Mimarlar Odası Ankara Şubesi'nin yürüttüğü kent mücadelesine yönelik baskılar devam ediyor. Yönetim Kurulu Üyesi Ali Atakan'ın Diyarbakır'a sürgün edilmesinin ardından, şimdide Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanı Tezcan Karakuş Candan hakkında, TOGO İkiz Kuleleri mücadelesi ve Sinan Aygün’ün ithamları nedeniyle İçişleri Bakanlığı Mülkiye Müfettişliği ve Çankaya Kaymakamlığı soruşturma başlattı.
Mimarlar Odası Ankara Şubesi, düzenlediği basın toplantısında kent mücadelesi nedeniyle haklarında açılan soruşturmaları, kent rantı ağını ve yaşanan hukuksuzluğu basın toplantısında masaya yatırdı.
Toplantıya Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanı Tezcan Karakuş Candan, Mimarlar Odası Ankara Şube Başkan Yardımcısı Ünal Kara, Mimarlar Odası Ankara Şube Sekreteri Nihal Evirgen, Mimarlar Odası Ankara Şube Yönetim Kurulu Üyeleri Muteber Osmanpaşaoğlu, Ali Atakan ve Songül Üzgün katıldı.
“Mustafa Kemal’in memurlarıyız. Buradayız, susmayacağız”
Çankaya Belediyesi çalışanı ve Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanı Karakuş Candan, soruşturma açılması için şikayette bulunan Sinan Aygün’e ve verilen kent mücadelesi nedeniyle hedef tahtasına koymak isteyenlere, “Siz gideceksiniz biz kalacağız. Siz gidene ve yargılanana kadar da Mimarlar Odası Ankara Şubesi olarak peşini bırakmayacağız, ister sürgün et ister soruşturma aç ister kınama ver umurumuzda değil. Çünkü biz Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusunun bize emanet ettiği değerleri korumaya çalışıyoruz. Bir devlet memurunun asli görevi budur. Bütün bu talanı devleti yönetenler yapıyorsa onlara karşı mücadele etmek de bizim sorumluluğumuzdur. Çünkü biz Mustafa Kemal’in memurlarıyız. Çünkü biz Mustafa Kemal’in emanet ettiği Cumhuriyet’e diplomalarımızı senet olarak verdik. Sinan Aygün 100 bin metrekarelik haksız kazancın hesabını verecek, hukuka uyacak, haksız kazanç sağlamayacak, ağlamayacak. Biz de TOGO İkiz Kuleleri’nde yıkım şenliği düzenleyeceğiz. Mustafa Kemal’in memurlarıyız. Buradayız, susmayacağız, siz gidene kadar da peşinizi bırakmayacağız.” diyerek seslendi.
Candan, bugüne gelen süreci şöyle özetledi: “Geçen hafta İller Bankası mücadelemiz nedeniyle Ali Atakan Diyarbakır’a sürgün edildi. Bu kez de kent suçu TOGO İkiz Kuleleri mücadelemiz nedeniyle canı yanan Sinan Aygün’ün asılsız ithamları ile hakkımda soruşturma açıldı. TOGO İkiz Kuleleri’nde, 2016 yılında yüksek yoğunluklu yapılaşma için örtük emsalle 20 bin metrekare alanı inşaat alanı verilecek yere, Gökçek döneminde 120 bin metrekare inşaat alanı verdiler. Kişiye özel rant sağladılar. Bu plan değişikliğini Mimarlar Odası Ankara Şubesi olarak yargıya taşıdık ve 2018 yılında iptal kararı verildi. Biz de Mustafa Tuna döneminde yapının mühürlenmesi için resmi yazıyla mühürleyin diyerek başvurduk. Mühürlememe ve yargı kararına uyma sürecini de yargıya taşıdık. 24 Ekim 2019 yılında yargı mühürlememe sürecine ilişkin bizim lehimize karar verdi. Yargı Büyükşehir Belediyesi’ne bu binayı mühürleyin dedi. 16 Aralık 2019 yılında ikiz kuleler mühürlendi. Hatırlayalım, Sinan Aygün, o dönem benden 25 milyon rüşvet istediler dedi. Büyükşehir Belediyesi de kararı önce istinafa taşıdı sonra istinaftan kararı geri çekti. Yine hatırlayın, Sinan Aygün istinafa gidin ben orada hallederim dedi. Ankara Büyükşehir Belediyesi üst mahkemeye gitmedi. Haksız kazanç sağlayan Sinan Aygün benim hakkımda ve Mimarlar Odası Ankara Şubesi hakkında asılsız ithamlarda bulundu. Biz de hakkında suç duyurusunda bulunduk ve yargıya başvurduk. Sinan Aygün gibi rant üzerinden haksız kazanç sağlayan kişinin düzenine dokunduğumuz için aslında canı çok yandı. Bunlar Ankaralının kentlilerin sırtından kazanılmış haksız kazançlardır.”
Tezcan Karakuş Candan
“Sen kimsin ki belediye başkanının yetkisini gasp ediyorsun?”
Candan, soruşturma sürecine ilişkin ise şunları söyledi: “Sinan Aygün Togo İkiz kulelerindeki haksız kazanç sürecine ilişkin yargının verdiği kararı sindiremeyince bu kez de benim Çankaya Belediyesi’nde çalıştığım görevime ‘gitmeden haksız kazanç’ elde ediyor yaklaşımıyla benim yargılanmam için yargıya başvurdu. Yargı kaymakamlığa, kaymakamlık belediyeye gönderdi. Bu süreçte hem benim hem de Çankaya Belediyesi’nin savunmaları alındı, ön incelemeler yapıldı. Müfettiş bir rapor hazırladı ve Sinan Aygün’ün iddialarının asılsız olduğunu ve gerçek olmadığını, benim hakkımda soruşturmaya gerek olmadığına dair karar verdi. Amaçları ‘bir kamu çalışanı, anayasa ile kurulmuş meslek örgütünde görev yapamaz’ demek. Devlet memurları meslek örgütlerinde yönetici olurlar ve oralarda kamu görevlerini uygularlar, bu durum kanunla ve yargı kararlarında çok nettir. TBMM’de görüşmem varken saat 3’te işyerimde olamam, bunu zaten işyerim bilir. ‘Sen Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanlığı yapıyorsun, TOGO’ya dava açıyorsun beni mağdur ediyorsun, sen bunu yapamazsın işyerinde olmalısın’ demeye getiriyor; aklınca benim canımı yakmaya çalışıyor. Yakamazsın. Çankaya Belediyesi de, savunmasında, ‘Bu kurumda şu işleri yapar bilimsel bilgisine başvururuz başvurduğumuz noktada da verdiğimiz işleri yapar’ demiştir. İkincisi ben aynı zamanda öğretim görevlisiyim Atılım Üniversitesi Rektörlüğü tarafından kent ve mimarlık alanındaki bilgi birikim ve deneyimimi Çankaya Belediyesi Başkanlık makamı oluruyla paylaşıyorum. Haftada 15 saat öğrencilere ders veriyorum, kent suçlarını anlatıyorum, kent suçlarının belediye meclis kararıyla nasıl haksız kazanca dönüştüğünü anlatıyorum ve kentin nasıl plansız geliştiğini anlatıyorum. Üniversiteye gittiğim saatte kamu görevinde bulunmam mümkün değil. Bana ‘Sen üniversiteye de gitme masanda 8/5 oturacaksın bizimle uğraşamayacaksın’ demeye getiriyor. Çankaya Belediyesi de, ‘Tezcan Karakuş Candan, Mimarlar Odası Ankara Şubesi’nin başkanıdır ve kamu görevi yapıyor. Bu kamu görevi yaptığı süreçte verilen tüm görevler hem okula gitmesi hem belediyede çalıştığı görevleri ve odadaki görevleri sıralı disiplin amirlerini bilgisi dahilindedir. İzinsiz ve özürsüz mesaiye uymama gibi bir durum söz konusu değildir’ diyor. Benim disiplin amirim belediye başkanı ve sıralı disiplin amirleridir. En son 2021 yılında bir kanun çıkardılar Cumhurbaşkanı da bizim disiplin amirimiz oldu. Sinan Aygün’ün itirazı üzerine yargı ‘Tezcan Karakuş Candan’a ilişkin bir durum yok ama usul yönünden atlama yapılmış, bunlardan bir daha ifade alın’ dedi. Aslında atlama da yapılmamış durumda. 21 Eylül 2021 tekrar hakkımda soruşturma açıldı. Sinan Aygün bunu husumete dönüştürdü. 2021 yılında da Süleyman Soylu bu soruşturmayı yürütmek üzere Uğur Kılıç’ı görevlendiriyor. Uğur Kılıç dört aydır Çankaya Belediyesi’nde soruşturma yürüttü, bu yürütmeden de hiçbir şey çıkmayacağını gördü. Çünkü bu süreç defalarca kez yargıya gitti, defalarca kez soruşturuldu ve defalarca kez de soruşturmaya gerek olmadığı ve dosyanın kapatılması kararı çıktı. Uğur Kılıç, Süleyman Soylu’nun partidaşı birlikte siyaset yaptığı şahsiyettir. Bir şey çıkmayacağını gören Uğur Kılıç, 20 Aralık’ta tekrar son iki yılda izinsiz ve mazeretsiz şekilde işe gelmediğimi iddia ederek İçişleri Bakanlığı makamının verdiği yetkiyle hakkımda soruşturma açıyor.”
“Süleyman Soylu, Cumhurbaşkanı ve Belediye Başkanının yetkisini gasp ediyor”
“İçişleri bakanı kim oluyor? Kanunlara göre benim disiplin amirim değil. En son çıkan yasayla Cumhurbaşkanı disiplin amiri oldu. Süleyman Soylu partidaşı mülkiye müfettişi Uğur Kılıç aracılığıyla belediye başkanını hakkını ve dahi Cumhurbaşkanın hakkını gasp ediyor” diyen Candan şöyle devam etti: “Burada yetki gaspı var, son kanuna göre Cumhurbaşkanın yetkisi var diyelim onu da gasp ediyor. Süleyman Soylu sen kimsin? Bundan bir ay önce çıkıp muhtarlara siz metruk binaları yıkın hukuk arkadan gelir diyen, hukuku ayaklar altına alan sonra Adalet Bakanı açıklama yapınca ben öyle demedim diyen İçişleri Bakanı. Sen kimsin ki belediye başkanının yetkisini gasp ediyorsun, sen kimsin Cumhurbaşkanı’nın yetkisini kullanmaya çalışıyorsun. Cumhurbaşkanı yetki versin, bunun üzerinden soruştursun bunun arkasından da başka bir husumet ortaya çıkar, başka bir kent suçu ortaya çıkar. Atatürk Orman Çiftliği’nde Atatürk’ün şartlı bağışına ve vasiyetine aykırı bir şekilde 600 bin metrekarelik betonu AOÇ’ye döken, hukuk kararlarına uymam, gücünüz yetiyorsa gelin yıkın diyen bir Cumhurbaşkanı maalesef ki bu ülkeyi temsil ediyor. Böyle bir durumda Cumhurbaşkanının da kentsel suça ortaklığı ve husumeti ortaya çıkar.”
“TOGO İkiz Kulelerinin peşini bırakmayacağız”
“TOGO davası istinafa gittiğinde Esat Toklu, Ankara Bölge İdare Mahkemesi Başkanıydı. Kamuoyuna kara para aklama suçuyla yargılanan Sezgin Baran Korkmaz'a ait Paramount Hotel'de de konaklayan Ankara Bölge İstinaf Mahkemesi Başkanı Toklu’nun, Togo Kuleleri’ni yapan firmanın patronunun mahkemesinden önce, patronun doğum günü partisine katılmasına ilişkin görüntüler ortaya çıktı. Bizim davamızı dorudan ilgilendirdiği için Haziran 2021’de Mimarlar Odası Ankara Şubesi, Hakimler Savcılar Kurulu Başkanlığına başvurarak, hukuk güvenliğini, eşitliği, temel hukuk normlarını zedeleyen Esat Toklu’nun meslekten çıkarılmasını da talep ettik.” hatırlatmasını da yapan Candan, şöyle devam etti: “TOGO İkiz Kulelerinin peşini bırakmayacağız, rant kartellerinin yargılanma sürecinin önü açılacak, TOGO İkiz Kulelerinin yıkılması da bizim mücadelemizin sürekliliği sağlayacak. TOGO İkiz Kulelerini yasalaştırmak üzerine bir iş dönüyor, yani iktidarla mı bakanlıkla mı bağlantılı meclis üyeleriyle mi bağlantılı yürütüyor bilmiyorum, hissediyoruz. Ekim 2021 yılında Büyükşehir Belediyesi bir karar alıyor TOGO ikiz kuleleriyle ilgili bir hukuksal süreç varken, Danıştay bu kararı vermişken, hukuki görüşe ihtiyaç duyuluyor. Bu hukuki görüş Çevre Şehircilik Bakanlığı’ndan alınıyor. Ben bunu 29 Kasım itibariyle tweet atıyorum; ‘ne oluyor, açıklayın’ diyorum. Sinan Aygün 2 Aralık itibariyle yeni bir şikâyet dilekçesinde bulunuyor. Aygün, Kaçak Saray kitabımı okumuş Kaçak Saray’dan alıntılar yapıyor. ‘Bu şahsiyet Cumhurbaşkanımıza ve devlet büyüklerimize hakaret etmiş bunun yargılanması gerekir’ diyor. Çankaya Kaymakamlığı’na Sinan Aygün bir dilekçe daha veriyor. Asılsız ithamlarda bulunan müşteki Sinan Aygün kent suçlarıyla anılan Ankaralı’nın 100 bin metrekaresini gasp etmiş bir şahsiyet. 3 Aralık’ta Süleyman Soylu, Uğur Kılıç’a soruşturma izni veriyor. Burada hukuksuz bir süreç var. Bunu yeni de yapmıyorlar. Mimarlar Odası Ankara Şubesi bu iktidarın yaptıklarını kentsel ölçekteki rantı kamuoyunun gündemine taşındığından beri yapıyorlar. Bütün bu saldırıların nedeni bu kent suçlarını kamuoyuyla buluşturmamızdır. Mimar Odası Ankara Şubesi üyelerini özenle seçer, sizin şantajlarınıza boyun eğecek insanları yönetim kurulunuzda barındırmaz. Bu mücadele Cumhuriyet değerlerinin ve kent rantına karşı çıkılan bir mücadeledir. Siz gideceksiniz, Sinan Aygün de Uğur Kılıç da Süleyman Soylu da, TOGO İkiz Kulelerinde işbirliği içinde olan şahsiyetler ve alkış tutanlar da gidecek.”
Nihal Evirgen
İç İşleri Bakanı’nın müfettişi cezaya suç arar hale gelmiştir
Mimarlar Odası Ankara Şube Sekreteri Nihal Evirgen de tepkisini şöyle dile getirdi: “Mimarlar Odası Ankara Şubesi’nin uzun yıllardır verdiği kent mücadelesi belli ki bütün çevrelerde ciddi rahatsızlık yaratmış. Haksız kazanç sağlayan özneler bu rahatsızlıkları gereği bize bedel ödettirmek için uğraşıyor. Yönetim kurulu üyelerimize birer birer sürgünler, soruşturmalar geliyor. Fakat bugün baktığınızda sadece TOGO İkiz Kuleleri üzerinden dahi Türkiye’deki bütün bu rant ve haksız kazanç sürecinin nasıl işletildiği ve aktörlerinin kimler olduğu görülüyor. Yolsuzlukları, imar rantının nasıl haksız kazanç sağladığını ortaya çıkardığımız için sürekli üzerimize gelinen bu süreci deşifre ediyoruz. Bu nedenle de yıllardır süren baskılara rağmen bu mücadeleyi bırakmadığımız için hedefe konulan bir örgüt halini aldık. Bizim 15-20 kişilik bir ekip ile yarattığımız bu etki, soruşturmalar ve sürgünlerle de görüyoruz ki devletin en üst makamlarından başlayarak çıkarı olan herkesi rahatsız ediyor. Çünkü gerçekleri afişe ediyoruz. Çünkü her şeye rağmen hakikatin açığa çıkmasının önüne geçemiyorlar. Ve biliyoruz ki gerçekler ortaya çıktıkça, bu kurulu rant düzeni bozuldukça buna katkı sağlayan bizler, tek adam rejiminin kurulduğu bu ülkede en başından sonuncu kişiye kadar herkesin yargılanacağı günleri göreceğiz. İşte o zaman bu soruşturmaların hesabı en iyi şekilde sorulacak. Mimarlar Odası Ankara Şubesi Yönetim Kurulu üyelerine verdikleri mücadeleden dolayı bedel ödetmeye çalışanlar tüm çabalarına rağmen ceza verecek bir suç üretememişlerdir. 4 aydır incelemesini sürdüren İç İşleri Bakanı’nın eski arkadaşı olduğu bilinen müfettiş, gelinen noktada belli ki herhangi bir suça ceza aramayı bırakmış, cezaya suç arar hale gelmiştir. Yeni bahaneler bulmaya çalışsalar da bunların hiçbirinin işe yaramayacağı aşikârdır. Tezcan Karakuş Candan’ın Şubemizdeki görevinde korkusuzca verdiği mücadele topluma mal olmuş durumdadır. Giderayak zulmünü artıran iktidar, grevlerin, eylemlerin ve sesini yükletenlerin arttığı bu dönemde topluma korku salmak için anlaşılan o ki birkaç kurbana ihtiyaç duyuyor ve bu kapsamda da toplumun mücadelesini benimsediği ve takdir ettiği Mimarlar Odası Ankara Şubesi’ni hedefe koyuyor. Ancak yüksek sesle söylüyoruz ki Mimarlar Odası Ankara Şubesi, başını ezecekleri o kurban değil. Bizi hiçbir şekilde pes ettiremezler, bizlere boyun eğdiremezler ve sesimizi kısamazlar, korkmuyoruz. Onların gittiği ve yargılandığı günleri elbet göreceğiz. Üstelik yargılandıkları suçlar bize açtıkları gibi küçük soruşturmalardan değil, büyük rant yolsuzluklarından, ihalelerden, savaş suçlarından olacak.”
Muteber Osmanpaşaoğlu
Mimarlar Odası Ankara Şube Yönetim Kurulu Üyesi Muteber Osmanpaşaoğlu da, “TOGO İkiz kuleler süreci, çok boyutlu bir süreçtir. Bunun içinde hukuksuzluk var, kullanışlı kişiler ağı var ve bunların hepsinin birbirleriyle ilişkileri var. Karşılarına aldıkları Tezcan Karakuş Candan’ın kişiliğinde TMMOB ve Mimarlar Odası’dır. Bu TMMOB ve Mimarlar Odası’na ve kent mücadelesine saldırıdır. Biz bilimsel bakıyoruz. Teknik sorumluluğumuzu ve ülkeye karşı sorumluluğumuzu yerine getiriyoruz. Onlar başaramayacak, bu çırpınışlar son çırpınışlarıdır.” dedi.