Su Stresi 2030’dan İtibaren Su Krizine Dönüşecek



Tüm dünya ve Türkiye küresel iklim değişikliğinin olumsuz etkileri ile mücadele ediyor. İklim değişikliğinin yol açtığı en büyük sorunlardan biri olan kuraklık ise ciddi bir tehdit olarak karşımıza çıkıyor. Birleşmiş Milletler (BM) tarafından hazırlanan rapora göre; dünyada 50’den fazla ülkede 500 kent 2050 yılında su kıtlığı yaşayacak. Türkiye de gelecek 30 yıl içerisinde dünya su krizinden etkilenecek ülkeler içerisinde yer alıyor. 2016 yılından itibaren İstanbul’un kişi başına düşen su miktarının 1.700 metreküpün altına düşmesi nedeniyle su stresi yaşadığını ortaya koyan BM raporu, 2030 yılından itibaren su stresinin su krizine dönüşeceği uyarısıyla dikkat çekiyor.

Su kaynaklarının azalması gerek günlük hayatta gerekse sanayide tasarruflu olmayı artık bir zorunluluk haline getiriyor. 22 Mart Dünya Su Günü kapsamında açıklamada bulunan Wilo Türkiye Genel Müdürü Mehmet Ürek,“Geçtiğimiz günlerde NASA, resmi internet sitesi üzerinden Türkiye'nin yer altı sularının durumuyla ilgili bir harita paylaştı ve durumu değerlendirdi. Yayınlanan haritaya göre Türkiye'deki yer altı suları ortalama seviyenin ciddi derecede altına inmiş durumda. Buradan da anlaşılacağı üzere Türkiye’deki tek sorun barajlardaki yetersiz su oranı değil aynı zamanda yer altı sularımız da hızla azalıyor. Bu sonuçlar 7’den 70’e herkese su tasarrufu konusunda daha dikkatli ve bilinçli olmak gibi bir sorumluluk yüklüyor. Suyu ve enerjiyi verimli kullanmak için acilen tasarruf önlemlerine başlamamız gerekiyor. İçme suyu miktarının da her geçen gün azalması su teminine yönelik çözümleri daha da önemli hale getiriyor. Wilo olarak su teminine yönelik yeni kaynaklar ve yöntemler kullanmaya olanak veren ve optimize edilebilen pompalar ve sistemler geliştiriyoruz. Amacımız dünya genelinde 100 milyon insanın temiz suya erişimini sağlamak ve bu yönde çalışmalarımızı sürdürüyoruz” dedi.

Akıllı pompalarla yüksek verimlilik sağlıyor
Ürek, “Günümüzdeiçme suyunun elde edilmesi için pek çok yeni yöntem geliştiriliyor ve su artık önceden olduğundan çok daha fazla kaynaktan, örneğin deniz suyu tuzsuzlaştırma ve akiferler gibi alanlardan da sağlanıyor. Bunun içinse her sistemde gerekli akışkanı en verimli şekilde ve uzun süre basabilen pompa ve ekipmanlar gerekiyor. Wilo olarak çok haneli konutlardan, okullara veya endüstri komplekslerine kadar birçok farklı özellikte binaya esnek çözümlerimizle hizmet veriyoruz. Koşullara özel bireysel konseptler ve yüksek verimli teknolojiler ile akıllı şebekelerin oluşturulması ve merkezi olmayan su şartlandırma sistemlerinin genişletilmesi alanında öncü çalışmalar yürütüyoruz. Sirkülasyon pompaları, hidrofor setleri, su tedariki ve basınç yükseltme, ham su temini, temiz su arıtımı, profesyonel sulama/tarım, endüstri/offshore alanlarında kullanılan derin kuyu dalgıç pompalarımızla tüm bu ihtiyaçlara çözüm sağlıyoruz” açıklamasında bulundu.

İklim dostu su temini için çalışıyor
Yüksek teknolojiye ve enerji verimliliğine sahip akıllı pompaların yaygınlaşması için aralıksız çalıştıklarını belirten Ürek, Ar-Ge çalışmalarının temelinde çevre ve kullanıcı dostu ürünler geliştirmek yattığını vurgulayarak sözlerine şöyle devam etti; “İklim değişikliği karşısında su yönetim sistemlerinin verimliliğini artırarak dünya çapında insanların daha iyi yaşam standartlarına ulaşmasına destek oluyoruz. Ürünlerimiz, sistemlerimiz ve çözümlerimiz dünyanın her yerinde insanlara akıllı, verimli ve iklim dostu bir şekilde su sağlamaya katkıda bulunuyor. Bu katkımız ve geleceğe yönelik eylem planlarımız sayesinde Wilo olarak 2020 yılında dünya çapında faaliyet gösteren 49 diğer şirketle birlikte Birleşmiş Milletler ve Bloomberg'in "50 Sürdürülebilirlik ve İklim Lideri" adlı küresel sürdürülebilirlik ve iklim koruma girişimine seçildik. Yanı sıra kriz zamanlarına rağmen değişimi yönlendiren ve sürdürülebilirliği iş modellerinin bir parçası haline getirebilen şirketlere verilen Alman Sürdürülebilirlik Ödülü’nün sahibi olduk. Bu girişimlerin bir parçası olmak bize büyük mutluluk veriyor ve doğru yolda olduğumuzu gösteriyor”

Sürdürülebilirlik stratejisi doğrultusunda belirlenen altı mega trendden biri kuraklık
Wilo, temiz su temini alanında yeni ürün geliştirme çalışmalarına artan bir ivmeyle devam ederek önümüzdeki yıllarda yenilikçi su çözümlerinin büyüme hızını yüzde 7,5 artırmayı amaçlıyor. Sürdürülebilirlik stratejilerinin bir parçası olarak, insanların hayatlarını derinden etkileyecek altı küresel mega trend tanımladıklarını belirten Ürek,“Globalleşme, akıllı şehirler, enerji sorunu, iklim değişikliği, kuraklık ve dijital dönüşüm olarak belirlediğimiz bu mega trendlere karşı nasıl bir çözüm geliştirebileceği üzerinde çalışmalar yapıyoruz. Tüm yatırımlarımızı dünyaya hızla yön verecek bu trendler ışığında gerçekleştiriyoruz. Bu yolda kat ettiğimiz mesafe ve elde ettiğimiz veriler, doğru ve tarafsız bir şekilde analiz edilebilmesi adına yılda iki defa Sürdürülebilirlik Konseyi tarafından kontrol edilecek” diyerek sözlerini tamamladı.

 

*

Wilo Hakkında

Pompa sistemleri sektörünün öncü markası Wilo, binalarda, endüstride ve altyapı uygulamalarında bulunan ısıtma, soğutma, havalandırma sistemlerinin yanı sıra su temini ve atık su uygulamalarında da kullanılıyor.

Temelleri 1872 yılına dayanan Almanya-Dortmund merkezli Wilo, 1928’de dünyanın ilk sirkülasyon pompasını üreterek yerelden global oyunculuğa adım attı. Yaklaşık 150 yıldır pompa ve pompa sistemleri sunan marka, bugün 10 bine yakın ürün gamı ile enerji kaynaklarının akıllı ve verimli kullanıldığı bir dünya için çözümler sunuyor. 70’in üzerinde ülkede üretim ve dağıtım şirketi, 16 üretim tesisi ve 7 bin 800 çalışanı ile yaklaşık 1,5 milyar Euro ciroya sahip olan Wilo; insanlar, ürünler, hizmetler, fabrikalar ve makineler arasında akıllı ağ bağlantıları oluşturarak akıllı çözümleri hayata geçirmek için dijitalleşmeden etkin şekilde yararlanıyor. Wilo’nun dijitalleşme stratejilerinin en belirgin örnekleri arasında Almanya’nın Dortmund şehrindeki merkezini ‘Akıllı Fabrika’ kimliği ile yeniden şekillendirmesi yer alıyor. 300 milyon Euro’luk yatırımla dijital bir üretim tesisi olarak hayata geçirilen ve 2020’de faaliyete geçen Dortmund fabrikası, Wilo tarihindeki en büyük yatırım olarak dikkat çekiyor. Tarihinde pek çok parlak kilometre taşı bulunan Wilo, dünyanın ilk akıllı pompası olan Stratos MAXO’yu geliştirerek dijitalleşme alanında bir ‘ilk’e daha imza attı. Ürünlerin ötesinde sunduğu çözümler, süreçler ve iş modellerinde de dijitalleşen Wilo, teknoloji odaklı bir şirket olarak Endüstri 5.0 ekonomisine hazırlanıyor. Uzun vadeli stratejisinin bir parçası olarak önümüzdeki yıllarda dünyaya hızla yön verecek altı küresel mega trend tanımlayan Wilo; globalleşme, akıllı şehirler, enerji sorunu, iklim değişikliği, kuraklık ve dijital dönüşüm olarak belirlediği mega trendlere karşı nasıl bir çözüm geliştirebileceği üzerinde çalışmalar yapıyor. Suya ve geleceğe yön verme hedefi doğrultusunda yol alan Wilo’nun, yüksek teknolojisi ve köklü geçmişiyle değer kattığı ülkelerin başında Türkiye geliyor. Pazara girdiği 1992 yılından sonra hızlı bir şekilde büyüyen Wilo’nun Türkiye operasyonu, 1997’de markanın dünyadaki malzeme temin merkezlerinden biri olarak tescil edildi. Her yıl başarı grafiğini yükselten Wilo Türkiye, 35 bayisi, 90’a yakın merkez çalışanı ve ürün gamı özelinde uzmanlaşmış servis kadrosu ile Türkiye çapında yaklaşık 1000 kişilik bir ekip olarak hizmet veriyor. Wilo Türkiye, sektörün Avrupa’daki LEED Gold Sertifikası’na sahip ilk yeşil binasında faaliyet gösteriyor.