“Suya, Yaşamın Özüne Bile El Attıklarında Uyandık”
"Yaşamı Savunanlar İstanbul'da" forumunda,
hidroelektrik santrallere (HES) karşı deneyimlerinin paylaşıldığı oturumun
ikinci bölümünde Amasya, Muğla, Antalya ve Eskişehir'den konuşmacılar HES'lerin
asıl amacının elektrik üretmek olmadığını yineledi. Projelerin kolayca
onaylanmasını yasal değişikliklere bağlayan katılımcılar, farklı deneyimler
paylaşıldıkça güç kazandıklarını söyledi.
"Amaç suyu ticarileştirme ve toprağa el koyma"
Amasya Taşova Ziraat Odası'ndan Fazıl Kuru HES'leri verem
hastalığına benzeterek "toprağa hastalık gibi zarar verecek. Irmakları bile
tünellere alıyorlar; Taşova susuz kalacak. Beton içinde ilerleyecek suda
kanalizasyona filtre görevi gören mikro-organizmalar yaşayamaz. Yüzde 10 can
suyu ile yaşam olmaz, balıklar ölmeye başladı bile" diye konuştu.
Kuru, "HES'lerin elektrik üretmekle alakası yoktur. Asıl amaçlar, suyun
özelleştirilmesi, küçük tarım üreticilerini bitirerek verimli topraklara el
koymak ve plantasyon çiftçiliğini yaymaktır. Örneğin, arılarına bakmak isteyen
köylülere güvenlik şirketi geçiş izni bile vermiyor" dedi ve barolarda HES
projeleriyle özel olarak ilgilenen avukatların olması gerektiğini söyledi.
Mücadelede yalnız olmadığını görmek itici güç
Muğla Saklıkent Koruma Platformu'ndan Uğur Çaçeron
"Karşımıza çıkanın bir HES canavarı olduğunu anlayınca bir imece başlattık. Doğu
Karadeniz ve Yuvarlakçay deneyimlerini duymak, bizim yalnız olmadığımızı görmede
önemli bir itici güç oldular. Çiftçiler olayın enerji olmadığını, ticarileştirme
ile alakalı olduğunu zaten kolayca anlıyor" diye konuştu.
"Sistem yaşamın özü suya kadar el attı"
Antalya Alakır'dan katılan Barkın Çoruh "Saldırı, bizim
kutsalımıza karşıdır. Jandarma bize hukuksal ve demokratik yolları kullanın
derken; başbakan durdurulmuş projenin açılışını yapıyor. Biz, onların torunu da
akan bir nehir görebilsin diye mücadele ediyoruz" dedi.
Toplantının yapıldığı salonda yanan elektriğin bile "dünyayı tükettiğini"
söyleyen Çoruh, "Su yaşamın özüdür, sistem artık buraya kadar el atınca bir
uyanış oldu. HES'ler bitecek, diğer santraller başlayacak. Bunların sonu yok.
Herkesi daha samimi bir yaşama davet ediyorum" diye konuştu.
Eskişehir Gürleyik'ten Ali Osman Dönmez "HES'ler yasalsa,
Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu (EPDK) kanunları sürekli değiştirildiğinden
yasal hale getirildiler. Şirketlerin istediği yere baraj yapma olanağı var.
Çevre Etki Değerlendirme (ÇED) için yapılan her başvuru yüzde 98 kabul ediliyor.
Bu doğa kanunlarına aykırı, başvurular bu kadar mı hatasız?"
dedi.