Şu Duvar Pompeiopolis'in Sarayından



Yolunuz eğer Kastamonu'da bir eve düşerse, kendinizi 'milattan önce'de bulabilirsiniz. Duvardaki mozaikten bakan Pompeiopolislinin yüzü, size Romalılardan haberler vermeye hazır gibidir. Evden çıktığınızda, bu kez eskiden bir sarayın önünde yükselen sütunların hâlâ ayakta olduğunu görürsünüz. Tek fark, bu tarihi taşlar artık betonla iç içe geçmiştir ve üzerinde Türkçe şu yazılar vardır: 'Taşköprü İlçesi Hükümet Konağı'.

Kastamonu'nun Taşköprü ilçesi, 'Zeugma ve Efes'le kıyaslanan, zengin bir tarihe sahip. Ancak tarih burada ne yazık ki olduğu yerde değil, evlerin, hükümet binalarının içinde 'korunuyor'! 1927 yılında çıkan büyük yangından sonra ilçe kendini yeniden inşa ederken, yanıbaşındaki Pompeiopolis Antik Kenti kalıntılarına sarılmış. Tarihi taşlar, sütunlar, mozaikler, inşaatlarda temele, duvara dönüşmüş.

Romalı komutanın kenti
Bugün daha çok 'sarımsağıyla' anılan bölge, verimli toprakları dolayısıyla, yüzyıllar boyu boş kalmayan bir yerleşim alanı. M.Ö. 64 yılında Göksu Vadisi'nin doğu-batı geçiş yolu üzerinde Pontus Kralı Mitridates ve ordusuyla savaşan Romalılar, savaşı kazandıktan sonra bu bölgeye yerleşti. Daha sonra Romalı Komutan Pompeius'un 'Zımbıllı Tepesi'ne sıfırdan kurduğu kentin adı 'Pompeius'un şehri' anlamına gelen 'Pompeiopolis' oldu. M.S. 6. yüzyılın ortalarında bir piskoposluk merkezi olarak da önem kazanan kent, Selçuklular ve Osmanlıların egemenliği altına girdi.

İlçe adını, M.S. 1366 yılında Yağmur Bey'in oğlu Ali Bey tarafından, Kastamonu Emiri Adil Bey'in oğlu Celaleddin Beyazıt adına yaptırılan taşköprüden aldı. Uzun yıllar tarihi kalıntılar ve harabelerle iç içe yaşayan Taşköprülüler, 1927 yılında çıkan bir yangınla yıkıldı. İlçenin yüzde 80'ini küller içinde bırakan yangından sonra Taşköprü yeniden inşa edilmeye başlandı.

Her şeylerini kaybeden Taşköprülüler, ilçenin çevresindeki bölgelerden getirdikleri taşlar ve kalıntıları, yaptıkları evlerin temel ve duvarlarında kullanırken, Pompeiopolis'i, kendi elleriyle yok etmiş oldu.

Taşköprü şimdi tarihten 'af diliyor'. Belediye Başkanı Hasan Altan, ilçeyi turizm merkezi haline getirme girişimleri sonucu bu yıl Pompeiopolis'te kazılara yeniden başlanıldığını söylüyor. Almanya Münih Üniversitesi öğretim üyesi Doç. Dr. Latife Summerer'in başkanlığında yapılacak kazılarda gün ışığına çıkarılacak eserlerle, Pompeiopolis'in, Karadeniz'in dünyaya açılan kapısı olması umuluyor. Altan, "Efes Antik Kenti Ege'nin, Zeugma ise Güneydoğu'nun bir simgesi. Pompeiopolis de kısa sürede Karadeniz'in simgesi olacak" diyor:

"Pompeiopolis de Efes Antik Kenti gibi Romalıların kurmuş olduğu bir kenttir ancak burayı Efes'ten farklı kılan en büyük özellik Romalılar tarafından sıfırdan inşa edilmiş olmasıdır. Böylesi önemli bir değere ev sahipliği yapan Taşköprü, Pompeiopolis Antik Kenti'nin yanı sıra Paphlagonialılar zamanında yapılan birçok kaya mezarı ve timülüs ile yüzlerce mimari eseri de içinde barındırmaktadır. Tarihe kendimizi affettirmek için bu eserleri kurtararak, ilçemizi müzeye dönüştüreceğiz."

Tarih yeniden canlanacak mı?
Kastamonu Arkeoloji Müzesi Müdürü Hüseyin Karaoğlu'na göre Roma döneminde Sinop'tan Bolu'ya kadar uzanan Paphlagonia eyaletine başkentlik yapmış olan Pompeiopolis'te, Efes ve Zeugma gibi görkemli mimari yapılar bulunabilir. 1927 yangınından sonra 'talan edilen' Pompeiopolis'ten geriye kalanları kurtarmak için 1984 ile 1993 yıllarında arkeolojik çalışmalara başlanıldığını anlatan Karaoğlu, kazılarda çok değerli mozaik ve mimari eserlerin gün ışığına çıktığını belirtiyor. Ancak burada da tarihe karşı bilinçsizlik ve talanla karşılaşıyoruz. Eserlerden bazıları müzede sergilenme şansı bulurken, birçok eser bilinçsizce yapılan kazılarla tahrip edilmiş.

Şimdi kendi elimizle yok ettiğimiz Pompeiopolis'i canlandırma umudu, bu yıl yeniden başlayan kazılarda. Böylece mozaikteki o Romalıya bakınca bir an için bize gülümsediğini görebiliriz...