S&P: Önümüzdeki Yıl Türkiye'nin Notu Düşebilir



Anadolu Ajansı'na verdikleri röportajda S&P Türkiye Analisti Aarti Sakhuja,"Erken seçim kararının Türkiye'nin yıl sonuna kadar istikrarlı bir hükümet oluşturamaması olasılığına işaret ettiğine inanıyoruz. Bu yüzden politik belirsizliğin yılın geri kalanında da yüksek seyredebileceğini, bu durumun tüketici güveni ve yatırım aktivitesi üzerinde etkisinin olabileceğini düşünüyoruz. Ayrıca politik belirsizliğin potansiyel sermeye çıkışlarını da içerecek şekilde dışsal ve yerel gelişmelere verilecek politika karşılıklarında zayıflamaya dönüşebileceğini düşünüyoruz" dedi.

Türkiye'nin kredi notu ve görünümünü de değerlendiren Sakhuja, "Türkiye'nin negatif not görünümü, mali ölçütlerde ve borçluluk ölçütlerinde dış ödeme dengesi şoklarından ve değişen küresel likidite koşullarından kaynaklanabilecek bir bozulma beklenmesi durumunda kredi notunun önümüzdeki yıl üçte bir oranında düşme olasılığına işaret ediyor" diye konuştu.

Reklam Goruntulenme Bolumu


S&P'nin temel senaryosunun ABD Merkez Bankası'nın (Fed) eylül ayında faiz artırımına gideceği yönünde olduğunu belirten Sakhuja, "Fed faiz artırımını ertelese bile dış finansman ortamının Türkiye için oldukça oynak olmasını bekliyoruz. Özellikle de Çin ekonomisinin yavaşladığı ve bunun gelişmekte olan ekonomilerdeki riskli varlıklara olan etki ettiği bir ortamda" değerlendirmesinde bulundu.

Sakhuja, "Türkiye'nin yabancı finansmana olan bağlılığı düşük tasarruf oranlarından kaynaklanıyor. Daha derin reformların uygulanmaması halinde bunun önümüzdeki yıl değişmesi olası değil. Yıllıklandırılmış yaklaşık 45 milyar dolarlık cari açık dış finansmana büyük çaplı bağlılık anlamına geliyor" dedi.

Sakhuja konuşmasını şöyle tamamladı: "Türk lirası bu yılın başından beri yerel ve dışsal ortamın bir sonucu olarak yaklaşık yüzde 20 değer kaybı yaşadı. Bu durum henüz Merkez Bankası'nın para politikasında bir sıkılaştırmaya gitmesine yol açmadı. Özellikle tasarrufların artırılması gibi reformların Türkiye ekonomisinin dış finansmana olan bağımlılığını azaltacağına inanıyoruz. Ekonominin yeniden dengelenmesini sağlayacak, yatırım oranını artıracak, kadınların işgücüne katılımını geliştirecek diğer reform çabaları da Türkiye'nin hassasiyetini azaltacaktır."

Standard & Poor’s (S&P) Türkiye Baş Analisti Frank Gill, gelişen piyasalarda sermaye çıkışlarının son aylarda hızlanmasına değindi ve “Türkiye’nin cari açığının yaklaşık yüzde 60’lık kısmı başlıca bankalar tarafından dış borç ile finanse ediliyor. Öte yandan küresel likiditedeki fazlalık hala kendisine gidecek yer aramaya devam ediyor. Endişemiz şu ki likidite koşullarının tersine dönmesi durumunda, Türkiye’ye akan sermaye çıkış yapabilir ve dış borcun yeniden finansmanı zor olabilir. Dolayısıyla yerel likidite koşulları sıkılaşabilir” diye konuştu.
Gill, ilerideki dönemde Türk şirketlerinin finansman imkanlarına erişim olasılıklarını da değerlendirerek, “Güçlü bilançoları ve nakit akışı olan güçlü şirketler sermaye piyasalarına olan erişimini sürdürecektir. Fakat liranın belli bir seviyede daha zayıf olması, döviz cinsinden gelirleri sınırlı olan şirketlerin döviz borçlarını ödemesini zorlaştırabilir” uyarısında bulundu.

"Cazibe azalıyor"

Ünlü Fransız yatırım bankası Societe Generale, son dönemdeki hareketlilik sonrası, Türkiye’nin hızlı büyüyen piyasa olarak cazibesinin azalmakta olduğunu açıkladı.

Societe Generale raporunda, Türkiye’de artan terör olaylarının, muhtemelen tüketici ve yatırımcıların güveni üzerinde ağır bir baskı oluşturacağı kaydedildi. Raporda, Türkiye’nin yüksek büyümeye sahip gelişen ülke olarak uzun süredir devam eden cazibesinin azalıyor olabileceğine dikkat çekildi. Raporda, Türk varlıklarında kısa veya orta vadeli toparlanma beklentilerinin minimal olduğu notuna da yer verildi.