Elektriğe yapılan yüzde 9.26'lık zammın ardından 31 Mart
Cumartesi gecesi doğalgaza da konutlarda yüzde 18.72, sanayide ise yüzde 16.49
oranında zam yapıldı. Doğalgaza yapılan yaklaşık yüzde 19'luk zam, 2008'deki
yüzde 22'lik zammın ardından gerçekleşen en yüksek zam oldu. Buna göre, KDV
hariç 0.7165 lira olan bir metreküp doğalgazın fiyatı 0. 8327 liraya
yükseldi.
bianet.org'dan Ekin
Karaca'nın haberine göre, tüketici hakları uzmanı ve Tüketiciler
Birliği Kurucu Başkanı Bülent Deniz, doğalgaz, elektrik ve
sürekli zamlanan petrol fiyatlarındaki artışları değerlendirirken sorunun enerji
politikalarından değil vergi politikalarındaki olumsuzluklardan kaynaklandığını
söyledi.
"Zengin bir iş insanı da asgari ücretle çalışan biri de benzinciye
gittiğinde, doğalgaz veya elektrik kullandığında aynı vergiyi ödüyor. Bu da
gelir dağılımı adaletini bozuyor."
Bülent Deniz, doğalgaz ve elektriğe yapılan zamların sadece o kalemlerle
sınırlı kalamayacağını, doğalgaz ve elektriği kendi üretiminde girdi olarak
kullanan sanayicinin zamları üretime yedirmesiyle bize ulaşan her türlü mal ve
hizmette de fiyat artışı olacağını ifade etti.
"Zamlarla makro ekonomik hedeflerden sapılabilir"
Bülent Deniz, bianet'e yaptığı açıklamada doğalgaza yüzde 19 ve elektriğe
yüzde 9 oranında yapılan zamların, iktidarın bu süreci doğru yönetemediğini
ortaya çıkardığını söyledi. Türkiye İstatistik Kurumu'nun açıkladığı yıllık
enflasyon oranlarına rağmen bu zamların yapıldığını söyleyen Deniz, enflasyonun
üstünde zam yapan idarenin bu zammın gerekçesini açıklama zorunluluğu olduğunu
söyledi.
"Danıştay'ın bizim daha önce açmış olduğumuz davalarda verdiği zammın
iptaline ilişkin kararlarda hep 'enflasyonun üzerinde zam söz konusuysa, zammı
yapan idare bu aradaki farkı açıklayabilir bir maliyet artışını kanıtlamalıdır'
denilmiştir. Danıştay hep bu gerekçeyle zamları iptal etmiştir."
"Doğalgaza yüzde 19 zam yapılıyorsa ve enflasyon da yüzde 8 ise aradaki 11
puanlık farkın neden zaruri olarak tüketiciden alındığını Enerji Piyasası
Düzenleme Kurumu'nun (EPDK) ve Enerji Bakanlığı'nın maliyet artışını
kanıtlayacak belgelerle ortaya koyması lazım."
"İşçi ücretleri mi, nakliye ücretleri mi, depolama ücretleri mi arttı? Bunlar
kamuoyu ile paylaşılmalıdır. Bu zamların gerekçelerini halkıyla paylaşmayan bir
idarenin bu zamları bize kabul ettirmesi ve insanların sessiz kalması söz konusu
olamaz."
"Hükümetin altı ay önce orta vadeli ekonomik planı açıklandı. Merkez
Bankası'nın enflasyon hedefleri var. Dolayısıyla enflasyonun belli noktada
tutulmasına dair hükümetin zorunlulukları var. Bu zamlardan sonra nasıl taahhüt
edilen enflasyon rakamları tutturulabileceğini merak ediyorum. Zamlarla birlikte
makro ekonomik hedeflerden sapılabileceğinden endişeliyim."
"Asgari ücretli de zengin de aynı vergiyi ödüyor"
Bülent Deniz Türkiye'de enerji politikasından ziyade vergi politikasında
sıkıntı olduğu görüşünde. petrol ve doğalgazı pek çok ülkeye göre çok yüksek
fiyatlarla kullandığımıza dikkat çeken Deniz, siyasi iktidarın vergiyi
"regülatör" olarak kullanması gerektiğini ifade etti. Hükümetin zam yapılmasının
zorunlu olduğu durumlarda kendi alacağı vergi oranlarını düşürerek halka daha az
fiyat artışı yansıtabileceğini söyleyen Deniz, bu politikanın kullanılmadığını,
çünkü hükümetin alacağı vergiden vazgeçmek istemediğini ve en kolay vergi
tahsilatı yolunu seçtiğini söyledi.
"Benzinde bir birim enerji maliyetinin üstüne üç birim vergi ekleniyor.
Rafineri çıkışından bize gelinceye kadar yüzde 300 fiyat artışı oluyor."
"Vergilerin daha anlaşılabilir ve kabul edilebilir oranlarda olması lazım.
Türkiye'de yüzde 66 oranında katma değer vergisi, özel iletişim vergisi, işlem
vergisi gibi isimler adı altında dolaylı vergi alınıyor. Avrupa Birliği
standartlarında bu dolaylı vergilerin oranı yüzde 25-30 civarında."
"Dolaylı vergin yüksek olması, gelir dağılımı adaletini bozuyor. Benzinciye
gidildiğinde, doğalgazla evinizi ısıtırken, elektrik kullanırken, cep telefonu
kullanırken zengin bir iş insanı da asgari ücretli de aynı vergiyi ödüyor."
"Herkesin eşit vergi verdiği bir ekonomik planlamada gelir dağılımı adaleti
bozuluyor. Oysa ki, anayasanın temel hükmü, verginin kazanca ve kişilerin gelir
durumuna göre tahsis edilmesidir. Bizde en kolay vergi toplama yolu olarak bu
gözüktüğü için yüzde 65, kimi zaman yüzde 72'ye varan oranlarda dolaylı vergi
alınıyor. Bu da bizim toplumsal yaşamımıza ve gelir dağılımına ciddi şekilde
etki ediyor."
"Elektrikte 1 liralık tüketime 2,5 lira ödüyoruz"
Elektrik zammına da değinen Deniz, bugün yüzde 15 oranında kaçak elektrik
parası tahsis edildiğini söyledi. Elektriği kaçak kullananların yanı sıra
elektriğin bize iletimindeki kayıpların da ücretinin tüketiciden tahsis
edildiğini söyleyen Deniz, elektriğin iletim aşamasında teknik sorunlar
nedeniyle yaşanan kayıpların da tüketiciden tahsis edildiğinin altını
çiziyor.
"Yani karpuz satıcısının karpuz satarken kelek çıkan ve satamadığı
karpuzların fiyatını da tüketiciye yansıtması gibi bir uygulama. Böyle bir
mantık kabul edilebilir değil."
Deniz, TRT'nin kayıp-kaçak bedeli üstünden kendi payının verilmesi için
Danıştay'a gittiğini ve davayı kazandığını belirterek bu aydan itibaren TRT
payının da artmasıyla birlikte elektrik faturalarının daha da zamlanacağını
vurguluyor.
"Şimdi geriye doğru birikmiş olan TRT payları da tüketiciden tahsis edilecek.
Öte yandan enerji fonu adı altında, sayaç bakım bedeli adı altında para
alınıyor. Kalemleri topladığımızda 1 liralık tüketimimize karşı 2,5 lira fatura
ödüyoruz. Bu da kabul edilebilir bir şey değil."