Sulukule Sulukule Olalı Böyle Zulüm Görmedi



Fatih Belediye Başkanı Mustafa Demir ne zaman Sulukule ile ilgili yazılı ve görsel basına demeç verse "Bu proje dünyanın en sosyal projesi" diyor. Sulukule'de oturan herkesin ev sahibi olabileceğini söylüyor ve devam ediyor:

"Biz evinize 60 bin YTL veriyoruz. İsterseniz parayı alırsınız, isterseniz peşinat olarak verip, mesela alacağınız evin bedeli 100 milyar ise kalan 40 milyarı 180 ayda (15 yıl) 222 YTL taksitle ödersiniz".

Evlerin klasik Osmanlı-Türk mimarisiyle yapılacağına da vurguluyor. Belediye başkanının bu "dünyanın en sosyal projesiyle" ilgili bilmediği sosyal durumlara gelince...

Bin yıllık tarih
Romanlar, Türklerin bölgeye yerleşiminden oldukça uzun bir zaman önce, 1054'te Sulukule'ye gelmişler. Bin yıllık tarihin ardından belediye bu tarihi de göz ardı eden bir proje ile karşılarına çıkıyor.

2005 yılında Sulukule ile ilgili kentsel yenileme kararı Bakanlar Kurulu'nda onaylanıyor. Fatih Belediyesi aynı yıl bölgeye yönelik anket çalışması yapıyor. Bu çalışmada Sulukulelilere evlerinin yıkılacağından, borçlandırılacaklarından söz edilmiyor; sadece deprem riski, hane sayısı gibi klasik sorular soruluyor.

Belediyenin Sulukule'de geçen hafta gazetelerde söz edilen şekliyle "Klasik Osmanlı Türk mimarisi evler" dediği projede Romanların kültürüne, yaşam biçimlerine ilişkin hiçbir şey bulunmuyor. Çünkü projenin hiçbir aşamasında Romanların fikirleri sorulmuyor. Sulukulelilere sadece yukarıda söze edildiği gibi "borçlanarak ev sahibi olabileceklerinden"; bunu karşılayamazlarsa TOKİ'nin başka bir yerde yaptırdığı evlerden alabileceklerinden söz ediliyor. İşte sorun da burada başlıyor.

Öneri gerçeklerle uyuşmuyor
Sulukule'de yaşayan 3 bin 500 Roman, yani 571 hak sahibi ve 303 kiracının ekonomik koşulları borçlanarak ev sahibi olmak için uygun değil. Sulukule Roman Kültürünü Geliştirme ve Dayanışma Derneği Başkanı Şükrü Pündük de "Zaten bizim olan bir şeye para ödeme fikri saçmalık. Belediyenin asıl amacı bizi buradan çıkarmak" diyor.

Belediye asıl amacının Romanları Sulukule'den çıkarmak olduğunu "acele kamulaştırma" kararının Bakanlar Kurulu'nda 19 ekim 2006 tarihiyle karalaştırmasıyla ortaya çıktı. Bu kararla belediye Romanlara evlerini satmak dışında hiçbir şans bırakmadı. Kiracılar Sulukule'de 50-100 YTL arası kira veriyor. Bu yüzden belediyenin TOKİ ortaklığında göstereceği ev taksitlerini de ödeyecek durumda değiller. Örneğin Sulukule'de yaşayan yoksul bir aile Asım amcanın bakkalından 100 kuruşluk peynir alabilir ama başka bir yerde alamaz.

Örneğin Gülsüm teyze astımından gece yarısı rahatsızlandığı zaman bir komşusu onu hastaneye kaldırabilir. Ya da başka bir kadın, toptancıdan aldığı tişörtleri Sulukule'de tezgah açıp Sulukulelilere satabilir, karpuzcu, manav, saat tamircisi, bisiklet tamircisi, kostüm diken teyze; yani Sulukuleliler Sulukule'den geçinirler.

1991 yılında dönemin Fatih Emniyeti Ekipler Amiri Süleyman Ulusoy -diğer adıyla Hortum Süleyman- Sulukule'de devriye-eğlence evlerini kapatıp müzisyenlerin kemanlarını darbukalarını kırıp insanları işkenceden geçirdikten sonra Sulukule'de ekonomi bitmiş ve Romanların çoğunluğu bin yıllık müzisyenlik mesleklerinden geçinememeye başlamışlar. Sulukule'de Romanlar elektrik su paralarını ödeyemeyecek kadar yoksullar.

Romanlar köstek değil destek istiyor
"Dünyanın en sosyal projesi" nde Romanlara yer yok, Romanların bin yıllık kültürlerini yansıtacak hiçbir sosyal çalışma yapılmamış. Belediye başkanına bu sosyal projenin "görüntüsü" güzel gelebilir ama içerik içler acısı durumda. Sulukuleliler yaptıkları basın açıklamasında şu sözlere yer vermişlerdi:

"Tapusu olmayanların ve kiracıların bu proje sonucu en mağdur durumda kalacağını biliyoruz. Kanser, romatizmalı pek çok yaşlımız, yatalak insanımız, kolu bacağı kopmuş genç insanlarımız, felçli, siyatikli veya romatizmalı dedeler, nineler, hamile kızlarımız, okula giden çocuklarımız, minik bebelerimiz var.

Çoğumuz öyle fakir ki ekmek alacak parası yok, yeşil kartı yok veya verilmiyor. Büyük bir kısmımızın işi bile yok: Romanlara iş vermek üzere kapısını açık tutan iş sahibi öyle az ki, parmakla sayılır. Tapulu evi olanlar ise 'dişimizden tırnağımızdan arttırarak, onlarca yıl borç ödeyerek satın aldığımız evleri bırakıp niye yeniden borçlanalım' diye soruyor.

Belediyenin önümüze koyduğu tüm seçeneklerin sonu tarihin ve semtlerimizin yıkımına çıkıyor. Sonuçta burada yaşayan 3 bin 500 Roman'ın tamamı yıkıma karşı. Tarihi Sulukule (şimdi Kaleboyu) dahil hiçbir yerin yıkılmasını istemiyoruz. Eğer belediye burayı gerçekten tarihi bir mekan olarak korumak istiyorsa, evlerimizin bakım, onarım ve tamiri için bize maddi imkan ile birlikte, mühendislik ve mimari destek sağlasın.

Biz de evlerimizi güzelleştirmek, sağlamlaştırmak istiyoruz. Ayrıca tarihi Sulukule'nin canlandırılmasını böylece semtimizi İstanbul'un kültür ve eğlence hayatına katkıda bulunmasını; böylelikle de genç-yaşlı- kadın-erkek herkes için iş imkanlarının doğmasını arzu ediyoruz".