Arkeolog Nezih Başgelen Telermen Höyük gezisi sırasında burada yaşanan tahribatı gözlemlemiş, gizli de olsa fotoğraflar çekerek höyüğün kurtarılması için Kültür ve Turizm Bakanlığı başta olmak üzere Mardin Müzesi, Mardin Valiliği’ne durumu belgeleriyle bildirmişti. Radikal Gazetesi'nden Ömer Erbil'in haberine göre, ancak aradan geçen 2 yıla rağmen höyük her geçen gün iş makinaları ile kazılarak biraz daha yok edildi. İmar izni verilen ve bugün 'Tepebaşı mahallesi' olarak bilinen alanda höyükten geriye sadece askeri alan kaldı.
Telermen Ermeni höyüğü anlamına da geliyor. Höyüğün eteklerinde Ermenilerce meskun edilmiş aynı isimli bir de köy bulunuyor. Kızıltepe’ye adını veren höyük askeri alan olarak da kullanılıyor. Bugün Kızıltepe’nin içinde Tepebaşı Mahallesi ismiyle yer alan ve Heremhedad ile beraber muhtemelen civardaki ilk yerleşim yeri olan Telermen Köyü, tepenin güneydoğu eteklerinde kurulmuştu. Telermen ile Dunaysir birbirinden bağımsız yerleşim yerleriydi. Bu iki yerleşimin aralarına sonradan kurulan yeni mahalle ile birleştirildi. Höyüğün bir kısmı askeri alan olarak koruma altındaydı. Ancak mahalleye bitişik höyük çok katlı apartmanların istilasına uğradı. Halen hafriyat ve inşaat çalışmalarının sürdüğü höyük, ciddi bir yağmaya uğradı. Hafriyat çukurlarının içinde anıtsal kerpiç mimarinin yanı sıra çok sayıda arkeolojik malzeme olduğu görülüyor.
Mardin Müzesi bölgeye gidememekten, can güvenlikleri olmadığından şikayet ediyor. Oysa bunu adı sadece göz yummak. Güneydoğu Anadolu tarihi için çok önemli olan binlerce yıllık geçmişin izlerini barındıran Telermen Höyük için arkeologlar acil yardım çağrısında bulunuyor. Bir an öce iş makinalarının bölgeden uzaklaştırılıp, bilimsel kazıların başlatılması talep ediliyor.