İstanbul'un en eski hamamı olarak bilinen Balat Çavuş Hamamı ile
Barbaros Hayrettin Paşa tarafından Mimar Sinan'a yaptırılan Zeyrek Çinili Hamamı
satışa çıkarıldı.
Kaptanı Derya Barbaros Hayrettin Paşa Vakfınca,
Beşiktaş'taki medrese ve türbeye akar olarak yaptırılan, bulunduğu semtten
dolayı Zeyrek Çinili Hamamı olarak anılan hamam, 1833
yangınından sonra satılarak, şahıs malı haline
gelmiş.
Osmanlı
üslubundaki hamamların en önemlilerinden olan yapı, kadınlar ve erkekler bölümü
olarak çifte hamam şeklinde tasarlandı. Dikdörtgen planlı soğukluğun ortasında
mermerden fıskiyeli bir havuz bulunan hamamın son sahibi ise Çetin
Karatün oldu.
Karatün'ün uzun yıllar işlettiği ve ölümünün ardından kiracılar tarafından
çalıştırılan hamam, yıllar içinde hamam kültürünün gitgide yok olmasının da
etkisiyle geçen yıl
kapatıldı.
Ferzan Özpetek'in ''Hamam'' filminin çekiminin de yapıldığı Zeyrek
Çinili Hamamı'nın üçüncü kuşak sahiplerinden Gökhan Karatün, hamamın
tarihinin korunduğuna işaret ederek, turizme kazandırılmasını istediklerini dile
getirdi.
'Üçüncü
jenerasyon olarak bu işlere yatkın olmadığımız için aile olarak satmaya karar
verdik'' diyen Karatün, dedesinin sahibi olduğu hamamla babası da başka işlerle
uğraştığı için ilgilenen olmadığını ve artık satılmasını istediklerini
söyledi.
Aile
üyelerinden Uğur Akkuş da hamamın satın alındığında otel,
restoran, müze ya da hamam olarak kullanılabileceğine işaret ederek, fiyatı
konusunda ise belli bir rakam belirlemediklerini ve tekliflere açık olduklarını
kaydetti.
Balat
Çavuş Hamamı
İstanbul'un en eski hamamı
olarak da bilinen 2. Beyazıt ya da Fatih Sultan Mehmet döneminde
yapıldığı sanılan Balat Çavuş Hamamı, yüksek pencereli dikdörtgen
yapısı, mermer döşeli içi, içinde bulunan havuz şeklindeki kurnası dikkat
çekiyor. Hamam, kadınlar ve erkekler kısmı olarak iki bölümden
oluşuyor.
Balat Çavuş
Hamamı'nın hissedarlarından Salih Akarı, hamamın dededen kalma
bir mülk olduğunu ve vefatlarının ardından da işletmesini kiracılarla devam
ettirdiklerini ifade ederek, ''Maddi olanaksızlıklar ve restorasyonu zor olduğu
için satmaya karar verdik'' diye
konuştu.
Akarı, aile
olarak hamamı 1.5 milyon dolar bedelle satmak istediklerini de
belirterek, buranın nasıl değerlendirilmesi gerektiğine ilişkin ise hamam olarak
da turistlere yönelik de kullanılabileceğini
söyledi.
Hamam
kültürü
Anadolu kültürünün önemli bir parçası olan hamam kültürü, Sümerlerle ortaya
çıkmış, ardından tarihte adı geçen hemen her medeniyetin kültürel bir
parçası olmuş.
Türk hamamı ise Türk banyo geleneğinin, 15. yüzyılın ikinci yarısında
Anadolu'nun hamam kültürüyle birleşiminden ortaya çıkan bir yapıdır. Bu tarihten
başlayarak ülkenin dört bir yanında hamamlar inşa edildi. 17. yüzyılda sadece
İstanbul'da yaklaşık 15 bin hamam olduğu biliniyor. O devirde insanlar,
''gelin'', ''güvey', ''adak'' ve ''sünnet hamamı'' ya da ''hamamda kız beğenme''
gibi gerekçelerle de hamama
giderlerdi.
Hamamlar, kapalı
Osmanlı toplumunda zevk ve eğlencenin her çeşidinin yaşandığı mekanlardı. Erkek
ve kadın hamamının ayrı olmadığı tek hamamlarda, çoğunlukla gündüzler kadınlara
ayrılırken, erkekler ise sabah erken saatlerde ya da gece
yıkanırdı.
Türk
kültürünün önemli bir parçası olan hamam sefasını yaşamak isteyenler için
özellikle İstanbul'da Osmanlı mimarisinin izlerini taşıyan hamamlar yerli ve
yabancı turistlerin rağbet ettiği mekanlar arasında yer
alıyor.
Türk hamamı
başlıca üç bölümden oluşuyor:
Soyunma yerleri: Geniş bir sofa ve bunun çevresinde bölmeli
sekiler bulunur. Yıkanan kimseler bu sekilerde uzanıp
dinlenirler.
Yıkanma yerleri: Soğukluktan geçilerek girilir. Burası da
bazı bölümlere ayrılır. ''Kurna başı'' denilen herkesin teker teker yıkandığı
yer; ''halvet'' adı verilen kapalı ve yalnız başına yıkanma hücreleri; bir de
üzerine uzanıp ter dökülen ''göbek taşı''. Göbek taşı, hamamın mermer kaplı
zemininden daha yüksek yapılmıştır ve çeşitli geometrik şekillerde olabilir.
Isıtma yeri (külhan): Hamamın altında ateş yanan yerdir.
Alev ve duman, mermer zeminin altındaki özel yollardan duvar içlerinden geçer
''tüteklik'' adı verilen bacadan
çıkar.
Türk hamamına
özgü terimler ise külhan (hamamların ısıtıldığı kapalı ve geniş ocak), sıcak
halvet (külhanın üstü), soğuk halvet (külhana uzak olan yer), natır (müşteriyi
yıkayıp keseleyen kadın çalışan), tellak (müşterileri yıkayıp keseleyen erkek
çalışan), peştemal (örtünmek için kullanılan ince dokuma) ve takunya (hamam
terliği).