Sulak Alanlar Kazandı, Devlet Su İşleri (DSİ) Kaybetti



Devlet Su İşleri (DSİ) Genel Müdürlüğü, “Sulak Alanların Korunması Yönetmeliği”nin bir dizi maddesi ve ilgili eklerinin iptali talebiyle açtığı davayı kaybetti. Çevre ve Orman Bakanlığı’na açılan davaya Doğa Derneği, DSİ aleyhinde müdahil olarak bilimsel veriler sunmuş ve Danıştay’daki duruşmada sulak alanların kamu kaynakları kullanılarak yok edilmesine son verilmesini istemişti. Türkiye, DSİ’nin kuruluduğu 1950’lerden bu yana sulak alanlarının yarısından çoğunu (toplam Marmara Denizi’nden büyük bir alan) kaybetti. Bu kaybın nedeni DSİ’nin Türkiye’nin su kaynakları, akarsuları ve gölleri üzerindeki tasarrufunu fizibilitesi yetersiz yatırım projeleri için kullanması. 1950’lerden bu yana yürütülen verimsiz su yatırımları bugün Türkiye’nin pek çok bölgesini ve tarım alanını susuzluk tehlikesiyle karşı karşıya getirdi. “Sulak Alanların Korunması Yönetmeliği” Türkiye’nin kısıtlı su kaynaklarının korunmasında büyük önem taşıyan sulak alanları yaşatmak, geliştirilmek ve bu konuda görevli kurum ve kuruluşlar arasındaki koordinasyonu sağlamak amacıyla Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü – Sulak Alanlar Şubesi tarafından hazırlanarak 1998 yılında yürürlüğe konmuştu. Ancak DSİ, bu yönetmeliğin kendi yetkilerini kısıtladığı gerekçesiyle 2005 yılnda yönetmeliğin revize edilmesini fırsat bilerek bir dizi önemli maddesinin iptaline yönelik dava açtı. Danıştay’ın verdiği kararla DSİ’nın Türkiye’nin su kaynakları konusundaki tek tasarruf sahibi olmadığı ve Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü – Sulak Alanlar Şubesi’nin önemi kanıtlanmış oldu. Sonuç DSİ 2030 planlarına yansıtılmalı Dava sonucu, Devlet Su İşleri’nin çalışmalarını planlama aşamasında diğer kurumların görüşünü almadan serbestçe hareket etme ve karar alabilme talebini reddediyor. Bu kararla, sulakalanların korunmasına yönelik kabul görmüş uluslar arası anlayışın ve Ramsar Sözleşmesi’nin, DSİ’nin planlama sürecine dahil edilmesi zorunlu olacak. Doğa Derneği, bu davanın ardından Devlet Su İşleri’ni 2030 yılı planlarında köklü değişiklikler yapmaya, çevre üzerindeki etkileri tam olarak bilinmeyen su yatırımlılarını gözden geçirmeye ve Türkiye’nin su politikasını yeniden belirlemeye davet ediyor. Doğa Derneği Genel Müdürü Güven Eken sonuçla ilgili yaptığı değerlendirmede “Bu sonuç, Türkiye’nin kısıtlı su kaynaklarını korumak açısından gerçek bir zaferdir. Coğrafyamızdan birer ikişer silinen göllerden gelen çatlamış toprak görüntüleri ve kuruyarak ölen flamingo yavruları bu ülkenin kaderi değildir. Bu manzaraların nedeni iddia edildiği gibi küresel ısınma değil, DSİ’nin politikasıdır. Bu manzaraların oluşmaması için DSİ’nin Sulakalanların Korunması Yönetmeliği’ne dava açmak yerine onu harfiyen uygulaması gerekmektedir” dedi. İptali istenen Yönetmelik maddeleri 4. Madde; sulakalan koruma bölgelerinin nasıl belirleneceğini, 7. Madde; koruma bölgeleri içerisinden sulakalanın ekolojik karakterini bozacak şekilde su alınamayacağını, 8. Madde; Bakanlığın uygun görüşü alınmadan kum ve çakıl alınamayacağını, 10. Madde; Bakanlık izni olmaksızın saz kesimi yapılamayacağını, 12. Madde; bilimsel araştırma yapılmaksızın sulakalanlara yabancı tür atılamayacağını, 13. Madde; kuşların barınması ve üremesi için habitat oluşturma ve ağaçlandırmanın Bakanlık iznine tabi olduğu, 17. Madde; koruma bölgelerinin Bakanlık koordinasyonunda Ulusal Sulakalan Komisyonu incelemesiyle tespit edileceği ve onaylanacağını, 19. Madde; sulakalan koruma bölgelerinde ağaç kesiminin yapılamayacağını, içme sulama ve kullanma suyu projelerinin tesislerinin Bakanlık iznine tabi olduğunu; ve son olarak 20. Madde; sulak alanları koruma bölgelerinde günübirlik tesis yapım koşullarını belirlemektedir. Kararla ilgili ayrıntılar Esas No: 2005/4595 Karar No: 2007/8203 Davacı: Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü Davalı: Çevre ve Orman Bakanlığı Davalı İdare Yanında Müdahil: Doğa Derneği Dava konusu: 17 Mayıs 2005 tarihli 25818 Sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan “Sulak Alanların Korunması Yönetmeliği”nin 4.,7.,8., 10., 12., 13.,17., 19., ve 20. maddeleri ile Yönetmeliğin eki olan “Ek-1 Tampon Bölgede Yapılması Yasak Faaliyetler Listesi”nin iptali istemi. DSİ 2030 planı Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü verilerine göre 2003 yılı itibariyle yararlanılmakta olan suyun miktarı toplam 40,1 milyar metreküp. Bu toplamın 6,2 milyar metreküpü (%15,5) içme suyu, 4,3 milyar metreküpü (%10,7) sanayi, 29,6 milyar metreküpü (%73,8) ise tarımsal amaçlı olarak kullanılıyor. Bu dağılım içinde en büyük paya sahip (toplam su kullanımının dörtte üçü) tarımsal su kullanımının, DSİ 2030 planına göre 72 milyar metreküpe çıkarılarak yüzde 143 oranında artırılması öngörülmekte. Öte yandan, yine DSİ Genel Müdürlüğü verilerine göre sulanabilir alanların 2030 yılına kadar 4,9 milyon hektardan 8,5 milyon hektara çıkarılarak yüzde 73 oranında büyütülmesi planlanıyor.