Susuzluk ve Ölüm



Jeoloji Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi, Kanal İstanbul projesinin etkilerine ilişkin bir rapor hazırladı. Raporda, kanalın İstanbul’un suyunu yüzde 10 oranında azaltacağı, inşaatı sırasında büyük bölümünü tarım alanlarının oluşturduğu 25 kilometrekarelik alanın kaybedileceği, yeraltı sularının tuzlanacağı, kent çevresinde yeni bir hava koridoru oluşacağı, hava kalitesinin bozulacağı yönünde uyarılar sıralandı.

Odanın İstanbul Şube Başkanı Prof. Dr. Hüseyin Öztürk tarafından açıklanan raporda kentin en az kirlenmiş su havzası olan Terkos’un yarısının kanalın batısında kalacağı ifade edilerek “İstanbul’un suyu yüzde 10 azalacak. Kanal civarındaki yapılaşmanın su tüketimine yüzde 10 yük getireceğini kabul edersek bu kanal İstanbul için yüzde 20 susuzluk anlamına geliyor” denildi. Tuzlu su ile dolu olan kanalın tabanı ve çevresi izole edilmezse yeraltı sularının tuzlanacağı, tarım başta olmak üzere bölgede suya bağlı faaliyet gösteren tüm işletmelerin etkileneceği belirtildi.

Kanalın yapımı sırasında Karadeniz ve Marmara Denizi’nde 30 metre derinliğe kadar deniz dip sedimentinin kaldırılacağı kaydedilerek “Hem kanal yapımı hem de deniz taramasından kaynaklanan dip çamurları Marmara Denizi’nin dibini kaplayacak, dip yaşamı ve deniz verimliliği olumsuz etkilenecektir” denildi.

‘Dedem istiyor’

Başbakan Erdoğan: Kanal İstanbul’un güneyinde bir tüpgeçit daha yapacağız

Türkiye İşadamları ve Sanayiciler Konfederasyonu (TUSKON) Genişletilmiş Başkanlar Kurulu toplantısında konuşan Erdoğan, Kanal İstanbul projesi kapsamında iki şehir inşa edileceğini ve şu anda deprem riski altındaki konutları, bu iki yeni şehir planı içinde eritmek istediklerini ifade ederek İstanbul’un ve “İstanbulluların bu tehdit altında yaşamaması gerektiğini” kaydetti. Muhalefetin de sürekli İstanbul’un deprem tehdidi altında olduğunu söylediğini anlatan Erdoğan, yine de bu yönde atacakları adımları engellemeye çalıştıklarını savundu.

Erdoğan, “Projeyi benim dedem istedi. Abdülmecit bunun mimari projesini yaptı. Biz de onun bu projesini yapıyoruz. Bütün engellemelere rağmen Kanal İstanbul projesini tamamlayacağız. Onun güneyinde otomobil geçişi için bir tüp geçit daha yapacağız” dedi.

Keban Barajı 1965-75 arasında inşa edilirken “CHP’lilerin aynı şekilde projenin karşısında durduklarını”, o projede emeği geçen siyasinin şimdi CHP’ye hizmet ettiğini ifade eden Erdoğan, bir CHP milletvekilinin TBMM’de “Bu kadar elektriği ne yapacaksınız, toprağa mı vereceksiniz?” dediğini belirtti. Erdoğan, “Bunların mantığı bu... İnanın bunların, bu ülkeye faydası diye bir şey yok” dedi.

Aynı tavrı İstanbul’a köprü yapımında da sergilediklerini, dönemin Mimarlar Odası’nın köprüyü “İstanbul’un başına gelen en büyük felaket” olarak nitelendirdiğini, bir CHP milletvekilinin, köprü için “akıl ve hesap işi değildir” diyerek karşı çıktığını söyleyen Erdoğan, “Aklı olmayanın, hesap bilmeyenin bu işten anlaması mümkün değil” dedi. Erdoğan, o dönemde gazeteci Nadir Nadi’nin de “Bu köprü sağcıların köprüsüdür” şeklinde ifadesinin bulunduğunu söyleyerek “O zaman geçme üzerinden. Nasıl olsa sandal var, sandalla geçersin” diye konuştu.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Kanal İstanbul projesiyle ilgili “Burada insan unsuru yok” dediğini anımsatarak, “Herhalde bizim animasyona takıldı. Çünkü o animasyonda kanalda gemi gidiyor. Arkadaşım dedi ki ‘keşke gemi yerine insan yürütseydin’ O zamanda diyecek ki ‘yüzme bilmiyor’” diye konuştu.