Hürriyet Gazetesi'nden Can Mumay'ın haberine göre, Batman İl Kültür Turizm Müdürü Mehmet İhsan Arslan 1972 yılından bu yana Hasankeyf’te hiçbir şekilde imara izin verilmediğini söylüyor. İhsan Arslan, “Köprü ayaklarıyla ilgili olarak ortada bir restorasyon çalışması var. Bunun için bir kurul görevlendirdik” dedi. Köprü ayaklarında görülen iş makinalarını sorulduğunda Arslan, “Ben iş makinalarını alanda hiç görmedim. Ama orada suların köprü ayağına gelmesini engellemek amacıyla yapılmış bir çalışma var” diye konuştu. Arslan suların köprü ayağına gelmemesi için Dicle Nehrinin doldurulduğunu ifade etti.
Yıl sonunda ortaya çıkacak
Konuyla ilgili olarak konuşan Batman Karayolları Bölge Müdürü Yardımcısı İshan Güç ise “Ilısu barajının altında kalacak tarihi eserlerin etkilenmemesi için özel bir malzeme ile bu eserleri kaplıyoruz. Yılsonuna kadar bu çalışma sağlanacak. Köprü yıl sonuna kadar çıkabilecek” diyor.
Köprüye bir temas yok
Hasankeyf Kaymakamı Temel Ayça iş makinalarının SİT alanında olduğunu doğruluyor. Ayça, “İş makinaları sadece tarihi köprünün altındaki su alanlığında var. Restorasyon çalışmalarının yapılabilmesi için kullanılıyorlar. Bu makinaların köprüyle bir teması yok” dedi. Dicle nehrinin doldurulması hususunda da açıklamalar yapan Ayça ,”Köprü ayağını restorasyona uygun hale getirmek için dolgu sistemi uygulanıyor” diye konuştu.
Kalıcı bir alan değil
Hasankeyf Kazı Kurulu Başkanı ve Batman Üniversitesi Rektörü Abdüsselam Uluçan, Ilısu Barajı’nın yapılmasının tarihe zarar vereceğini fakat konuyla ilgili olarak ellerinden bir şey gelmediğini söyledi. Uluçan SİT alanındaki iş makinalarıyla ilgili olarak, “Söz konusu köprü ayağının olduğu SİT alanını normal bir SİT alanı olarak görmemek lazım. Buradaki bazı eserleri taşıyoruz. Burası sular altında kalmayacak olsa yani kalıcı bir SİT alanı olsa kimse iş makinasına izin vermez” diye konuştu. Amaçlarının Hasankeyf’teki kültür varlıklarını korumak olduğunu söyleyen Uluçan, “Hasankeyf’teki eserlerin korunması hususunda pek çok proje var. Bir çok devlet kurumu burada bir arada çalışıyor. Eserlerin tamamının belgelenme süreci var. Devlet Su İşleri de bu konura çalışıyor. Alandaki kalenin de tecrit edilmesi lazım” dedi.
130 yıl başkentlik yaptı
Hasankeyf’in uzun yıllar boyunca devlet tarafından ihmal edildiğini belirten Uluçan, “Bu kent Artuklu’nun 130 yıl başkentliğini yaptı. 1966-1967 yılları arasında tarihi açıdan çok kötü yönetilmiş. Zararın neresinden dönsek kârdır. Biz 10 yıldır bu alanda çalışmalar yapıyoruz” dedi. Ilısu Barajı’nın altında kalacak olan alanlardan birinin de İmam Abdullah Türbesi olduğunu söyleyen Uluçan, “İmam Abdullah Türbesi halk için oldukça önemli. Her Perşembe halk burayı ziyaret ediyor. Mesela burası da sular altına kalacak. Biz bunu çelik malzeme ile korumak için çalışmalar yapıyoruz” ifadesini kullandı.
İş makinaları kullanılabilir
Arkeologlar Derneği İstanbul Şubesi Başkanı Doç. Dr. Necmi Karul prensip olarak inşaat makinalarının SİT alanlarına girmemesi gerektiğini söyledi. Fakat Karul gerekli önlemlerin alındığı takdirde bu makinaların alanlarda bulunabileceğini belirtti. Hasankeyf özelinde de konuşan Karul, “Sular altında kalacak yerlerin restorasyonları yapılıyor buralarda. İş makinaları kullanılmasının çok karşısında olmamak lazım. Taşınması gereken bazı eserler hususunda iş makinaları alanda kullanılabilir” diye konuştu.
Çocuklarım mı görür bilinmez
Hasankeyf’te kahve işletmeciliği yapan Zeydan Ayhan (23), Hasankeyf’te uzun yıllardır tarihi korumak adına hiçbir çalışma yapılmadığını ifade ediyor. Türkiye’de başka alanların çok daha sağlıklı korunduğunu anlatan Ayhan kayaların düşme riskinden dolayı restoranını bölgeden taşıdığını söylüyor. “Burada restorasyon işlerinde çimento kullanılıyor. Ağır iş makinaları ile iş yapılıyor. Bir tarihi eser restore ediliyor ve ilk yağmurda bu işlem yerle bir oluyor. Ilısu Barajı ise ne zaman biter bilmiyoruz. 2016 diyen var 2020 diyen var. Artık ben mi görürüm çocuklarım mı görür bilinmez” dedi.