Akdeniz Gölü ve etrafındaki bölge, Bodrum’daki son
sulak alan. Gölün yanında hurmalıklar yer alıyor. Osmanlı padişahının
kurdurduğu rivayet edilen hurmalıktaki hurma ağaçları, dünyada sadece Datça,
Bağdat, Girit ve burada yetişiyor. Hurmalıklar üç yıldır her yaz yanarken
köylüler bölgede suyun kanalla tahliye edildiğini söylüyor. Göltürkbükü
Belediyesi’ne göre ‘sivrisinek de yapan’ bölge, böyle kalmamalı, ‘ıslah
edilmeli’. Islah projesi, ‘tabiatı koruyarak’ dokuz delikli bir
golf sahası yapılmasını da içeriyor. (Fotoğraflar: Serkan
OCAK)
“Dünyada üç yerden biriymiş. Evlat gibi burası ya... Yakılır mı bu hurmalar,
yok edilir mi bu göl? Golf sahası mı, helikopter pisti mi ne yapacaklarmış. 70
yıldır Gölköydeyim. Kıymetini bilene trilyon versen vermez burayı.” -Sana
verseler? “Asla....”
Hasan Akay, 70 yaşında. Üç hayvanını doğup büyüdüğü
köyündeki gölün etrafında otlatıyor. Hasan amca, gölün ve yüzyıllardır varlığını
sürdüren ancak nedense artık ikide bir yanan hurmalarının canlı şahidi.
Türkbükü’ne komşu olan Gölköy’deki ‘Akdeniz Gölü’, Bodrum’un
tek sulak alanı. Yeraltı suları ve azmaklarla beslenen Akdeniz Gölü’nü önemli
kılan özelliği de ‘Bodrum’un tek sulak alan olması’ değil. Gölün hemen yanında
adeta ‘tarihi bir miras olan’ hurma ağaçlarının bulunduğu bir alan bulunuyor.
Buradaki hurma ağaçlar ender rastlanan bir tür. Teknik olarak ‘Poenix
teoprastii’ ve ‘Phoenix dactilifera’ adı verilen hurma türlerinin bir melezi
olan ve Gölköy hurması olarak da bilinen bu hurmalar dünya
üzerinde sadece Datça, Bağdat ve Girit’de bulunuyor. Bir rivayete göre,
hurmaların tohumu bir Osmanlı hükümdarınca buraya getirildi.
Gölün ve hurmalık alanın yanında sulak alan içerisinde bir de boş arazi var.
Toplam yüzölçümü 354 bin metrekare olan göl ve hurmalığın
bulunduğu bu sulak alan için, golf sahasından helikopter pistine, futbol
sahasından içinde timsahların bulunduğu turistlik bir merkeze kadar pek çok
hayal kurulmuş.
1. derece doğal sit ve 3. derece kısmen arkeolojik
sit alanı ilan edilen bölge ise sürekli tahrip oluyor. Hurma ağaçları
geçen yaz üzerlerine benzin dökülerek yakıldı. Bu üçüncü yangındı. Göl suları
açılan kanallarla boşaltılıyor. Gölün etrafında çöp yığınları var. Son yıllarda
sulak alanın etrafındaki yapılaşma da ciddi bir tehdit oluşturuyor.
Milli Parklar GenelMüdürlüğü’nün de bir
yazısında geçtiği gibi, Akdeniz Gölü ve çevresi, sulak alan olma özelliğini
kaybetmek üzere.
Hurmalık ve sulak alanın başına gelenleri Gölköylü Hasan
amca şöyle anlatıyor: “Buradaki hurmaları sürekli yakıyorlar. Geçen yaz
da yaktılar. Söndürdük. Daha önceki yıllarda da yakmışlardı. Gölün kenarına
kanal açtılar. Su oradan denize akıyor. Yazları helikopterle buraya zenginler
geliyor. Birilerini bırakıyor, helikopter havalanıp gidiyor.”
Gölküylü Ferdi Yeşil de, Akdeniz Gölü’nde balık tutmaya
çalışıyor. “Eskiden daha çok balık vardı. Bir keresinde 2.5 kilo levrek tuttum
bu gölden. Şimdi balık yok neredeyse. Duyduğuma göre buraya site yapacaklarmış.”
İnşaat işçisi Ferdi, o gün balık tutamıyor.
Köylülerin bazılarının iddiasına göre de hurma ağaçlarını bizzat belediyenin
adamları yaktı. 10 yılı aşkın bir süredir Göltürkbükü Belediye Başkanlığı’nı
sürdüren Halil İbrahim Kaynar’ın son seçimlerde parti
programında ‘Akdeniz Gölü’nün bulunduğu sulak alana golf sahası’ projesinin
olduğu da belirtiliyor. Kaynar, iddialara ilişkin şunları dedi: “Oraları
benim yaktırdığım iddiaları asılsızdır. Biz oranın temizlenmesini, topluma
kazandırılmasını istiyoruz. Bir kere orası bataklık durumda, sivrisinek yapıyor.
Islah edilmeli. Alan açılmasıyla ilgili iddialara katılmıyorum. Orayı akılsızın
biri yakmıştır. Bizim programımızda golf sahası yapma projemiz vardı. Doğal sit
alanlarına golf sahası yapılabiliyor. Oraya da dokuz delikli golf sahası
sığabilir. Sonuçta Hazine’ye ait bir alan. Ne bize veriyorlar ne de devlet sahip
çıkıyor. Golf sahasını biz yaparsak tabii ki biz işletiriz. Ancak tabiatını
koruyarak. STK’larla ortak çalışarak yapmak istiyoruz.”
Bodrum’un tek sulan alanının korunma alına alınması için bölgede etkin olarak
faaliyetlerini sürdüren ve bünyesinde çok sayıda meslek odası, sivil toplum
örgütünü barındıran Mavi Yol Girişimi de harekete geçti. Bodrum
Kent Konseyi’nin girişimleriyle ‘Akdeniz Gölü kurtarma projesi’ kapsamında Ege
Üniversitesinden bazı akademisyenler Gölköy sulak alanında ilk kez bilimsel
incelemede bulundu. Bölgenin envanterinin çıkarılmasını amaçlayan çalışma devam
edecek.
Mavi Yol Girişimi’nin sözcüsü Filiz Dizdar, sulak alan
üzerinde şu ana kadar detaylı bir envanter araştırılması yapılmadığını, bilimsel
verilerin yetersiz olduğunu söylüyor. Tüm bilimsel çalışmalar tamamlandıktan
sonra Akdeniz Gölü ve hurma ağaçlarının nasıl korunacağı, bölgede ne yapılması
gerektiği konusunda karar vermeyi planladıklarını söylüyor ve ekliyor: “Sulak
alanlarımıza sahip çıkmıyoruz. Devlet eskiden kuruttuğu sulak alanları tekrar
kazanabilmek için servet harcıyor. Dünyada artık yapay sulak alanlar
oluşturuluyor. Ancak burada, tek sulak alanımız olan bu yeri kurutmaya
çalışıyorlar. Kanal açıp denizle birleştiriyorlar. Suyun tuzlanmasına sebep
oluyorlar. Bölgedeki yapılaşma da çok büyük tehdit oluşturuyor. Bodrum artezyen
sularıyla yaşıyor. Tek sulak alan kurutulur mu?” Doğa Derneği kuş
gözlemcilerinin yaptığı bir incelemeye göre, sulak alanda saz kamışçını,
bataklık kamışçını, kuyruksallayan gibi çok sayıda tür yaşıyor.
‘Burası balık hastanesi gibi yer’
Deniz ürünleri uzmanı olan Erdener Çeliğ de, buradaki sulak
alanın balıklar için adeta bir rehabilite merkezi olduğunu söylüyor:
“Burası balıklar için rehabilite alanı. 1984 yılında Tarım Bakanlığı balık
üretim alanı olarak ilan etti. Bir dönem özel sektöre kiraya verildi. Burada bir
balık çiftliği kuruldu. Sonradan sit alanı ilan edildi. Burası balıklar için
adeta bir hastane. Denizden buraya balıklar gelir, yumurta bırakır. Başka
balıklar da bu yumurtaları yemek için gelir. Kabuklular yetişir. Burası özel bir
çevre, özel bir ekosistemi var. Burada kabuklular da yetişiyor. Burası tamamen
kapatılarak koruma altına alınmalı.”