Tarlabaşı Yenileme Projesi'ne ilişkin son ses, Tarlabaşı Derneği Başkanı Ahmet Gün'ün geçtiğimiz Mayıs ayında yaptığı basın açıklaması idi. Açıklamada vurgulanan sorunlu noktalara ilişkin görüş aldığımız GAP İnşaat Proje Direktörü Nilgün Kıvırcık, projede hiç kimsenin mağdur edilmemesine büyük özen gösterdiklerine işaret ederek, gelinen süreci tüm boyutlarıyla aktardı.
“tarlabasiyenileniyor.com” internet sitesini resmi
kaynak olarak referans alırsak
Nilgün Kıvırcık: Web sayfası Beyoğlu Belediyesi tarafından oluşturuldu. Sitenin güncellenememesi sorun olmakla birlikte, tüm projenin ve yasal dokümanların kamuoyu ile paylaşılmasında önemli bir misyonu yerine getirdiğini düşünüyorum. Projeye, hem bu web sayfası ile hem de Beyoğlu Belediyesinin onay sonrası açmış olduğu sergi ile ilgilenen her kesimin ulaşılabilirliği sağlanmış oldu.
Peki birinci ağızdan proje ile ilgili son durumu aktarabilir misiniz? 2007’de avan projeleri içeren serginin düzenlenmesinden bu yana neler yaşandı?
Kasım 2007’de avan projeler
onaylandıktan sonra
Bu binada hem Beyoğlu
Belediyesi’nin hem de GAP İnşaat’ın yetkilileri görev yapıyor
Şubat 2008’den beri bu merkezdeyiz. Bu merkezde ulusal ve uluslararası üniversiteler, belediye temsilcileri, sivil toplum örgütleri ile sayısız toplantı gerçekleştirildi. Bunun yanında alanda yaşayan mülk sahipleri ve kiracılar ile yine bu binada uzlaşma süreci geliştirildi. 2010 Şubat sonu itibarı ile de uzlaşma süreci görüşmeleri sonlandırıldı.. 2 yıl boyunca burada insanlarla birebir görüşmeler gerçekleştirildi.
Bu görüşmeleri nasıl gerçekleştirdiniz? Uzlaşma hangi esaslarda yürütüldü? Hangi taraflar hazır bulundu toplantılarda?
GAP İnşaat, Beyoğlu Belediyesinin
açmış olduğu ihalede en avantajlı teklifi vermek yoluyla sürece dâhil olmuştur.
Bu ihalede her hissedarın mülküne SPK lisanslı Değerleme Şirketi tarafından bir
değer biçildi. Yani gayrimenkul menkulleştirildi
Bu sistem ‘kat karşılığı inşaat’
sisteminden farklı ‘değer esaslı’ bir ihaleydi. İnsanları tek tek koordinasyon
ofisimize çağırdık. “Mülkünüzün SPK lisanslı firmalar tarafından gerçek piyasa
fiyatı olarak belirlenen değeri budur. Bu değere karşılık yeni projeden şu kadar
metrekare alabiliyorsunuz. Bu metrekare sizin mevcut dairenizden daha az
olabilir ama 100 metrekarelik yere karşılık 50-
Dolayısıyla aslında bir değer
artırımı var ortada
İmar Hakkı Kazanımı ve Gabari Artışı
Projede en
çok karşı çıkılan husus
Tarlabaşı’nda
ihaleye esas kabul edilen bir kapalı alan var. Parsellerdeki binalar zaman
içinde arkalarına ilaveler yapılmak suretiyle vs o kadar büyütülmüş ki neredeyse
sıfır arka bahçenin olduğu bir düzen var şu anda. Bütün binalar birbirine
yapışmış durumda. Yani 1
Biz
Tabii burada yeni projenin
esaslarını da çok doğru anlamak lazım. Mesela 10-11 kat gibi görünen yerlerimiz
var. Ama bunun 4 katı zaten kapalı otopark
Bunun yanı sıra bizi bağlayan pek
çok yönetmelik var. Bu yönetmeliklere göre sığınak yapmak
zorundasınız
Projenin en önemli getirisi
olarak gördüğümüz alanlar ise ada içlerinde sağlanan ve adadaki mülk
sahiplerinin kullanımına açık olarak düzenlenmen iç avlulardır. 4000 metrekarelik açık alan
ürettiğiniz zaman tabii birbirine dayanmış binaları bir biçimde açıyorsunuz.
İstiklal Caddesi genişliğinde
Koruma Kurulu onay aşamasında bu
avluların yapılması ile kaybetmiş olduğumuz imar haklarımızın kat ilaveleri
yoluyla kısmen telafi edilmesine onay verdi. Yani burada büyük bir imar hakkı
artırımı yok. Belki % 10-15’lik bir artış söz konusu olabilir toplamda. Ama onun
dışında büyük bir imar hakkı artışımız maalesef olamadı inanın bunun için
yatırımcı olarak biz de çok mücadele ettik.
Metrekareler
karşılaştırıldığında da mı?
Projede oluşan imar hakları
Koruma Kurulu tarafından uygun bulunan ve Nazım İmar Planı taslak çalışmasının
kabul ettiği eşikler dikkate alınarak oluşturuldu.
Cephelerin korunarak
üstüne kat çıkılmasına ne dedi kurul?
Dünyanın pek çok yerinde bu tür
projeler yapılıyor. Eğer kente ciddi bir müdahale yapıyorsanız
Bu bölgenin neredeyse %40’ından
fazlası tamamen boştur. Boş ne demek? Kullanılmıyor
Anlaşmaya vardığımız mülk
sahipleri arasında
Burası kente nasıl entegre olacak
derken bir model kurmak zorundayız. Modeli mimari ölçekte yeni fiziksel
standartlar getirerek kurabilirsiniz. Bunun yanında ekonomik kalkınmayı
destekleyen modeller de kurabilirsiniz ki bu proje
Talimhane’den buraya doğru
gelirken cadde üstünde dikkat etmişsinizdir
Ama koruma planı henüz
taslak halindeydi ve üst ölçekli plan olan 1/100 binlik çevre düzeni planı
onanmadan hazırlanmış bir koruma planıydı bu…
Ülkemizde planların ömrü maalesef
kısa olabiliyor. Şu anda Tarihi Yarımadanın dahi planları iptal edilmiş
durumdadır. Biz projeyi oluştururken 1/5000 plan, 2 No'lu Koruma Kurulunda onay
aşamasında idi. Ayrıca Koruma Kurulu tarafından belirlenmiş olan ‘Geçiş Dönemi
Yapılanma Koşulları’ uygulanmaktaydı. Proje bu ilkeler temelinde oluşturuldu.
Ben plan hiyerarşisinin by-pass edildiğini düşünmüyorum. Bu konuda çok hassas
davranıldı. Bazen planlama süreçleri kentin dinamik değişkenliğinin hızına
yetişmekte zorlanır bu pek çok metropolün ortak sorunudur.
Tarlabaşı’nda Koruma Amaçlı Nazım
İmar Plan taslağı cadde üzerinde fonksiyon olarak da turizm
Bu hiyerarşiyi by-pass
etmek için de 5366 sayılı yenileme yasası çıkarıldı
zaten…
5366’yı çok eleştiriyorlar ama
ben bu yasa dahilinde iki projenin yönetimini özel sektör adına üstlendim. İki
projede de koruma planlarını referans aldık hep. Mesela Fener-Balat’ta aldığımız
ilk veri 1/5000, 1/1000’lik koruma imar planının ne durumda olduğuydu. Gabarimiz
kaç
Bu kadar hassas davrandıktan
sonra projenin
"Ekonomik Boyutun Yanında Deprem Tehdidi de Söz
Konusu"
Cephe görünümünü ve
gabariyi sormamın nedeni projenin tanımında ‘koruma projesi’ nitelemesinin de
kullanılıyor olması. Bu şekliyle projede koruma projesi niteliği olduğu
söylenebilir mi?
2863 sayılı Koruma Yasası ve
Koruma Kurullarının çalışma esaslarını belirleyen 660 sayılı İlke Kararları
doğrultusunda incelenen proje, Koruma Kurulu tarafından onaylanmıştır. Ancak tüm
mimarlar ve yapıcılar çok iyi bilir ki, koruma kuralları yapının niteliğine ve
bugüne gelirkenki korunmuşluk durumuna göre farklılıklar arz edebilir. Çok
nitelikli ve özgün bir yapıya yapılacak müdahale ile plan şeması ve dış cephesi
değiştirilerek bozularak bu güne gelmiş bir yapıya yapılacak müdahale farklı
olacaktır. Tarlabaşı Yenileme Projesinde de bu müdahale kararları yapının özel
durumu ve statik durumu dikkate alınarak Koruma Kurulu tarafından
belirlenecektir.
İstiklal Caddesi’ndeki binalar
gibi 40-50 cm’lik duvarlara oturan müthiş dayanıklı yığma binaları tabii ki
aynen muhafaza etmek gerekir. Ama karşınızda 8 cm’lik bir tuğla duvarla taşınan
ve en ucuz malzemelerle üretilmiş yığma binalar varsa
Tarlabaşı projesi
kapsamında korunacak olan binaların rölöve çalışmaları ne
aşamada?
Şimdiye kadar rölövelerin
neredeyse tamamını koruma kuruluna teslim ettik. Rölöve onayları devam ediyor.
Bir yandan da restitüsyon çalışmaları başladı. Bilgi ve belgelerin derlenmesi
aşamasındayız. Dolayısıyla bütün binaların röntgeni çekildi. Son aşamada ‘özgün
durumu nedir’i göreceğiz. Değişiklikler ortaya koyulacak ve ondan sonra da
restorasyon kararları oluşturulacak. Dolayısıyla yasal altlık ve onay
hiyerarşisi tamamlanmadan yıkım ve inşaat uygulama kararlarının kesinleşmiş
olması söz konusu değil.
Eski yapılara uygulanacak
kat ilavelerine ilişkin neler diyebilirsiniz?
Kat ilaveleri ile
ilgili
Ama Tarlabaşı projesinde
bu eklemeler tüm alana yayılıyor. Görüntü konusunda bir çekinceniz yok
mu?
Bir kent yaşayanı olarak benim
fikrimi soruyorsanız, Tarlabaşı’nın bugünkü boşalmış, yıkılmaya yüz tutmuş
binalardan oluşan, kentten tecrit edilmiş hali daha üzücüdür. Eğer bir yerel
yönetim bir bölgenin kaderini değiştirmeye soyunmuşsa
Kaldı ki projedeki temel
kararların hepsi, aylaca süren atölye çalışmaları sonunda oluşturuldu. Bu
kararlar onlarca mimarın, danışmanların, belediye temsilcilerinin ve Koruma
Kurulu üyelerinin ortak akıl üretme süreçleri sonunda şekillenmiştir.