Dünya iklim krizi tehdidi altındayken her geçen gün su kaynakları tükeniyor. Her yıl 22 Mart’ta kutlanan Dünya Su Günü bu sene daha da anlam kazandı. Gittikçe su fakiri olma yolunda ilerleyen Türkiye, bu sene yeteri kadar yağış alamadığı için barajların kuruma tehlikesiyle karşı karşıya kaldı. Sadece yağışlar değil doğanın rant için talan edilmesi de suları kurutuyor.
BirGün’de yer alan habere göre; bu durumun bir örneği de flotasyon ve atık tesisi tehdidi ile karşı karşıya kalan Bursa’nın Yenişehir ilçesi Kirazlıyayla köyü. Kirazlıyayla Köyü Derneği Başkanı Nedim Kakaç, köyde yapılaması planlanan flotasyon projesinin yaşama büyük zararlar verdiğine dikkat çekti. Köydeki sulak alanların kuruduğunu vurgulayan Kakaç, “İçecek suyumuz yok. Hayvanlarımızın içecek suyu yok. Köyümüzde bulunan 12 çeşmemiz şu anda yerle bir oldu. Kamışlı Gölümüz boşaldı. Tarım arazilerimiz sulamak için bir damla suyumuz kalmadı.” dedi.
Dünya Su Günü nedeni ile birçok platform açıklamalarda bulundu. Derelerin Kardeşliği Platformu’ndan yapılan açıklamada ise ülkenin göllerinin, yeraltı sularının ‘boşa aktığını iddia eden’ rant şirketleri tarafından tehlike altında olduğu vurgulandı. “Sadece su varlıklarımız değil, bütün doğal yaşam alanlarımız yıllardır devam eden yanlış su ve çevre politikaları ile rant odaklarının yağmasına sunuluyor” denilen açıklamada şu ifadelere yer verildi: “Ülkemizin dereleri, nehirleri, ormanları, sahilleri ve koruma öncelikli alanları son 50 yıldır artan bir hızla talan ediliyor. Önce ülkenin bütün akarsuları onlarca kelepçe ile tutsak edilerek doğal yaşamı katleden hidroelektrik santrallerle başladı saldırılar. Sonra mera alanları, korunmak yerine amaç dışı kullanıma açıldı, son 5 yılda 20 bin hektar mera alanının vasfı değiştirildi. Sulak alanların koruma özelliği kaldırılarak, ‘kamu yararı’ örtüsüyle imara ve geri dönüşümsüz zararlar veren projelerin yağmasına açıldı. Kabul etmiyoruz.”
Dalyan Sulak Alan Dayanışması Dalyan’da bir araya gelerek artan betonlaşma faaliyetlerine dikkat çekti: “Yazın yaşanan nüfus yoğunluğu ve çarpık, plansız kentleşme bu sıkıntıları daha da büyütüyor. Temiz dereler ve temiz bir Körfez istiyoruz. Sadece yılda bir gün değil, her gün konunun takipçisi olacağımızı; gerçekleri söylemeye, temiz su hakkımızı talep etmeye; derelerimizin, yeraltı sularımızın ve sulak alanlarımızın korunması için, her düzeydeki yöneticileri uyarmaya devam edeceğimizi buradan bildiriyoruz.”
Türk Tabipleri Birliği tarafından yapılan açıklamada ise pandemi sürecinin suyun önemini daha fazla ortaya çıkardığı kaydedildi.