Su Bolluğuna Aldanmayın



Türkiye'de geçen yıl 41 milyar metre küp suyun kullanıldığı, bu yılki yağışlarla barajlardaki doluluk oranlarının sevindirici düzeye ulaşmasının tasarruf konusunda vatandaşları atalete sürüklememesi gerektiği belirtilerek, önlem alınmaması durumunda 2030 yılına kadar potansiyelin içme suyu, tarım ve sanayi arasında paylaştırılmasında büyük sorun çıkacağı belirtildi.

Akdeniz Üniversitesi (AÜ) Çevre Sorunları Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Prof. Dr. Bülent Topkaya, bir etkinliğe katılmak için geldiği Adana'da, dünyada 1,1 milyar insanın temiz içme suyundan mahrum olduğunu söyledi. Dünyada 2,6 milyar insanın yeterli miktarda su bulamadığını belirten Topkaya, 1,8 milyon kişinin sağlıksız sudan kaynaklanan sorunlardan ve hastalıklardan öldüğünü bildirdi. Topkaya, su krizinin dünya üzerinde olduğu gibi ülkemizde de birçok bölgede 2008 yılında kendisini gösterdiğini kaydetti.

Türkiye'nin kullanılabilir su potansiyelinin 112 milyon metre küp olduğunu ifade eden Topkaya, kişi başına düşen yıllık tüketimin ise 1600 metre küp olduğunu vurguladı. Geçen yıl Türkiye'de 5,5 milyar metre küpü içme, 30 milyar metre küpü tarım ve 4,5 milyar metre küpü sanayide olmak üzere toplam 41 milyar metre küp su kullanıldığını belirten Topkaya, şöyle konuştu:

"2030 yılında ise 18 milyar metre küpü içme, 72 milyar metre küpü tarım ve 22 milyar metre küpü sanayide olmak üzere toplam 112 milyar metre küp su kullanılacağı tahmin ediliyor. Şu anda bölgesel farklılıklar olmakla birlikte suyun yeterli olduğu söylenebilir. Ancak planlanan gelişmeler, nüfus artışı, tarım ve sanayi yatırımları göz önüne alındığında, 2030 yılına kadar toplam su potansiyelinin neredeyse tamamının içme suyu, tarım ve sanayi arasında paylaştırılmasında büyük sorun çıkacağı görülüyor. Su kaynaklarımızın ihtiyacı karşılaması açısından yakın gelecekte başlayacak olan sorunlar her geçen yıl çoğalan nüfusa paralel olarak artacaktır. Bunun sonucunda bazı bölgelerimizde aşırı su kıtlığı, buna bağlı üretim düşüşü ve belki de göçler başlayacaktır."

Topkaya, İstanbul gibi bazı illere su ihtiyacının karşılanması için başka havzalardan su aktarımının yapıldığını hatırlatarak, "Bu örneklerin artması sonucunda ülkemizde su ve toprak kaynaklarının planlanması daha da zorlaşacak" dedi. Ortaya çıkan ve olası sorunların suyun ne şekilde paylaşılacağıyla ilgili olduğunu anlatan Topkaya, şöyle devam etti:

"Suyun miktarı yanında paydaşların sayısı ve talepleri her yıl artıyor. Bu kapsamda tarım başta geliyor. Sanayinin su ihtiyacı da oldukça yüksek. Bunlara son yıllarda elektrik üretimi eklendi. Akarsuların elektrik üretimi için tahsis edilmesi diğer kullanıcıları etkileyecek."

"Bolluk atalete sürüklemesin"

Bu yıl yağışların sevindirici olduğunu ve ülke genelindeki barajlardaki doluluk oranlarının istenilen seviyeye geldiğini belirten Topkaya, "Ancak, bu bolluk bizi atalete sürüklemesin. Bu yıl su çok oldu diye bunu hovardaca harcamamalı, geleceği düşünmeliyiz. Eğer seneye yeterli yağış yağmazsa o zaman sermayeden yemiş oluruz. Tasarruf yapmaya devam edersek suyun gelecekteki paylaşım sorunu da daha az olacaktır. Bu nedenle su tasarrufuna devam etmeliyiz" dedi.

Suyun sadece diş fırçalarken, el-yüz yıkarken boşa akmasının önlenmesinin yetmediğini, mutlaka şehir içi şebekelerdeki kaçakların da en aza indirilmesi gerektiğini ifade eden Topkaya, sözlerini şöyle tamamladı:

"Ayrıca su kullanan herkesin su faturasını ödemesi şart. Bunun yanında sanayicilerin üretimde daha az su tüketmeleri, tarımda mutlak surette damla sulamaya geçilmesi gerekiyor. Alınacak bu önlemler bile su potansiyelimizin 2030 yılından daha sonrasında da fazla sorun olmadan yeterli olmasını sağlayabilecek."