Pimeks Group, üretime başladığı 1992 yılından bu yana,
kurduğu şirketler ve bu şirketlerin gösterdiği başarılar sayesinde Alüminyum ve
PVC konusunda sektörün önde gelen cephe firmalarından biri oldu. Uzunca bir
süredir Ankara fuarlarına katılmayı tercih etmeyen ve bu yıl tekrar Yapı
2008 Ankara Fuarı’nda boy gösteren Pimeks Group, Yapı-Endüstri
Merkezi tarafından düzenlenen “Amacına En Uygun Düzenlenmiş Stand”
yarışmasında üçüncü olan standıyla göz doldurdu.
Yapı Ankara 2008 Fuarı’nda Pimeks Group Genel Koordinatörü Aysu
Yavuz ile Pimeks ve ürünleri hakkında konuştuk.
Pimeks Group’u tanıtabilir misiniz?
Pimeks Group’un ilk halkası, 1992 yılında Pimeks Plastik Doğrama Sistemleri
ile iş hayatına başladı. Arkasından cam tuğla malzemesini inşaat sektörüne
kazandırmada ciddi rolü olan Pimeks Yapı Malzemeleri kuruldu. 1997 yılı
itibariyle ise Pimeks Alüminyum faaliyete geçti. 1999’dan itibaren Avrupa’nın en
büyük sistem markası olan Schüco’nun üretici partneri olarak çalışmaktayız.
Schüco markasını ve kalitesini en iyi şekilde temsil ettiğimizi düşünüyoruz.
Ciddi cirolarla çalıştığımız Schüco’dan satış ve uygulama konusunda her yıl
başarılı dereceler alıyoruz.
300 civarında personel istihdam ediyoruz. Mimar, mühendis ve inşaat
teknikerlerden oluşan 42 kişilik bir teknik kadromuz var. Eğitime önem veren bir
firmayız ve Avrupa standartlarında iş ve hizmet sunuyoruz.
Yaptığımız projeler, daha çok nitelikli ve prestij projeler. Zaten her işi
alma hırsımız hiçbir zaman olmadı. Çoğu zaman spesifik işlere imza
atıyoruz. Yaptığımız projeler arasında; alışveriş merkezleri, iş merkezleri,
oteller, havaalanları ve konut projeleri sayılabilir.
Ankara merkezli bir firmayız. Fabrikamız faaliyete geçen yeni binalarımız ile
birlikte toplam 12.000 m2 kapalı alanda hizmet veriyor. Gerek yurt içi gerekse
yurt dışı şantiyelerimize sevkiyatları, fabrikamızdan uluslararası
standartlarda bitmiş ürün olarak göndermeyi tercih ediyoruz. Şu anda sahip
olduğumuz makine parkı ve teknoloji sayesinde en iyi kalitenin ancak bu şekilde
sağlanabileceğine inanıyoruz. Türkiye’nin yanı sıra Gürcistan ve Bulgaristan’da
şirketimiz ve farklı ülkelerde irtibat noktalarımız bulunmakta.
Öne çıkan ürünleriniz neler?
Hem alüminyum hem de PVC’ de Schüco markasını uyguluyoruz. Aslında,
projenin ihtiyaçlarına uygun seçtiğimiz her sistem öne çıkarılması gereken ürün
niteliğinde, ancak spesifik olarak birkaç ürün belirtmek gerekirse, alüminyumda;
skylight, kış bahçesi ve panel cephe sistemlerini, PVC’de ise dışı alüminyum
kaplı Schüco PVC’den bahsedebiliriz.
Örneğin, Skylight projeleri, bizim Antalya’da marka olmamızın en büyük nedeni
olmuştur. Çünkü 2000 yılından beri iş yaptığımız Antalya pazarında en büyük
sıkıntı yaşatan alanlar olarak gözlemlediğimiz çatı ışıklıkları, birçok otel
projesinin artık sorun yaşamamak adına firmamıza verilmesini sağlamıştır. Elimde
istatistiki bir bilgi yok, ama Türkiye genelinde en fazla skylight işini yapmış
firmalardan biri olduğumuzu tahmin ediyorum. Bunun yanı sıra panel cepheler çok
revaçta. Panel cephelerde, cephe modülleri cam dahil olarak fabrika ortamında
tamamen bitirilmekte ve bu şekilde şantiyeye sevk edilip, çok hızlı bir şekilde
montajı yapılabilmektedir. Panel cephelerin özellikle iklimsel koşulların
montajı zorlu hale getirdiği bölgelerdeki projeler ile gökdelenler için son
derece doğru bir seçim olduğu söylenebilir.
Schüco’nun dışı alüminyum
kaplı içi istenilen renkte veya ahşap görümlü yapılabilen PVC profilleri yüksek
performans değerleri ile özellikle rezidans projelerinin vazgeçilmez bir ürünü
haline gelmiş olup, konut sektöründeki kalite çıtasını yükselttiği bir
gerçektir.
Bir diğer öne çıkan ürün grubumuz; güneş kırıcılar. Avrupa’nın en büyük
güneş kırıcı firması olan Warema markasının Türkiye Temsilcisiyiz. Warema
alüminyum ve tekstil esaslı olmak üzere çok çeşitli ve projeleri
zenginleştirecek dekoratif özelliğe sahip güneş kırıcı sistemlerine sahip.
Bunların ülkemizde önemsenmesi ve kullanım hacminin artması gereken ürünler
olduğunu düşünüyoruz. Zira, Avrupa’nın pek çok yerinde ülkemizdeki kadar güneş
olmamasına rağmen hemen hemen tüm projelerde cephe ve doğramalarda güneş
kırıcıları görüyorsunuz. Özellikle küresel ısınma ve iklim değişikliği ile
birlikte enerji tasarrufunun çok daha önem kazandığı bu dönemde, bu tip
ürünlerin değeri bir kez daha anlaşılıyor. Sonuç olarak binaları dıştan korumaya
kararlı olarak tanıtım ve uygulama faaliyetlerimizi sürdürüyoruz.
Krizin adını her geçen gün daha sık duyduğumuz şu günlerde 2009
yılı için öngörüleriniz nelerdir?
Dünya genelinde sıkıntılı günler yaşanıyor. Türkiye’nin yaşayacağı krizin
2001’de ki gibi bir ekonomik deprem olacağını düşünmüyorum. Bununla birlikte
güçlü bir sermaye yapımız olmadığı için etkilenmememiz mümkün gözükmüyor. Burada
bir takım acil tedbirler ile 2009’a hazırlıklı girilmesi çok önemli.
Sektördeki daralma elbette herkes gibi bizleri de olumsuz etkileyecektir.
Burada belki en büyük avantajımız yurt dışında iş yapıyor olmamız. Şu anda
Gürcistan, Rusya, Azerbaycan ve Cezayir’de devam eden ve Libya’da yeni başlayan
projelerimiz var.
Kriz sürecinde firmalara tavsiyem ise vizyonlarını biraz daha yurtdışına
çevirmeleri. Eğer Türk firmaları yurtdışında tercih edilir firmalar haline
gelirse, hem krizde küçülmek zorunda kalmaz hem de Türkiye’nin ihracat hacmine
büyük katkı sağlarlar.