Dünya Gazetesi'nden Hilal Sarı'nın haberine göre, Birleşmiş Milletler (BM), 22 Mart Dünya Su Günü öncesinde yayınladığı raporda gelecek 15 yıl boyunca küresel su talebinde yüzde 55’lik bir artış yaşanacağını belirterek, mevcut arzın bu talebe yetmeyeceği ve 2030 yılında toplam talebin sadece yüzde 60’ının karşılanabileceği konusunda uyardı. Raporda dünyayı bekleyen su kıtlığının en önemli sebebi, iklim değişikliği sebebiyle yağışların düzensizleşmesi ve yeraltı su kaynaklarının gittikçe küçülmesi olarak belirtiliyor. Dünya Su Kalkınma Raporu, tüm dünyayı bekleyen bu kıtlık için, su korumasıyla ilgili yeni politikalar öneriyor ve atık suyun daha ideal kullanımı için çağrı yapıyor. UNESCO tarafından BM üye ülkeleriyle birlikte yürütülen Dünya Su Değerlendirme Programı’nın raporuna göre tüm üretim sektörlerinde su kullanımının artması beklenirken, Dünya Su Konseyi’nin olan iklim senaryosuna göre 2030 yılında dünya yüzde 40 oranında bir su kıtlığıyla karşılaşacak.
Tarımda verimlilik büyük önem taşıyor
BM raporunda “Eğer talep ve sınırlı arz arasında bir denge tekrar kurulamazsa, dünya gittikçe daha şiddetli bir küresel su kıtlığıyla karşı karşıya kalacak” ifadeleri kullanılıyor. Tarım, enerji ve sanayi faliyetlerinin su kullanımı ve yönetimi üzerinde önemli etkileri olduğu belirtilen rapora göre özellikle tarımda su kullanımının veriminin artırılması, kıtlık karşısında alınacak en güçlü önlemlerden biri olarak belirtiliyor. 2012 yılında Nikos Alexandratos ve Jelle Bruinsma hazırlanan ‘2030/2050’lere Doğru Dünya Tarımı’ adlı raporda dünya nüfusunun ve şehirleşmenin hızla artması sebebiyle 2050 yılında tarım sektörünün küresel anlamda yüzde 60 daha fazla gıda üretmek zorunda olacağı, bu oranın gelişmekte olan ülkelerde yüzde 100 oranında yükseldiği belirtiliyor. Fakat bu durum tarım sanayinin dünyanın temiz su kaynaklarına olan talebini sürdürülemez duruma getiriyor. BM raporunda mahsul üretimi için suyum verimsiz kullanılmasının yer altı su kaynaklarını tükettiği, nehir debilerini azalttığı, vahşi yaşam habitatlarını küçülttüğü ve küresel sulanmış arazilerin yüzde 20’sinin tuzlanmasına neden olduğu vurgulanıyor.
Tarım ve enerji sektörlerinin çok fazla su ihtiyacı olmasının su kıtlığını daha da hızlandırabileceği belirtilen rapora göre enerji üretimi toplam temiz su talebinin yüzde 15’ini oluştururken, tarım ise neredeyse yüzde 70’lik bir pay oluşturuyor. Dünyanın en az gelişmiş ülkelerinde ise bu oran yüzde 90’a kadar çıkabiliyor.
Ya su kaybı azaltılacak ya da suyun verimliliği artırılacak
Tarımdaki su verimliliğinin artırılması için iki önemli seçenek olduğu belirtilen raporda, bu seçeneklerin su kayıplarını azaltmak veya su üretkenliğini artırmak olduğu ifade ediliyor. İlk seçenekte üretim süreçlerinde oluşan su kayıplarının azaltılması salık verilirken, ikinci seçenek ise mahsul üretkenliğini artırmaya işaret ediyor. Bu da aynı miktarda sulanan bir araziden daha fazla mahsul elde etmeyi amaçlamak anlamına geliyor.
Tüketim alışkanlıklarındaki değişim ve nüfus artışı tehlikeli
Küresel su talebinin ağırlıklı olarak nüfus artışı, şehirleşme, gıda ve enerji güvenliği politikaları, ticaretin küreselleşmesi ve değişen tüketim alışkanlıkları gibi etkenlerle arttığı vurgulanan raporda özellikle son yüzyılda su kaynaklarının geliştirilmesinin en önemli sebebinin dünya nüfusunun artan gıda, lif ve enerji ihtiyacı olduğu belirtiliyor. Dünya nüfusu 2050 yılında 9.1 milyara ulaşması ve 2.4 milyarının, su kaynaklarının en heterogen dağıtıldığı Sahra altı Afrika bölgesinde yaşıyor olacağına dikkat çekiliyor. Hızlı gelir büyümesi ve özellikle gelişmekte olan ülkelerde yaşam standartlarının yükselmesi su kullanımında hızlı bir artışa neden olurken, özellikle su kaynaklarının kıt olduğu bölgelerdeki zayıf yönetimlerin başarısızlıklarının bu artışı daha da hızlandığı belirtiliyor. Daha fazla et tüketimi, daha büyük evlerde yaşama alışkanlıkları, motorlu araçların ve enerji tüketen aygıtların kullanımındaki artış da su muhtemel su kıtlığının diğer önemli nedenleri olarak belirtiliyor.
BM: Türkiye de malesef şişelenmiş su içiyor
Değişen tüketim alışkanlıkları ve yerel yönetimlere güvensizlik sebebiyle birçok düşük gelirli ülkede şebeke suyunun içilmediği ve şişelenmiş temiz su kullanımının arttığı vurgulanan raporda, küçük bir oran da olsa dünya nüfusunun yüzde 6’sının şişelenmiş içme suyu kullandığı Türkiye’nin de bu ülkelerden biri olduğu belirtiliyor ve bu tüketici eğiliminin hem çevresel anlamda sürdürülemez olduğu hem de maliyetinin çok daha yüksek olduğu vurgulanıyor. Şişelenmiş içme suyu kullanan ve raporda Türkiye ile aynı grupta anılan ülkeler ise Endonezya, Filipinler, Gana ve Lao Demokratik Cumhuriyeti. Karabük’ün Safranbolu ilçesinde Dünya Su Günü dolayısıyla yapılan etkinliklerde Safranbolu Belediye Başkanı Necdet Aksoy da herkesi musluktan su içmeye davet etti.
BRICS'in talebi 2050’de yedi katına çıkacak
OECD 2050 Çevresel Görünüm Raporu’na göre özellikle BRICS ülkelerinde (Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin ve Güney Afrika) enerji üretimi ve imalat sektörlerinin su talebinin ciddi şekilde artacağı, 2050 yılında toplam talepteki paylarının bugünkü yüzde 7 seviyesinden, yüzde 22’ye çıkacağı, taleplerinin yedi katına yükseleceği belirtiliyor. Gelişmekte ülkelerde ise su talebinin dört katına yaklaşacağı vurgulanıyor. OECD ülkelerinin su talebinin ise 2050 yılına kadar yüzde 65 oranında artacak.