Çevreciler, Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin İznik’te tarihi Yenişehir Kapı’da yürüttüğü restorasyonun aslına uygun yapılmadığını ileri sürdü.
Sözcü’den Halil Ataş’ın haberine göre; Yenişehir Kapı’nın bir mimari bütünlük içinde ele alınması gerektiğini belirten İznik Çevre Platformu Üyesi Filiz Salıcı, şöyle konuştu:
“Son 10 yılda İznik’te restorasyon adı altında birtakım faaliyetlere tanık olmaktayız. Yenişehir Kapı en özgün surların ve burçların olduğu tek mahaldir. Burada burçların üzerine yeni birer sıra taş döşenmiş. Eski taşların eksikliği yeni taşlar ile sağlanmış. Gerekçe ise ‘Doğanın yıpratıcılığı’ imiş. Bu surlar binlerce yıldır burada duruyor.
En iyi restorasyon, olanı olduğu gibi korumaktır. Bu korumanın çeşitli biçimleri var. Uzmanlara danışmak. Buraya bu ülkenin yetiştirdiği güzide sanat tarihçilerin ve arkeologların gelmesini ve duruma el koymasını istiyoruz. Şu anda Yenişehir Kapı yok olmak üzere. Onun isyanını yaşıyor, bunun kimsenin hakkı olmadığını düşünüyoruz. Bu çalışma durdurulmalı. Bu sorumluluk hepimizin, İznik bütün bir ulusun. Atanmış kurulların ve parayla ihale satın alan müteahhitlerin değil.
Eski bir duvarı koruyayım derken, yeni bir sıva malzemesiyle gıcır gıcır taşlarla eski görünümü vermeye gayret ederek onarmak restorasyon değildir. Bu tarihi yok etmektir. Bu emsalsiz şehri müteahhitlik firmaların eliyle yok etmeye kimsenin hakkı yok.”
İznik’in 5 bin yılı aşan bir tarihe sahip olduğunu dile getiren Salıcı, şunları söyledi: “Şehrin dört adet anıtsal ana kapısı var. Lefke Kapı, Yenişehir Kapı, İstanbul Kapı ve Göl Kapı. İstanbul Kapı ve Lefke Kapı, imparator Hadrianus döneminde yapılırken, Yanişehir Kapı’da imparator II. Claudius döneminde anıtsal hale dönüştürülmüştür. Bu kapılar günümüzde de imparatorların izlerini taşıyor.
Kentin çevresini beşkenarlı çokgen şeklinde kuşatan 4 bin 970 metre uzunluğundaki surlar, Roma, Bizans ve Osmanlı dönemindeki ilavelerle savunma görevini üstlendi. Sur duvarları her medeniyetin taş ustalığını sergiler ve her medeniyet bir önceki medeniyetin taşlarından yararlandığından, surlar adeta iç içe geçmiş bir tarih örgüsüdür.”
Haberin tamamına linkten ulaşılabilir.