Tarihi Yarımada’ya En Ağır Darbe



Onay süreci henüz tamamlanmadan, aylar öncesinden şantiye tesisleri kurulan ve denizde sondaj çalışmaları başlatılan İstanbul Boğazı Karayolu Tüp Geçiş Projesi, Ulaştırma Bakanlığı tarafından 30 Aralık 2006 tarihinde açılan ihale süreciyle başladı. 30 Haziran 2008 tarihinde Yap-İşlet-Devret sistemi ile ihale edilen projenin, 13 Ocak 2009 tarihinde yüklenici firma ile sözleşmesi imzalandı. İstanbul 4 Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma ve Yenileme Kurulu’nun projeyi onaylaması ile harekete geçen İstanbul S.O.S. konu ile ilgili bir basın bildirisi yayınladı:

“İstanbul 4 Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma ve Yenileme Kurulu, Tarihi Yarımada için büyük tehdit oluşturan ve UNESCO Dünya Mirası Komitesi’nin de gözünü üstünden ayırmadığı Tüp Geçiş Projesini onayladı. Böylece Tarihi Yarımada, tarihi kimliğini yitirme yönünde ağır bir darbe daha aldı.

Tarihi Yarımada bu projenin yaratacağı olumsuz etkilerle büyük bir dönüşüm baskısı ile karşı karşıya kalacak. Anadolu yakasında Haydarpaşa’dan denizin altına giriş yapan tüp geçişi Tarihi Yarımada’nın en kıymetli noktasında, Sarayburnu’nda deniz üstüne çıkmaya başlayarak, Kumkapı’da Sirkeci-Florya sahil yoluna ulaşıyor. Proje, sekiz şeritli bir yol olarak günde 75 bin aracın Anadolu yakası ile Avrupa yakası arasında hareket etmesini öngörüyor.

Yedikule’deki felaket ise aslında bir kıyı kulesi olan Mermer Kule’nin, kuzey ve güneyden yol ağlarıyla sarılarak bir trafik adası içinde kalması.
Bu proje gerçekleştirildiği takdirde yüzyıllardır insan ve doğanın birlikte biçimlendirdiği Tarihi Yarımada kıyıları yoğun trafikle boğularak otoyola dönecek. Dahası, Bukoleon Sarayı karşısında yükselecek olan havalandırma bacası kentin eşsiz siluetini yok edecek ve halkın Marmara kıyılarına erişimi sekiz şeritli bir otoyol ile engellenmiş olacak. Bugün tüm dünyada, tarihi miras alanlarına karayolu ile ulaşım sınırlanıp; raylı sistemler vb. doğa dostu ulaşım araçlarının kullanımı desteklenirken İstanbul’un koruma imar planında bulunmayan bir karayolu sisteminin zorla devreye sokulması, tahayyülü bile acı, kabul edilemez bir müdahale.

Onay süreci henüz tamamlanmadan, aylar öncesinden oldu bitti ile şantiye tesisleri kurulan ve denizde sondaj çalışmaları başlatılan İstanbul Boğazı Karayolu Tüp Geçiş Projesi, UNESCO Dünya Mirası Komitesi’nin de kararları arasında yer alıyor. Geçtiğimiz Ağustos ayında Brezilya’da yapılan 34. UNESCO Dünya Miras Komitesi Toplantısı’nda alınan kararda, söz konusu tüp geçiş ile ilgili tehlikelere dikkat çekiliyor ve bu konuda Çevre Etki Değerlendirmesi raporlarının hazırlanması isteniyor. Ama ilgili kurumlar ve yüklenici firmadan, bu raporların hazırlanıp hazırlanmadığı, hazırlandıysa ne yönde olduğu konusunda edinilen bilgiler hala çok sınırlı. Yetkililer bu konuda derhal kamuoyunu bilgilendirmelidir.

Eşsiz bir Dünya Mirası olarak bizlere emanet edilen İstanbul’a yapılabilecek en büyük ve en yanlış müdahale olarak görünen bu projeden derhal vazgeçilmesi gerekmektedir. İstanbul S.O.S.  kentin güzelliklerini, tarihi ve doğal yapısını geri dönülmez bir şekilde tehdit eden böylesi bir proje ile ilgili olarak kamuoyunu bilgilendirmeyi, ilgilileri uyararak projeyi iptal etmeye davet etmeyi bir görev bilmektedir”.