UNESCO Dünya Kültür Mirası Komitesi
Ürdün temsilcisi ve Haliç’e yapılacak olan metro geçiş köprüsü projesinin
denetçisi Prof. Dr. Moawiyah İbrahim, Haliç köprü
projesi için ‘Etkisi en aza indirilmiş proje’ değerlendirmesinde
bulundu. İbrahim, ‘’Köprünün yapılmasına karşı çıkanları da saygıyla
karşılıyorum. Ancak İstanbul’un trafiği ve yaşam koşulları düşünüldüğünde bu
projenin de ihtiyaç olduğunu görüyorum. Tarihi yarımadaya en az etkisi olacak
şekilde proje yenilendi. Gerek belediye gerekse projeyi hayata geçirenlerin
etkinin azaltılması için verdikleri çaba takdire değer görüyorum’’ dedi.
Prof. Dr. İbrahim ile Türkiye arkeolojisi ve İstanbul’u konuştuk. Radikal’in
‘Tarihi siluete gökdelen girdi’ manşetini de gördüğünü söyleyen İbrahim,
“Gökdelenleri oldum olası sevmem. Keşke hiç olmasaydı. Kahire, Beyrut, Londra
gökdelenleri de UNESCO’da tartışılıyor. UNESCO Dünya Miras Listesi etki alanında
yeni yapılaşmalara karışır. Bu konuya dahil olup olmayacaklarını bilmiyorum. Ama
UNESCO’nun bir sonraki toplantısında kesinlikle tartışılacaktır’’ dedi. Haliç
metro geçiş köprüsü için İstanbul’da bulunduğunu belirten İbrahim, “İstanbul’da
yaşayan biri olsaydım köprünün yapılmasını desteklerdim. Bunu isterken tarihe
etkisinin en aza indirilmesini de talep ederdim. Kültürel miras konusunun
ciddiye alındığını görüyorum. Arkeolojik buluntulara göre projede yapılan
değişiklikler ciddiye alındığını gösteriyor. Köprünün tasarımında ciddi
değişiklikler yapıldı’’ diye konuştu.
Yenikapı dünyaya anlatılmalı
Prof. Dr İbrahim, Marmaray projesi kapsamında Yenikapı’da sürdürülen
arkeolojik kazıların bir örneğinin dünyada olmadığını söyledi: ‘‘İstanbul,
Bizans ve Osmanlı şehri olarak biliniyordu. Yenikapı kazıları bize bunun böyle
olmadığını gösterdi. Çok daha eskiye 8 bin 500 yıllık bir tarihe bizi taşıdı. Bu
kazılar dünyaya anlatılmalı. 40 yıl önce ülkenize geldiğimde Boğazzköy
Çatalhöyük, Göreme, Troya, Efes’i gezme fırsatım olmuştu. Hayran kalmıştım.
Dünya mirasına büyük katkıları var. Yenikapı da en az onlar kadar önem arz
ediyor.’’
Türkiye başka, Irak başka...
Türkiye’nin yurtdışından getirdiği eserler için verilen mücadeleyi de
yakından takip ettiğini söyleyen Prof. Dr. İbrahim, ‘’Eğer ülkeler eserleri
sergileyecek müzeler açacak ve bunları koruyacak güçleri varsa tarihi eserler
orijinal yerlerinde sergilenmelidir. Ancak Mısır, Irak gibi ülkeler eserlerini
geri almaya kalkarsa Avrupa müzeleri boşalır. Türkiye eserlerini geri istemekte
haklı. Bunları sergileyecek gücü bulunuyor’’ dedi.