Sendika ve meslek odalarının çağrısıyla bir araya gelen
yaklaşık 500 eylemci Uluslararası Para Fonu (IMF) ve
Dünya Bankası'na (DB) karşı İstiklal
Caddesi'nde yürürken, eylemi izleyen ya da eyleme katılan insanlara üç
soru sorduk:
- IMF ve DB hakkında ne düşünüyorsunuz?
- Yıllık toplantılarını İstanbul'da yapmalarını nasıl
değerlendiriyorsunuz?
- Yapılan eylemleri nasıl değerlendiriyorsunuz?
Sokaktan geçenlerin verdikleri yanıtlar şöyle:
Neriman Karakuş: IMF'nin adını ilk kez duyduğumda çocuktum,
babam da işçiydi. Babam IMF politikalarının ceremesini çok çekti. Ben emekli
oldum IMF hâlâ var. Ceremesini ben de çekmeye devam ediyorum. Korkarım çocuğumun
hayatını da ben ve babamınki gibi olumsuz etkileyecek. İki kurumun yeni sömürü
politikaları için burada olduklarını düşünüyorum. Ama eylemler yeterli değil.
Ama ekonomik şartlar da belli. Birçok kişi eylemlere katılmaya para bile
bulamıyorlardır. Ama eylemleri bir başlangıç olarak da düşünebiliriz. Katılımın
az olmasında sendikaların da hataları var tabii. Bu toplantının İstanbul'da
yapılması da elbette ki onaylanabilir değil.
Sinan Uzun: Benim pek fazla bilgim yok. Bankaların
birleştiğini duydum. Bu iyi bir şey bence. Neden itiraz ettiklerini
anlamıyorum.
Hale Keskin: Dünyayı sömüren davadır IMF. Türkiye'nin
kendisini esir edişidir. Dünya Bankası ise dünyanın başına gelen en büyük
beladır!
Eren Onur: IMF, emperyalizmin polisi. Dünya halklarını, işçi
sınıfını sömürendir ve Dünya Bankası'yla aynı amaçla kurulmuş ve hizmet
vermektedir. İstanbul'da IMF ve Dünya Bankası'nı istemiyoruz.
Sevil Işıklı: Kapitalist devletlerin dayatmacı gücüdür IMF.
Dünya Bankası, üçüncü dünya ülkelerini yutmaya çalışan kendi tekellerine almaya
çalışıp, sömüren ve yok etmeyi çalışan bir sistem. IMF toplantısının Türkiye de
yapılmasının kabul edilebilir bir yanı yok.
Ali Erdal: IMF, devletler arası para akışını sağlayan bir
kurum ve ABD'nin maşası. DB ise ABD'nin elinde ezilen halkların özkaynaklarına
el koyup, kendi çıkarları doğrultusunda kullanan emperyalist bir kuruluş. İkisi
de halkları kendilerine bağımlı kılıp yönetiyorlar. Ben bu toplantının Müslüman
bir ülkede yapılıyor olmasından utanıyorum. Eylemler yapılsın ama bu grubun
içinde bazıları hükümeti eleştiriyorlar. Bu hoş değil. Hükümet IMF ve DB
isteyince itiraz edemez ki. Eli mahkum izin vermiş. Ben AKP'ye verdim oyumu ama
Türkiye'yi TÜSİAD yönetiyor. Hükümet değil.
Esma Demir: IMF kendini, az gelişmiş ülkelere yardım eden
olarak görüyor fakat asıl amaçladığı devletleri kendi sömürgesi altına almaya
çalışmak. Dünya Bankası ise emperyalizmin göstergesi ve sömürenlerin bir çatı
altında olduğu topluluktur. IMF toplantısının İstanbul'da yapılması Ortadoğu'ya
açılmak için ülkemiz açısından şans olduğunu düşünüyorum.
Zekiye Özcan: Çok şey bilmiyorum ama eyleme katılmamak için
kendimi zor tutuyorum. Hükümet IMF ve DB'ye çanak tuttu, toplantı burada
yapıldı. İnsanlar bu iki kurumun politikaları yüzünden haksız yere işten
atılıyorlar, zor şartlarda çalışıyorlar. Keşke bu eylemlerin bir faydası olsa da
ikisinden de kurtulsak. Ama nerde!
Namık Duru: Ben anlamam evladım. Aklım ermez. Ama hükümet
davet ettiyse iyi ağırlamak lazım tabii. Misafirperveriz biz. Konuklara iyi
davranmak lazım. Eylem filan yapıp devletimizi utandırmasınlar derim ben. Ama
onlar da genç tabii, vardır bir bildikleri.
Didem Işıl Mordeniz: IMF ve DB'nin burada toplantı yapması
elbette ki kötü bir şey. Onaylamak ne mümkün. Burada buluşup dünyanın
yoksullarının kaderlerini tayin edecekler. Buna sessiz kalmamak gerek. İzin
vermemeli, sokakta olmalıyız. Hükümet de bu "misafirperverliğiyle"
protestolardan nasibini almalı diye düşünüyorum.