"Tarihi ahşap yapıların yakılarak, yerine apartman yapılması son kırk yılın öyküsüdür. Birçok ahşap konak, geçmişte ve günümüzde apartman yapabilmek için yakılmış, sorumlular hiçbir zaman bulunamamıştır. Yangınlar son yıllarda kamu yapılarına sıçramıştır" denilen açıklamada, suçlu elektrik kontağı olduğu sürece bu yangınların devam etmesi kaçınılmaz olacaktır ifadelerine yer verildi.
Makine Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Zeki Arslan tarafından okunan açıklamada, kamu yapılarının geçmiş yıllarda görülmediği kadar arka arkaya yanmasının, çıkan yangınların hepsinde 'elektrik kontağının' gerekçe olarak gösterilmesinin sorgulanması gerektiği vurgulanırken; İstanbul'da son dönemlerde kamu yapılarında meydana gelen yangınların kamuoyunda 'şüpheli yangınlar olarak değerlendirilmesi'nin de dikkat çekici olduğu ifade edildi.
Uzmanlık gerektiren işler taşeronlaştırılıyor
Özelleştirilmesi planlanan tarihi kamu yapılarında restorasyon sırasında ya da restorasyondan sonra yangınların gündeme geldiğine işaret edilen açıklamada, bu yangınların hepsinin son 10 yılda gündeme gelmesi dikkat çekici olarak nitelendirildi ve diğer çekinceler de şöyle sıralandı:
* Tarihi yapılarda restorasyon sırasında ya da restorasyon gerçekleştirildikten sonra yangın çıkması gerekli denetimlerin yapılmamasının, uzmanlık gerektiren restorasyon işinin niteliksiz ellerde yapılmasının yani taşeronlaşmanın sonucudur.
* Tarihi yapılarda yangını önlemek üzere herhangi bir hazırlık yapılmadığı anlaşılmaktadır.
* Yangınların mimar ve mühendislerin, meslek odalarının denetim sürecinden uzaklaştırıldıkları bir süreçte ve meslek odalarının işlevsizleştirilme çabaları ile at başı gitmesi dikkat çekicidir.
* Artık her yangından sonra yanan yapının otel yapılacağı tartışmasının gündeme gelmesi, bu konuda duyarlı kesimlerce otel yapılmaması için imza kampanyaları açılması düşündürücüdür.
Meslek odaları dışlandı, denetim ticarileştirildi
Çıkan yangınlarda elektrik kontağının hiçbir sorumluluğunun bulunmadığının altının çizildiği açıklamada, denetim konusunda atılan yanlış adımlara dikkat çekildi.
"9 Eylül 2009 yılında değiştirilerek yürürlüğe giren 'Binaların yangından korunması hakkında yönetmelik', yangın öncesinde alınacak tedbirler arasında eğitimi ve denetimi şart koşmakta, yönetmeliğin uygulanmasından ve çıkacak yangından sırası ile yapı ruhsatı vermeye yetkili idare, yapı sahibi, tasarımda, uygulamada ve denetimde yer alan mimarlar, mühendisler, proje kontrol, yapı denetimi ve işletme yetkilileri sorumlu tutmaktadır.
2002 yılı sonrasında meslek odalarının denetim yetkisi adım adım ortadan kaldırılmış, özellikle de Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın kuruluşundan itibaren mimar ve mühendisler tasarım, uygulama ve denetim sürecinden dışlanmış, meslek odalarının vermeye çalıştığı meslek içi eğitimler engellenmiş, denetim sürecinde meslek odaları devre dışı bırakılmıştır. Meslek Odalarının denetim dışına çıkarıldığı ortamda yapı denetim firmaları ticarileştirilmiş, sahte mimar ve mühendisler piyasaya hakim kılınmıştır. Bugün mimar ve mühendislerin bilgisi dışında adlarına ruhsatlar düzenlenmekte, inşaatlar yükselmektedir.
Denetim ortadan kaldırılarak mimarların, mühendislerin giremediği bir uygulama süreci hakim kılınmıştır. Mimar ve mühendislerin giremediği restorasyon uygulamaları niteliksiz taşeronların elinde, kalitesiz malzemelerle gerçekleştirilmektedir".'Elektrik kontağı'nın başrolde olduğu yangınlar
Açıklamaya göre 'elektrik kontağı'yla gerekçelendirilen yangınlar şöyle:
"Beşiktaş, Ortaköy'de yer alan ve otel yapılmak amacı ile boşaltılmak istenen Gaziosmanpaşa İlköğretim Okulu'nun 2002 yılı Temmuz ayında 'elektrik kontağı' sonucunda tamamen yanması ile ilk olarak kamu yapılarında yangın ve elektrik kontağı gündeme gelmiştir. Yangından sonra yetkililer yapının tekrar aynen yapılacağı ve eğitim binası olarak işlevini sürdüreceği şeklinde açıklamalar yapmış, fakat bugün otel inşaatı başlatılmıştır.
* Tarihi Haydarpaşa Garı ve çevresindeki arazinin; otel, turizm, ticaret vb. kullanım amacı ile devredilmesi girişimi söz konusudur. Kamuoyu sürece büyük tepki göstermiştir.
28 Kasım 2010 tarihinde Garın çatısında yangın çıkmış ve tarihi yapının çatısı tamamen yanmıştır. Yangın sırasında gerek basında, gerekse kamuoyunda otel yapılmak üzere yakıldığı iddiaları gündeme gelmiştir. Bu iddialara yanıt olarak Garın derhal restore edileceği açıklanmış, yangının ise elektrik kontağından kaynaklandığı belirtilmiştir. Fakat bugüne kadar restorasyon için herhangi bir gelişme görülmediği gibi, Haydarpaşa Garı ve çevresi için düşünülmekte olan projenin Belediye ve koruma kurulunca onaylandığı görülmektedir.
Her iki olayda da yangınların suçlusu olarak elektrik kontağı gösterilmiştir. Meslek Odaları, Üniversiteler ve uzmanlar yaptıkları açıklamalarda, tarihi yapıların kamusal amacı dışında kullanımının gündeme getirilmesinden sonra çıkan yangınlara dikkat çekmiş, kamunun koruyarak yaşatmakla yükümlü olduğu birçok tarihi ve kültür varlığı yapılarımızın yangından korunmasına yönelik ön tedbirlerin olmadığını ve İstanbul'daki tüm tarihi yapıların yangın tehlikesi ile karşıya olduğunu kamuoyu ile paylaşmıştır. Her yangından sonrada tekrarlanan uyarılara rağmen, o günden bu yana herhangi bir önlem alındığına yönelik bir açıklama yapılmadığı gibi, tarihi yapılarda yangınlar yaşanmaya devam etmiş, etmektedir.
* 11 Şubat 2011 günü, Mimar Sinan'ın 1580 tarihinde yaptığı eseri Tarihi Kılıç Ali Paşa Camii'nin restorasyonu sırasında çatısında yangın çıkmış, yapıya fazla zarar vermeden söndürülen yangının sorumlusu olarak yine "elektrik kontağı" gösterilmiştir.
* 19 Şubat 2011 tarihinde bu sefer İstanbul'da bulunan Beyazıt Camii'nin avlusundaki tamamen ahşaptan yapılmış Hünkâr Kasrı'nda yangın çıkmış, binanın üst katı küle dönmüştür. Bu yangının da ilk inceleme sonucunda, "elektrik kontağından" çıktığı açıklanmıştır.
* 23 Aralık 2012 tarihinde ise tarihi Kapalı Çarşı'nın Örücüler Kapısı'nda yangın çıkmış, iki gün sonra yani 25 Aralık 2012 günü, sabahın erken saatlerinde bu sefer Cağaloğlu'ndaki 1865 yılında yapılan, 5 katlı İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü binası tamamen yanmıştır. Yangından sonra yapılan açıklamada, 147 yıllık tarihi yapının da "elektrik kontağı" yüzünden yandığı açıklanmıştır.
* Geçtiğimiz günlerde bu sefer de Galatasaray Üniversitesi'nin tarihi binası büyük oranda yanmıştır. Yaşanan bu yangının ardından, Meslek Odaları bir kez daha tüm yetkilileri İstanbul'un tarihini yangınlara teslim etmemek için, tarihi binaların yangına karşı korunması konusunda gerekli sorumluluğu almaya çağırdıktan 3 gün sonra ise Karaköy'de1766 yılında III. Mustafa zamanında saray camisi olarak yaptırılan Kemankeş Kara Mustafa Paşa Camisinde çıkan yangında şadırvan, tuvalet, kütüphane ve sübyan mektebi tamamen yanmıştır".