Sanat tarihi uzmanı ve mimar Dr. Kamil Uğurlu, Konya'daki 800 yıllık Beyhekim Mescidi'nin çinilerinin, kıble duvarının üzerindeki süslerin ve giriş kapısının yanında bulunan sulukların, 1800'lü yılların sonunda Almanya'ya kaçırıldığını iddia etti. Dr. Uğurlu, “Berlin'e götürülen bu parçalar, birkaç yıl sonra zengin bir işadamı tarafından Bergama Müzesi'ne bağışlanmıştır” dedi.
Dr. Kamil Uğurlu, bugün ABD, İsviçre, Belçika, Almanya, Ermenistan ve Gürcistan başta olmak üzere pek çok ülkede, Anadolu topraklarından kaçırılmış çok sayıda tarihi eserin bulunduğunu söyledi. Dr. Uğurlu, 1874 yılında çıkarılan Asar-ı Atika Nizamnamesi'nin tarihi eserlerin yurt dışına kaçırılmasına engel olamadığını, yetersiz kalan bu düzenlemeden sonra değerli eserlerin yurt dışına çıkarılmasının yoğunluk kazandığını belirtti. Bergama'daki Zeus Sunağı başta olmak üzere çok sayıda eserin yurt dışına kaçırılma furyasından, Konya'da çinileriyle ünlü Selçuklu eseri Beyhekim Mescidi'nin de nasibini aldığını anlatan Dr. Uğurlu, şöyle konuştu:
“Tarihi çiniler, diplomatik bir görevle Osmanlı topraklarında bulunan Friedrick Barbarosa tarafından 1800'lü yılların sonunda Konya'dan kaçırılmıştır. Birkaç kez turist olarak Konya'ya ziyaret eden Barbarosa, yaptığı keşiflerin ardından mescidin çinilerini numaralandırmış, ardından da cami imamının yardımıyla, yüksek yevmiye verdiği amelelerle çinileri çıkarmıştır. Barbarosa, Berlin'e taşıdığı bu çinileri sonra müzeye bağışlamıştır. Beyhekim Mescidi'nin mihrap ve kıble duvarlarının kayıp çinileri, halen Berlin Bergama Müzesi'ndedir.”
Dr. Uğurlu, uluslararası anlaşmaların, bir tarihi eserin ait olduğu ülkeye iadesini öngördüğünü belirterek, “Konya Aydınlar Ocağı olarak geçmişte bu çinilerin iadesi için girişim başlatmayı düşündük. Ancak, bu girişimin başlayınca bitirilmesi, aksi takdirde eserlerin iadesinin sürüncemede kalacağını göz önünde bulundurarak, herhangi bir girişimde bulunmadık” diye konuştu.
Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın, bu paha biçilmez eserlerin Türkiye'ye iadesiyle ilgili bütçe ayırıp harekete geçmesi gerektiğini söyleyen Dr. Uğurlu, Selçuklu çini sanatının eşsiz örneklerini bir an önce tekrar Türkiye'de görmek istediklerini sözlerine ekledi.