Standart İnsan Yoktur, Alternatifler Her Zaman İyidir



Avrupa’nın 22 ülkesinde, 'herkes için tasarım', 'herkes için yaşanabilir kentler' temalı çalışmalar yürüten EIDD- Design For All Europe platformu, dün akşam (20 Mayıs) Bilgi Üniversitesi santralistanbul Kampüsü'nde bir tanıtım konferansı gerçekleştirdi.

Kale Tasarım Merkezi, TAG Platform ve Bilgi Üniversitesi Tasarım Kültürü Yönetimi Programı’nın işbirliği ile düzenlenen konferansa konuşmacı olarak katılan EIDD Yönetim Kurulu Başkanı Finn Petren ve Dış İlişkiler Yöneticisi Pete Kercher, platformun amaç, ilke ve faaliyetleri hakkında bilgi verdi.

Kale Grubu Şirketleri Kurumsal İletişim Müdürü Asiye Bodur ve TAG Platform Proje Yürütücüsü Neslihan Şık'ın açılış konuşmalarının ardından söz alan Finn Petren ve Pete Kercher, tasarım yoluyla daha eşitlikçi, katılımcı, erişilebilir ve sürdürülebilir çevreler üretilebileceğine inanan plancı, mimar ve tasarımcıları bir araya getiren platforma ilişkin deneyimlerini paylaştılar.

Sunumunda EIDD- Design For All Europe'un organizasyonel yapısı ve misyonu üzerine odaklanan Finn Petren, İrlandalı tasarımcı Paul Hogan'ın "İyi tasarım destekler, kötü tasarım engeller" sözünü slogan olarak benimseyen platformun çalışmalarına ilk olarak 1993'te başladığını belirtti.

"Ortalama insan yoktur"

Konuşmasının ilk bölümünde 'Design for All' (Herkes için Tasarım) konseptini ele alan Petren, 'ortalama/standart insan' üzerinden tasarım yapmanın doğru olmadığını, çünkü 'ortalam insan'ın olmadığını, tasarımın, mümkün olduğunca çok insan tarafından kullanılabilecek şekilde gerçekleştirilmesi gerektiğini savundu. Petren bu görüşünü EIDD'nin 2004 Stockholm Deklarasyonu'ndaki şu madde ile destekledi: "Tasarım, mevcut durumların, dilenen koşullara göre düzenlenmesidir".

'Liberal çeşitlilik' mesajı ile hareket ettiklerini dile getiren Petren, standart ya da ortalama insan yerine insan çeşitliliğini (yaş, cinsiyet, işlevsel yetiler, kültürel özellikler vs) temel alan ve tüm aktörleri sürece dahil eden bir karar verme mekanizması önerdiklerini söyledi. Bu eksende gerçekleştirilecek tasarım çalışmalarında ise meslek ve tasarım okullarının bir arada çalışmasının önemine dikkat çekti.



Daha sonra platformun organizasyonel yapısına geçen Petren, platformun kurulduğu dönemde, EIDD-European Institute for Design and Disability (Avrupa Tasarım ve Engelliler Enstitüsü) olan adının daha sonra EIDD-Design For All Europe (EIDD Avrupa - Herkes için Tasarım) olarak değiştirildiği bilgisini verdi.

Hem teoriye hem de uygulamaya dayanan ve sürdürülebilirliği temel alan EIDD Design For All Europe'un; sosyal planlama, mimarlık ve tasarım disiplinleri arasında köprü görevi gören tek uluslararası organizasyon olduğunun altını çizdi.

Gerek bireylerin gerekse kurumların katılımı ile çalışmalarını yürüten platformun, Avrupa'nın 22 ülkesindeki önemli STK'larla da işbirliği içinde olduğunu ve her gün daha da büyüdüğünü ekledi.

EIDD'nin Stratejik çalışmaları

Son olarak EIDD Design For All Europe'un misyonuna değinen Finn Petren, ana hedeflerinin, farklı topluluklar nezdinde kamu bilinci ve farkındalık yaratmak olduğunu söyledi. Bu kapsamda 4 farklı ölçekte strateji oluşturduklarını bildirdi:

1. Avrupalı yönetimler ile stratejik ilişkilerin kurulması: 2009 yılının Avrupa Yaratıcılık Yılı (European Yar of Creativity) olması nedeniyle belli gelişmeler kaydedildi. 'DG Enterprise and Industry' ile güçlü ilişkiler kuruldu.

2. Avrupalı ticari topluluklar ile stratejik ilişkilerin kurulması: Ürünlerdeki 'kalite işareti'ne (quality mark) ilişkin ortak çalışmalar yürütülüyor.

3. Uluslararası organizasyonlar ve akademik çevre ile stratejik ilişkilerin kurulması: Cumulus (Uluslararası Üniversiteler, Sanat, Tasarım ve İletişim Okulları Birliği) ve Icograda (Grafik Tasarımı Birlikleri Uluslararası Konseyi) ile bir arada çalışılıyor.

4. Platformun iç hedeflerini desteklemeye ilişkin stratejilerin geliştirilmesi: Platform olarak küresel ölçekli bir tasarım yarışması ve iletişim kampanyası düzenleniyor. Sosyal medya tanıtım faaliyetlerinde etkin olarak kullanılıyor.



Petren'in EIDD'yle ilgili ayrıntılı sunumunun ardından söz alan platformun Dış İlişkiler Yöneticisi Pete Kercher ise dünyanın farklı kentlerinden hatalı tasarım uygulamalarını kendi çektiği fotoğraflar üzerinden aktardı.

Konuşmasının başında Avrupa'nın birçok kentinde çalışmalarda bulunduğunu belirten Kercher, Avrupa Kültür Başkenti ünvanını alan kentlerde de bulunduğunu ve EIDD Design For All Europe olarak, İstanbul ile de bu kapsamda işbirliğine gidilebileceği mesajını verdi.

"Her Kentin Kendi Zorlukları Vardır"

Sunumuna ilkel insandan günümüz insanına kadar geçen süreçte toplumun ve insan davranışlarının nasıl değişim gösterdiği konusu ile başlayan Kercher, daha sonra kent olgusuna değindi. Herkesin kente ilişkin farklı bir fikri olduğunu belirterek, Montreal, Prag, Delft, Varşova, Belgrad, Milano gibi kentlerden örnekler sundu.



Yaşam alanları ve hatalı tasarım uygulamalarına örnek verirken, her kentte belli başlı zorluklar ile karşılaşılabileceğini dile getirdi. Özellikle yaya geçitleri, kaldırımlar, merdivenler ve rampalara ilişkin fotoğraflar sunan Kercher, iyi tasarımın pahalı olduğu önyargısını eleştirdi.

Kercher, İstanbul'daki hatalı uygulamalara örnek olarak Sultan Ahmet Camisi'ndeki dik ve uzun engelli rampasını gösterdi.

Kentsel mekânda yapılan hataların önüne geçilmesi için bir arada çalışmanın önemini vurgulayan Kercher, belediye birimleri arasındaki iletişimsizliğe dikkat çekti, kentlileri ise yönetimleri bu hatalar konusunda uyarmaya çağırdı.

Krizin ilacı: İnovasyon

UK Design Council'in (İngiltere Tasarım Konseyi) raporunda yer alan "Tasarım, ticari rekabeti güçlendirir" savına atıfta bulunan Pete Kercher, firmaların fiyatta rekabet yerine kalitede rekabet etmeyi seçmeleri gerektiğini belirtti. Küresel ekonomik krizin başlangıcı olan 2009 yılının aynı zamanda Avrupa Yaratıcılık Yılı olduğuna değinen Kercher, krizi fiyat düşürmeden atlatmanın en iyi yolunun 'inovasyon' olduğunu vurguladı. Bunu desteklemek için de, tasarıma ağırlık veren firmaların, tüketici güvenine bağlı olarak borsada % 200'e varan değer artışı sağlamasını örnek gösterdi.

EIDD Design For All Europe'un "insan çeşitliliği, sosyal birlik ve eşitlik için tasarım"ı amaç edindiğini söyleyen Kercher, tasarımda 'pozitif ayrımcılık'ın yeni engeller yarattığına ve her zaman birilerini dışladağına dikkati çekti. Holistik (bütünsel) düşünmenin önemini işaret ederek, birden fazla çözüm sunmanın her zaman daha iyi olduğunu vurguladı.

Konferans soru-cevap bölümü ile sona erdi.