Niğde Valisi Seyfettin Sungur Ağa tarafından 1335 yılında yaptırılan ve bazı onarımlarla günümüze kadar gelen Sungurbey Camisi, örtü sistemi ve minareler dışında orijinalliğini koruyor. Kuzey, doğu ve batı cephelerinin gül pencerelerinde "Davut Yıldızı" bulunan caminin, kuzey giriş kapısı üzerinde yer alan İlhanlı dönemine ait çift başlı kartal figürü dikkati çekiyor.
Doğu taç kapısı eyvan türünde olan ve Türk mimarisinde kendine özgü seçkin bir yeri bulunan cami, eyvan gotik mimarisinin bir özelliği olarak kaburgalı tonozla kapatılmış.
Dikkati çeken en önemli bezeme, mihrabiye ve eyvan köşe sütunceleri arasında kalan ve sekiz kollu yıldızlardan oluşan, geometrik motiflerle bezenen panolar dıştan, kıvrık dallar arasına yerleştirilen çeşitli hayvan başları, spiral kıvrık dalların uçlarında ve aralarındaki boşluğu dolduruyor.
Caminin doğu kapısında oniki hayvanlı Türk takviminin hatırası olarak, kuzey panoda 37, güney panoda ise 42 olmak üzere kuş, fil, oğlak, at, panter, antilop, ejder, sıçan, boğa, tavşan, maymun, köpek, aslan, koyun, ördek ve balık figürleri bulunuyor.
Caminin bahçesindeki türbede ise Sungurbey'in sandukası yer alıyor.
Sungurbey Camisi'nde Vakıflar Genel Müdürlüğünce geçen yıl nisan ayında başlatılan restorasyon çalışmasının, yüzde 60'ı tamamlandı.
Restorasyon kapsamında, taş temizliği, duvarların güçlendirilmesi, zarar gören işlemeli taşların değiştirilmesi ve derz çalışması yapılıyor.
Gelecek yıl ibadete açılması planlanıyor
Niğde Valisi Yılmaz Şimşek, yaptığı açıklamada, Niğde'nin 10 bin yıllık geçmişe sahip önemli bir merkez olduğunu ve Kapadokya'nın giriş kapısı pozisyonunda bulunduğunu söyledi.
Kentin bir çok medeniyete de ev sahipliğini yaptığını belirten Şimşek, şöyle devam etti: "Hitit, Roma, Bizans, İlhanlı, Selçuklu, Osmanlı gibi medeniyetlere ait eserleri şehrimizin her yerinde görebiliyoruz. Sungurbey Camisi de dönemin İlhanlı Valisi Sungur Ağa tarafından 14. yüzyılda inşa ettirilmiş ve orijinalliğini büyük ölçüde korumuş. Bu caminin en büyük özelliği, geotik karakterleri nedeniyle Kıbrıs ve Akdemiz mimarisi özelliklerini taşıyor. Yine caminin içerisinde yer alan sivri kemerler de Orta Çağ mimarisinde rastlanılmayan bir ayrıntı."
Camide 18. yüzyılda gelen patlamayla büyük bir yangın çıktığını anlatan Vali Şimşek, "Cami, döneminde yapılan onarım çalışmalarıyla orijinalliği büyük ölçüde korumuş. Günümüzde de bu camiyi yaşatmak ve gelecek nesillere aktarmak için Vakıflar Bölge Müdürlüğümüzle yaklaşık 1,5 yıl önce restorasyon çalışmasına başladık. Önümüzdeki sene içinde de çalışmayı tamamlamayı düşünüyoruz. Amacımız, bu camiyi bir an önce tamamlayarak tekrar halkımızın hizmetine, ibadete açmak." ifadelerini kullandı.