Sulukule'de Matem Havası Var!



Sulukule’de yeni konutlar için imzalar atıldı. Anahtar teslim alan ev sahipleri TOKİ’nin sürpriz zammıyla şok oldu. Sözleşme imzalamayan bir bölüm Sululukuleliler, “o evler bize göre değil” diyor. Konunun uzmanları ise hem projenin hukuksuzluklarla birlikte yürütüldüğünü hem de yeni konutlardaki yaşamın Sulukule’nin mahalle kültürüne uzak olduğunu belirtiyor.

Fatih Sulukule’de Temmuz ayı başı itibariyle kentsel dönüşüm kapsamında yapılan evlere anahtar teslimler başladı. Yeni konutlarına yerleşenlerle ve bu yeni dairelere yerleşmeyi reddeden Sulukuleliler, taşınanlar borç taksitlerinin ödemelerinden, dairelerindeki eksiklikleri tamamlamaya kadar her şeyin sorunlar yumağı olduğunu düşünüyor. Sol.org.tr'nin haberine göre, diğer tarafta sözleşmeye imza atmayan ve evlere yerleşmeyen Sulukuleliler var. Onlar ise “Bir mahalle kültürümüz var, biz istesek de o evlerde yaşamayız” diyor.

Aklınızda o cümbüş içinde, şen şakrak Roman mahallesi imgesiyle Sulukule’deki yeni konutların yapıldığı yere giderseniz, sizi büyük bir hayalkırıklığı bekliyor. Çoğu konut bomboş. Camında perde olan yalnızca birkaç hane görebiliyorsunuz.

Mahallede yaşayan ve ismini vermek istemeyen bir vatandaş konuşmaya çok hevesli, çünkü anlatacakları var. TOKİ ve Fatih Belediyesi’yle yaptıkları anlaşmadan açıyor sözü. Yeni evlerin 100 metrekaresi için önce bin 240 TL ödeyecekleri söylenmiş. Ama Temmuz ayında anahtar teslimi için yapılan sözleşmede fiyat birdenbire metrekare başına 2 bin 500 TL’ye çıkmış.

“Bunlar daha ne ki” diyor, “üstüne üstlük TOKİ, enflasyon oranını baz alarak her 6 ayda bir kira taksitlerine yüzde 4 zam yapıyor”. 400 bin lira borcu varmış, “Bu haliyle her altı ay böyle zam yapıldığını düşünün. Ben nasıl bitireceğim bu borcu, biter mi sizce” deyip işin içinden nasıl çıkacağını kara kara düşünüyor.

Çoğu evde, ne su sayacı ne de elektrik sayacı var. Ev sahipleri takamamış, çünkü taktıkları gibi çalınacağını düşünüyorlar. “Hırsızlık çok burada, güvenlik sorunu var” diyor, Sulukule sakinleri.

Benzer birçok eksikle boğuşan bir diğer Sulukuleli, 71 yaşındaki Mehmet Seyfettin Süngü’nün anahtarını aldığı evin bir odası, banyodaki su kaçağı nedeniyle rutubet kapmış, sıvası ve boyası kabarmış. “Nasıl olacak bu işler, nereye el atsan elinde kalıyor, her yerde bir eksik.” Süngü, sözleşmeyi doğru düzgün okuyamadan imzaladığı için pişman. “Çoğu aile evlere yerleşmek için acele etti, attı imzayı” diyor.

‘Ben orada nasıl yaşarım?’

Evi hemen satıp kurtulmak isteyenler de var. Seçkin Köseler onlardan biri. Müzisyenlik yapıyor. Yepyeni evi neden satmak istediğini soruyoruz. Köseler “Ben orada nasıl yaşarım, benim mahalle kültürüm var. O yeni evlerde yaşayacaklar kafeye gider, ben mahalledeki kahveme giderim. Orada çayımı içerim. Onlar kebap salonuna gider, ben kendi evimde kendi mangalımı yaparım” cevabını veriyor.

Mahalledeki Genç Müzisyenler Derneği’nde konuştuğumuz ve yıllardır Sulukule’de yaşayan Sulukule Paltformu üyesi Şükrü Pündük ise yeni evlerin kendileri için yapılmadığını, zenginler için yapıldığını söylüyor. “Biz zaten o kiraları ödeyemeyiz” diyor ve ekliyor: “Buradaki insanların yaşamları, işleri belli, çoğu ya esnaftır ya da kendi çapında müzisyenlik yapar. O işlerde de zaten para yok.”

Devam eden 
proje hukuka aykırı

Sözleşme imzalamayı reddeden bir Sulukuleli’nin avukatı Hilal Küey, başka bir noktaya işaret ediyor: “Sulukule’de hayata geçirilen konut projesiyle ilgili süren davada İstanbul 4. İdare Mahkemesi geçen yıl iptal kararı verdi, dolayısıyla sonradan devam eden proje hukuka aykırı.” O projeyle ilgili Fatih Belediye Başkanı Mustafa Demir hakkında suç duyurusunda bulunduklarını belirten Küey, yine bu proje nedeniyle zarara uğrayan Sulukuleliler adına tazminat davası açtıklarını vurguluyor.

‘Dayatılan bu yapı çatışma yaratacak’

Sanat tarihçisi ve Sulukule Paltform üyesi Derya Nüket Özer’e göre, Sulukule kentsel dönüşüm projesi dışardan bir müdahale ve bu, insanların hayatında bir parçalanma yarattı. Toplumsal yapıya dışardan yapılan müdahalenin ne şekilde sonuçlanacağını kestiremeyeceklerini söyleyen Özer, “Ama Sulukule örneğinde insanların yaşamlarına sert bir şekilde müdahale edilmiş ve oradaki yapı, insanların istemleri dışında değiştirilmiştir. Bu gelecek açısından bir tehlikedir” dedi. Özer, yapılan yeni konutların mahalleden izole edildiğini ve bu haliyle insanlar arasında örülen güvenlik duvarının bir çatışma doğuracağını düşünüyor.

Şimdi aynı süreç 
Balat’ta yaşatılıyor

Tarihi Sulukule, 22 Nisan 2006 tarihli Bakanlar Kurulu kararıyla yenileme alanı ilan edildi. Bu karar, ilgili kurur tarafından da bütün itirazlara rağmen kabul edildi. Şubat 2008 yılında Mimarlar Odası İstanbul Şubesi dava açtı. Yargı süreci devam ederken, yıkımlar 2009 yılında başladı. İstanbul 4. İdare Mahkemesi yürütmeyi durdurma istemini reddetti. TOKİ projeyi ihaleye çıkardı ve Fatih Belediyesi Başkanı Mustafa Demir de 2010 yılında inşaatın ilk temellerini attı. Geçen yıl İstanbul 4. İdare Mahkemesi, Mimarlar Odası’nın açtığı davada projenin iptal edilmesi yönünde karar verdi. Kentsel dönüşüm kapsamında evlerinden çıkarılan Sulukuleliler, Taşoluk gibi uzak yerlere sürüldü.

Aynı süreç Fener Balat Ayvansaray’da da devam ediyor. Son olarak Mayıs ayında İstanbul 1. İdare Mahkemesi 1/5000 Ölçekli Koruma Amaçlı Nazım İmar Planı hakkında yürütmeyi durdurma kararı verdi. Fatih Belediyesi’nin GAP inşaatla yürüttüğü ve 278 bin metrekarelik alanda butik otel, rezidans ve ofis yapılmasını öngören yenileme projesi, 2012 Haziran’da “hukuka, kamu yararına, şehircilik ilkelerine ve planlama esaslarına” uygun bulunmayarak İstanbul 5. İdare Mahkemesi tarafından iptal edilmişti. Bu bölgede de çoğu ev, proje nedeniyle boşaltılmış durumda.

‘Karşı çıkanlar haklı çıktı’

TMMOB Mimarlar Odası’ndan Mücella Yapıcı, Sulukule’de gerçekleşen kentsel dönüşüm projesinin ne mimari açıdan ne de barınma hakkı açısından herhangi bir iyileştirme getirmediğini, tam tersine bugün ortaya çıkan yapının barınma hakkını yok ettiğini belirtiyor. Yapıcı, “Sulukule’deki kentsel dönüşüm örneği ‘bu proje uygulanamaz’ diyerek karşı çıkan insanların haklılığını bir kez daha göstermiş oldu” görüşünde.