Radikal'den Vildan Çiftsüren'in haberine göre, atıl vaziyette kendisine uzanacak eli bekleyen tarihi yapının içi çöplük vazifesi görüyor. Osmanlı döneminde; ahşap camekânı, tamamen mermerden döşenmiş zemini, kapalı açık soyunma yerleri, mermer fıskiyesi, tuvaleti, temizlenme alanı, sıcaklık, ılıklık, soğukluk kısımlarına sahip bu bölümlerin büyük bir bölümü yıkılmış halde.Yerdeki mermer zemin ise şiddetli bir depreme maruz kalmış gibi paramparça bir görünüm sergiliyor. Kapısı ve bilgilendirme tabelası olmayan hamamın içine girdiğimizde her an yıkılacakmış izlenimi veriyor.
Yer yer günümüz tuğlası ve beton kullanılarak onarılmaya(!) çalışıldığı gözlemlenen hamamın tavanı da yabani otların istilasına uğramış. Orijinal mimari yapısı yıllara meydan okuyarak ayakta kalmayı başarsa da, dış etkenler artık tarihi yapıyı çökme noktasına getirmiş.
Tarihi hamamda 'ambulans park yeri' levhası
Hamamın iç acıtan hali bunlarla da sınırlı değil. Tarihi yapının önü bir ambulans şirketi tarafından park yeri olarak kullanılıyor ve bir buçuk asırlık tarihi yapının duvarına “Ambulans park yeri” levhası çakılmış!
Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün ilgisiz kaldığı tarihi yapı, çevredekilerce hunharca kullanılıyor. Üsküdar Belediyesi de sahip çıkmayınca tarihi hamam her geçen gün biraz daha çöküyor.