"Su Halka Paralı, Sermayeye Bedava"



Suyun Ticarileştirilmesine Hayır Platformu'nun (STHP) düzenlediği "Yaşamı Savunanlar İstanbul'da" forumu bugün "Suyuna, Toprağına, Ormanına, Emeğine Sahip Çıkanlar Buluşuyor" sloganıyla başladı.

Açılışta Yıldız Teknik Üniversitesi'nden (YTÜ) Prof. Beyza Üstün, "Yasa değiştirildi, dereler şirketlere satıldı. Allianoi'den Hasankeyf'e kültür yok ediliyor. Ön ödemeli sayaçlar da bu ticarileştirmenin bir parçası" diye konuştu ve mücadelenin kapitalizme karşı, tüm yaşam alanlarını savunma ekseninde yürüdüğünü belirtti.

"Herkes ücretsiz suyu örnek alır diye telaşlandılar"

"Kentte Su Hakkı Mücadele Deneyimleri" başlıklı ilk oturumda Dikili Belediye Başkanı Osman Özgüven "10 tona kadar suyu ücretsiz verdik, böylece insanlar tasarruf etti, kullanım azaldı. Birileri 'Su bedava olur mu hiç? Ya diğer belediyeler de aynısını yaparsa' diye telaşlandı ve iki yıl yargılandım" diye konuştu.

Özgüven, "Belediyeler hiçbir zaman ticarethane değildir; hizmet içindir. Yasa, üretilen hizmetten para alınmasını zorunlu kılıyor. Suyu, havayı, toprağı insan üretmiyor ki" diye ekledi.

Bursa Su Platformu'ndan Ahmet Keskin "Herkesin bildiği suyun kaynağı Erikli mahallesinde oturuyorum; çeşmelerimizi tek tek kapattılar, musluk suyunu içilemez hale getirdiler. Kaynak 250 metre ötede olmasına rağmen suyu bakkaldan almak zorundayız. Sanayiciler içinse su ücretsiz" dedi.

Sempozyumlarda "Su kıtlığı var, halk tasarrufu beceremez, kontrolü sermayeye verelim" diye propaganda yapıldığını söyleyen Keskin, Hidroelektrik Santrallerle (HES) ilgili de "Birçok ilçede çalışmalar sürüyor. Artvin ve Munzur'dan çok göçmen var; oralardaki HES'lere karşı da mücadele ediyoruz" dedi.

"Yaşadığımız yerleri Dikili'ye çevirmeliyiz"

Sarıyer Maden Mahallesi Derneği Başkanı Ali Doğan "30 yıldır mücadele ediyoruz; etrafımıza dikilen sitelerse tüm hizmetleri alıyor. Onlar için görüntü kirliliğiyiz. Devletin üretiminde destek olduğu uyuşturucu ve fuhuş pisliğini biz yaratmışız gibi gösteriyorlar; dile getirince çocuklarımız dövülüyor" dedi.

Doğan "'Tehlike' olmaya ve su, eğitim, sağlık, barınma sorunlarımızı sokaklarda anlatmaya devam edeceğiz" diyerek ekledi: "Özgüven'i dinlerken bir an 'Dikili'ye mi taşınsak?' dedim; ama tersine yaşadığımız yerleri birer Dikili'ye çevirmek için çabalamalıyız."

"Evde su yokken belediye çimleri suluyordu"

Mamak Barınma Hakkı Bürosu'ndan Candaş Türkyılmaz "Haftalar süren su kesintileri sırasında, evimizde su yokken belediye kamyonları refüjlerdeki çimleri suluyordu. Kamyonlara el koyarak suyu eşit bir biçimde aramızda dağıttık; sokakta eylem yapma kararı aldık" dedi.

Küçükarmutlu Mahallesinden Hasan Öztürk "Su için başvurduk; mahallemiz haritada görünmüyordu, biz 'yok'tuk. Şehir şebekelerini patlatıp çeşmeler yaptık, 7 kilometre su borusu döşedik. Şimdi bizim döşediğimiz borulara belediye kendi su saatlerini taktı ve para alıyor" diye konuştu.