırmak asla bir koruma ve dönüşüm olamaz. Korumanın ilk şartı
yaşatmaktır. Mekanları asıllarıyla, ruhlarıyla zamanı algılatan tüm izleri ve
yansımalarıyla koruyarak yaşatabilirsiniz. Bu Tarlabaşı'nda yapılmıyor. Birçok
tarihi bina alışveriş merkezi yapmaya uygun olmadığı için yıkılacak, birçoğunun
da ön yüzü sabit tutularak üstüne modern betonarme katlar çıkılacak. Bu uygar
bir dünyanın tercih ettiği, uyguladığı, mimari koruma tarzı değildir. Bu tür
anlayışı UNESCO şiddetle reddetmektedir.''