ŞPO Ankara Şubesi’nden Gölbaşı Millet Bahçesi Projesi Açıklaması



Daha önceki açıklamalarında Ankara’nın en önemli doğal yaşam koridorlarından biri olan İmrahor Vadisi’nde yapılacak çalışmalarla bütün bir kentin karşılaşacağı risk ve tehlikeleri açıklayan TMMOB Şehir Plancıları Odası Ankara Şubesi, “Aynı şekilde, sadece yerel değil bölgesel boyutta riskler barındıran, Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü tarafından onaylanan 1/50.000 ölçekli Gölbaşı Özel Çevre Koruma Bölgesine ait Çevre Düzeni Planı Değişikliği ile sunulan Gölbaşı Millet Bahçesi Projesi, alanın mutlak korunması gereken niteliklerini yok sayarak Ankara’daki ekolojik yıkımı ve doğa sömürüsünü derinleştirecektir.” dedi.

Millet bahçesi yapımı öngörülen Gölbaşı Düzlüğü’nün, Mogan ile Eymir Gölleri arasında yer alan yaklaşık 35 hektar büyüklüğündeki sazlık ve bataklık alan olduğunu belirten ŞPO Ankara Şubesi, açıklamasında, “Eymir Gölü’nün besleniminde önemli bir yere sahip olan bu alandaki sazlıklar doğal arıtma özelliği göstererek, daha kaliteli bir suyun Eymir Gölü’ne ulaşmasını sağlar. Ayrıca, kuşlar için korunaklı, ideal üreme, beslenme ve barınma alanlarına sahiptir. Bu özellikleri nedeniyle Gölbaşı Düzlüğü, hem su kuşları yaşama alanı olarak hem de Eymir Gölü su rejiminin ve su kalitesinin korunması bakımından özel öneme sahiptir.” ifadelerini kullandı.

 

Reklam Goruntulenme Bolumu

 

TMMOB Şehir Plancıları Odası Ankara Şubesi’nin, Gölbaşı Düzlüğüne Ankara ekosistemini ve dahil olduğu su havzasını etkileyecek müdahalelerde bulunulmasının kabul edilemeyeceğini vurguladığı açıklamasında şu ifadelere yer verildi:

“2020 yılında Millet Bahçesi alanı olarak tanımlanan Gölbaşı Düzlüğü, yürürlükteki üst ölçekli plan olan 2023 Ankara Nazım İmar Planında da belirtildiği gibi; Mogan ve Eymir gölleri havzası; su kaynakları ile birlikte yüzey şekilleri, yer ve toprak yapısı, iklim özellikleri ve canlı varlıkları ile çok hassas dengelere sahip bir ekolojik sistemdir.

2015-2019 Gölbaşı Özel Çevre Koruma Bölgesi Yönetim Planı’nda alanın sazlık kesimine yapılacak müdahalelerin su rejimini ve su kalitesini bozabileceği, bu durumun da alandaki biyolojik çeşitliliği ve yaban hayatını olumsuz etkileyeceği net bir şekilde belirtilmiştir. Davamıza konu olan planda ‘Millet Bahçesi’ olarak önerilen alan, Gölbaşı ÖÇK Bölgesi Yönetim Planında doğanın ve çevrenin korunması ve gelecek nesillere aktarılabilmesi için Mutlak Koruma Alanı olarak; düzlükte bulunan ve geçmişte doldurulan alanlar ise Tampon Koruma Alanı olarak tanımlanması önerilen alanlardır.

2018 yılında onaylanmış ve plan iptali davası devam eden 1/50.000 ölçekli Gölbaşı ÖÇK Bölgesi Çevre Düzeni Planı’nda mutlak koruma alanı ve tampon koruma alanı tanımlamaları yapılmış olmasına rağmen, Gölbaşı Düzlüğü hassas alan tanımı içerisinde değerlendirilmemiştir. Mutlak korunması gereken hassas alanlar; çeşitli habitatların korunması için ilgili kurumlardan uygun görüş alınarak, yalnızca bilimsel araştırmalara ve yine belli amaçlarla ağaçlandırmaya izin verilen alanlardır. Söz konusu planda yapılması önerilen Botanik Bahçesi ile Gölbaşı Düzlüğünün ekolojik önemi göz ardı edilmiştir.

Ayrıca 2018 Gölbaşı ÖÇK Bölgesi Çevre Düzeni Planı’nda, önemli kuş üreme alanları plana eklenmiş, Eymir ve Mogan gölleri arasında kalan Gölbaşı Düzlüğü de bu alan içerisinde tanımlanmıştır. Bu alanlara dair plan hükümlerinde ekolojik karakterinin korunmasının esas olduğu belirtilmiştir. Doğal ve topografik yapıyı değiştirecek hiçbir kazı ve dolgu yapılamayacağı ve yine alanın yakın çevresinde izleme, araştırma, koruma ve/veya eğitim amaçlı da olsa kuşları rahatsız edecek yapılara izin verilmeyeceği plan hükümlerinde açıkça belirtilmiştir.

Tüm bu hassasiyetler göz ardı edilerek Gölbaşı Düzlüğü, yapılan plan değişikliği ile ‘Millet Bahçesi’ adı altında sermayenin inisiyatifine bırakılmaktadır!

Daha önceki açıklamalarımızda da belirttiğimiz gibi Millet bahçeleri doğal ve kültürel alanları imara açmak için kullanılan kirli bir araçtır. Ekonomik krizin, Türkiye’nin lokomotifi olan inşaat sektörünü de derinden sarsması ile sermayedarların kar sağlayabileceği bir araç olarak pazarlanan Millet Bahçeleri, Türkiye’nin dört bir yanındaki doğal ve kültürel alanları imara açan ve sekteye uğrayan inşaat sektörünü canlandırmayı ve sürdürmeyi amaçlayan, toplumsal algıyı çarpıtan bir rant projesi olarak ortaya çıkmıştır.

Alanın Özel Çevre Koruma Bölgesi olduğu da göz önüne alındığında, tüm kent ve kentliyi ilgilendiren bu tür alanlarda yapılacak olan planlarda demokratik ve katılımcı planlamanın göz ardı edilmesi kabul edilemez!

 

Reklam Goruntulenme Bolumu

 

Gölbaşı Millet Bahçesi, 2872 sayılı Çevre Kanunu’nun 9. maddesiyle de çelişmektedir: ‘Doğal çevreyi oluşturan biyolojik çeşitlilik ile bu çeşitliliği barındıran ekosistemin korunması esastır. Biyolojik çeşitliliği koruma ve kullanım esasları, yerel yönetimlerin, üniversitelerin, sivil toplum kuruluşlarının ve ilgili diğer kuruluşların görüşleri alınarak belirlenir.’ Ancak, alana dair hazırlanan tüm planlarda vurgulanan çeşitliliklerine ve kanunlara rağmen, Ankara kentinin önemli doğal alanlarından olan, Özel Çevre Koruma Bölgesi ilan edilerek koruma altına alınmış ve sulak alan niteliği de gösteren Gölbaşı ÖÇK Bölgesi’ne yönelik yaklaşım geliştirilirken katılımcı hiçbir yöntem izlenmemiş, ilgili  kamu kurumlarının, üniversitelerin, meslek odalarının ve halkın görüşü ve katılımı önemsenmemiştir.

Millet Bahçesi Projesi, telafisi olmayan ekolojik bir yıkıma ve kamu zararına neden olacak, doğada kalıcı tahribata yol açacaktır!

Gölbaşı Özel Çevre Koruma Bölgesi, içerisinde bulunduğu havza ile bütüncül bir biçimde, hassas alan olarak korunmalı, ‘Gölbaşı Millet Bahçesi’ uygulamasıyla yok etme projesinden vazgeçilmelidir! Gölbaşı Özel Çevre Koruma Bölgesi ve Gölbaşı Düzlüğü için bilimsel çalışmalara, ulusal ve uluslararası anlaşmalara dayanan üst ölçekli plan hükümlerine uyulmalıdır.

Şehir Plancıları Odası Ankara Şubesi olarak Gölbaşı Özel Çevre Koruma Bölgesi’nde yapılmak istenen kamu yararına aykırı Millet Bahçesi Projesi için yapılan plan değişikliği hakkında hukuki süreci başlattığımızı ve takipçisi olduğumuzu, mücadelemizi sürdürdüğümüzü kamuoyuna saygıyla duyururuz.”