Allianoi yine gündemde. Hem de öyle bir konuşuluyor ki,
referandum tartışmalarını bile geride bıraktı. Belki de birçok insanın adını
bile yeni duyduğu Allianoi'nin gündeme gelmesinin tek nedeni
Tarkan.
Tarkan'ın doğaya ve tarihe olan duyarlılığını Hasankeyf'te
Ilısu Barajı için, Doğu Karadeniz'de
hidroelektrik santrallar için söylediklerinden dolayı biliyoruz. Üstelik onunki
sırf ‘reklam amaçlı duyarlılık’ değil. Tarkan'ın Türkiye'de pek çok önemli doğa
alanlarını kimseye haber vermeden gezdiğini biliyorum. Üstelik fotoğraflarını da
çekiyor. Doğa için yazdığı bir şarkısı bile var. Orhan Gencebayla da klibini
çekti: "Uyan uyan dostum uyan / Koy elini kalbine geç olmadan / Bir olur geliriz
üstesinden / Her şey mümkün eğer inanırsan."
Allianoi tartışmasının nasıl başladığı ve hadisenin ne olduğu konusunu biraz
açıklamakta fayda var. Allianoi'de 1998'den bu yana kazı
yapılıyor. Buluntulardan anlaşıldığı kadarıyla 1800 yıllık bir
geçmişe dayanan Allianoi'i termal suyu bulunan bir sağlık merkezi. Tıp
tarihi açısından son derece önemli teknik malzemelerin bulunduğu Allionoi'nin
kötü bir kaderi de vardı. Allianoi bölgede yapılmak istenen Yortanlı
Barajı ile oluşacak göl alanının tam ortasında bulunuyor. Yani bir
baraj yapımı söz konusu olduğunda Allianoi sular altında kalacak.
Çevre ve Orman Bakanlığı ve kendisine bağlı bulunan
Devlet Su İşleri (DSİ) barajın yapımı konusunda, tıpkı
Hasankeyf'te olduğu gibi oldukça ısrarlı. Ancak çevreciler de baraj yaptırmamak,
tarihi kurtarmak adına kararlı. Yıllardır bu mücadele devam ediyor. Şu sıralar,
Allianoi'nin kaderi konusunda önemli bir karar alındı. Tüm tartışma da buradan
cereyan etti.
Anıtlar Kurulu, daha önce alınan 'kille
koruma' (Eserler sudan ve suyla oluşacak alüvyondan korumak için kille
kapatılacak) yönteminde değişiklik yaptı. Allianoi'yi sudan kurtarmak için 'kil’
yerine ‘kum' kullanma kararı aldı. Çünkü kille koruma için açılan davalar
çevreciler lehine sonuçlanmıştı. Davalara da değinmişken, 2004'ten bu yana devam
eden yargı sürecinde iki iptal, iki yürütmeyi durdurma kararı alındı. Bu kez
yargı arkadan dolaşıldı ve yeni bir karar alındı. Proje değişti, kil yerine kuma
karar kılındı!
Alınan bu karar çevrecilerin yanı sıra sanatçı Tarkan'ı da harekete geçirdi.
Tarkan kendi çektiği fotoğrafları facebook sayfasına koyarak Allianoi'nin sular
altında kalmaması gerektiğini açıkladı. Tarkan'la birlikte olaya bir de magazin
boyutu girdi ve cümle alem Allianoi'yi konuşur oldu. Ayşe Arman
bile Doğa Derneği’nin yaptığı eylemle soluğu Bergama'da aldı.
Tarkan'ın sözleri üzerine Çevre ve Orman Bakanı Prof. Dr. Veysel
Eroğlu, ‘herkesin kendi işine bakması, bilmediği konulara burnunu
sokmaması gerektiğini’ belirterek, Tarkan'ı 'pay'ladı. Ancak bu tepki ters etki
yarattı. Tüm entellektüel kesim Bakan Eroğlu alehine görüşler bildirdi.
Yeşil Hafiye olarak önce Tarkan’ı aradım. Cepten değil tabi,
menejerine ulaştım. Şöyle bir yanıt aldım: ‘Tarkan bu konuda açıklama
yapmayacak, gerekli cevabı konuya hakim olan sivil unsurlar ve uzman kişiler
verecektir.’
Bu toplumda yıllardır aydınlar, sanatçılar kamuoyunu aydınlatmak,
bilgilendirmek, örnek olmak adına görüşlerini açıklamadı mı? Tarkan açıklayınca
ne oldu, Yeşil Hafiye olarak buna anlam veremedim. O zaman şu soru akıllara
geliyor: Sanatçılar Anaysa profesörü mü de 'evet' veya 'hayır' diye görüşlerini
açıklasın?
Allianoi ile ilgili bazı eleştiriler var. Bunları arasında kazılara yıllırca
kaynak aktarıldığı ve kazıların çok uzun sürdüğü yönünde. Bu soruların asıl
muhatabı Allianoi Kazı Başkanı ve Trakya Üniversitesi öğretim üyesi Doç. Dr.
Ahmet Yaraş’a sordum. Tarkan’ı menejerinden, bakanı da basından dinledikten
sonra birazda hocamıza söz verelim:
“Her kazıyı mutlaka kaynak aktarılması gerekiyor. Kaynağı DSİ değil, Kültür
Bakanlığı aktarır. Karayolu veya baraj gibi projeler yapılacaksa ilgili kurum
yapılan anlaşmalar gereği bakanlığa kaynak aktarır. Hasankeyf’te de bu böyle.
Her çalışmada bu tarz kaynak aktarımı vardır. Bunun söylenmesi utanç verici bir
durum. Asıl bu kaynağın sağlanmaması suç. Gelen para da kazıya direkt değil
müzeye geliyor. Parayla ilgili şeylerin söylenmesi çok acı. Para kazı başkanına
verilmiyor ki, mal müdürlüğüne veriliyor. Müze müdürlüğüne gidiliyor. O zaman
tüm kazıların ekonomik giderlerini sorgulamak gerekiyor. Yenikapı’da şu anda üç
vardiya yüzlerce arkeolog ve binlerce işçi çalışıyor. Bunu da mı sorgulayalım.
Bunun anlamı nedir?
Allianoi çalışmaları 1998’de başladı. Bergama Kazısı tam 125 yıldır devam
ediyor. Çok uzun sürdü diye kapatsınlar o halde. Bu süreç normaldir. Kazılar
normalde üç dört ay sürer. Ben hızlı olsun diye altı ay devam ettim. Üstelik
uzun sürdü diye de hakkımda soruşturma açıldı.”
Yeşil Hafiye’den sizlere başka bir yerde bulamayacağınız bazı önemli tüyolar.
Bunlar, Allianoi ile ilgili sıradaki gündem konuları. İşte açıklıyorum:
* Bazı CHP milletvekilleri Allianoi ile ilgili kazı çalışmalarını, yapılacak
olan barajı, hukuki süreci irdeliyor. Yakında ilgili bakanlıklara soru önergesi
olarak sunulacak.
* Allianoi ile ilgili Tarkan’ın dışında birçok sanatçı bir araya gelecem ve
Mimarlar Odası’nda bir açıklama yapacak. (O zaman Bakan Eroğlu şarkı mı söyler,
yoksa pay’lamalarına devam mı edecek, hep birlikte göreceğiz?)
* Muğla Yuvarlakçay’da, Kastamonu Lice Vadisi’nde, Karadeniz’in dört bir
tarafında nasıl HES’lere karşı gece gündüz nöbet tutuluyorsa Allianoi’de de
aynen öyle ‘nöbet’ başlayacak. Yeşil Hafiye’den söylemesi…