Tarihi Eserler Yer Darlığından Müzelerde Sergilenemiyor
Doğu ve Güneydoğu, tur şirketlerinin gözdesi oldu ancak müzelerdeki mekan darlığı yüzünden insanlık tarihinin en eski yerleşim yeri olan bölgede yapılan arkeolojik kazılarda elde edilen mimari eserler sergilenemiyor. Personel yetersizliğinden buraların hafta sonları kapalı olması turizmcileri düşündürüyor. Dünyada en fazla arkeolojik kazının yapıldığı yerlerin başında gelen Şanlıurfa’da bulunan insanlık tarihinin en eski mimari eserlerinin ise mevcut müzenin yer darlığından dolayı depolarında gün ışığına çıkartılamıyor.
Şanlıurfa’nın en fazla ziyaretçi akınına uğradığı yaz aylarında ve hafta sonlarında müze kapalı olmasına rağmen yıl içinde müzeyi 2 bini yabancı olmak üzere toplam 8 bin kişi gezmiş. Türkiye’nin önemli müzelerinden biri olan Şanlıurfa Müzesi’nde 1 müdür, 4 bekçi, bir kaloriferci bulunuyor. Müzede uzman personel bulunmadığı için Kültür ve Turizm Bakanlığı ve Müzeler Genel Müdürlüğü’nün imzası ile pazar günleri kapalı tutulması uygun görülmüş. Turist grup rehberi Uğur Ayyıldız, müzenin hafta sonu kapalı tutulmasını utanç verici olarak değerlendiriyor. 45 yıldan buyana çeşitli turlar düzenleyip rehberlik yaptığının altını çizen Ayyıldız böyle bir yasakla ilk defa Şanlıurfa müzesinde karşılaştığını söylüyor. Bölgeye gelen turistler müzenin hafta sonu kapalı olmasından ve insanlığın en eski mimari eserlerini sergilenmemesinden dolayı bu varlıkları göremeden geri dönüyor.
GAP Turizmi Geliştirme Derneği Başkanı Ömer Necdet Güven, tanıtım eksikliğine rağmen bölgenin turist çektiğini vurguladı. Turist Rehberleri Birliği’nin (TUREB) verilerine göre yerli-yabancı her 17 turistten birinin Doğu ve Güneydoğu Anadolu’yu gezdiğini hatırlatan Güven, her bölgeye gelen yabancı turist sayısının yaklaşık 50 bin olduğunu söyledi.
Harran Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Cihat Kürkçüoğlu ise, 1979 yılında başlatılan Atatürk Barajı kazıları ile 1983 yılından bu yana devam eden Harran kazılarının yanı sıra bölgede tarihi öneme sahip Gürcütepe, Kazene, Şaşkan ve Göbeklitepe gibi toplam 35 arkeolojik kazı çalışması yürütüldüğünü hatırlattı.
Kürkçüoğlu, bu kazılardan elde edilen ve paleolitik çağdan günümüze kadar tüm Ön Asya ve Ortadoğu’nun tarihine ışık tutan 80 bin civarında eserin bir kısmının Şanlıurfa Müzesi’nde bulunduğunu dile getirdi. Eserlerin önemli bir kısmının ise yer darlığı nedeniyle müzenin depolarında muhafaza edildiğini belirten Kürkçüoğlu, dünyada en fazla arkeolojik kazının yapıldığı’ kentlerden biri olan Şanlıurfa’da yeni bir müzeye ihtiyaç olduğunu söyledi. Bölgenin öneminin arkeologlar tarafından anlaşılmaya başlandığına işaret eden Kürkçüoğlu, yapılacak yeni bir müze ile Şanlıurfa Müzesinin depolarında muhafaza edilen tarihi eserlerin sergilenebileceği ifade etti.