Soğuk Yüzünden Piramidin Büyük Bölümü Türkiye'de Yapıldı



Kanyon Alışveriş Merkezi, İstanbul Modern ve Galataport gibi önemli projelerin mimarı Tabanlıoğlu Mimarlık, geçtiğimiz günlerde Kazakistan'ın başkenti Astana'da açılan "Barış Piramidi"nin de tasarımcısı.

Murat Tabanlıoğlu ve Melkan Gürsel Tabanlıoğlu'nun başında bulunduğu şirket Kazakistan'da birçok yeni projeye de imza atıyor. Expo Center, Astana Stadyumu, Almaata’da Sağlık Merkezi, banka genel müdürlük binası ile otel projesi bunlardan bazıları. Başarılı mimarlar ile yurtdışında iş yapmanın avantajlarını ve zorluklarını konuştuk.


Astana’da Barış Piramidi yapma fikri nasıl doğdu?
- Kazakistan'ın genç başkenti Astana, Eylül 2003’te, “Dünya Liderleri ve Geleneksel Dinler Toplantısı”nın birincisine ev sahipliği yapmıştı. “Yeni bin yılda barışın gerçekleşeceğine inanarak iletişime dayanan işbirliğini güçlendirme” sözünü veren on sekiz farklı dini heyeti bir araya getiren 2003 yılındaki ilk toplantıda çeşitli ülkelerin temsilcileri, barış, uyum ve refah söylemini geliştirmek amacıyla görüşmeleri sürdürme kararı aldı. Temel misyonu, farklı inanç ve etnik altyapıdan insanların barış içerisinde beraber yaşayabileceklerini dünyaya anımsatmak olan ve her üç yılda bir gerçekleşecek olan bu toplantılar için kalıcı bir mekân inşa edilmesi fikri gündeme geldi.

Bu projenin size geliş serüvenini anlatır mısınız?
- Özellikle hiçbir dinin sembolü olmaması, ancak tarih boyunca ulvi bir form olma özelliği taşıması nedeniyle Başkan Nazarbayev, "Barış Sarayı"nın (Palace of Peace) 21'inci yüzyılın piramidi olmasını istiyordu. Başkan, Sembol İnşaat yöneticilerinden bir design-built (tasarım) programı istedi, 2004 sonbaharında, yüklenici ve inşaat firması olarak Sembol İnşaat İngiltere’den Foster and Partners ve Türkiye’den Tabanlıoğlu Mimarlık gruplarını yarışmaya davet etti. Bizim ilk verdiğimiz proje bir "tetrahedron"du. Neticede Başkan Nazarbayev proje sunan iki grubun ortak çalışarak "Barış Piramidi"nin mimari tasarımını birlikte gerçekleştirmelerini uygun buldu. Tasarım özellikle bizim İstanbul büromuzda sürdürülen ortak çalışmalarla geliştirildi, sürdürüldü. Aşırı soğuk ve sıcakların etkin olduğu Astana’nın zorlu iklimine rağmen, şaşırtıcı bir tempoyla iki yılda tasarlanıp inşaatı bitirilen yapının oldukça önemli bir bölümü, özellikle çelik konstrüksiyon elemanları, iklimsel engelleri bertaraf etmek amacıyla önceden Türkiye’de üretildi.

Bu projeye yabancı bir partnerle girdiniz, nasıl bir sinerji yakaladınız?
- İki farklı mimari grubun ortak bir tasarım geliştirmeleri doğal olarak kolay değil. Ancak dünyada bunun birçok başarılı örneği var. Mesela, şu anda Norman Foster ile Jean Nouvel Londra’nın tarihi bir bölgesinde ortak bir proje hazırlıyorlar. Karma tasarım/üretim süreci tabii ki projeyi etkiliyor. Aynı mimari anlayışta olmamız sayesinde piramidin tasarım süreci başarıyla tamamlandı diyebiliriz.

Bir Türk mimarlık ofisi olarak Orta Asya’da projelere imza atmanın ne gibi katkıları oldu?
- “Yer”i tanımlayan, prototip olmayan projeler öneren bir grup olarak Orta Asya ilgimizi çekiyor. Coğrafyası, iklimi, yaşam biçimiyle farklı; gerçekleri, dolayısıyla farklı ihtiyaçları olan, değişim içinde, gelişmekte olan bir ortam. Mimarlık konusunda öncü örneklere, çağdaş yapılara çok istekli, kentsel gelişim konusunda duyarlı yöneticileri var. Ekonomik olarak da uygun bir zemin olduğu için yatırımcılar da yeni binalar inşa edilmesini destekliyorlar.

Başka yurtdışı projeleriniz var mı?
- Kazakistan’da yeni başkent Astana’da "Barış Piramidi"nden başka, konut, otel alışveriş, kültür alanları ve bir iş merkezini içinde barındıran “Expo Center” projesi ve Astana halkını heyecanlandıran, bittiği zaman dünyanın en büyük 7 stadyumu arasında yer alacak, üzeri açılıp kapatılabilir, yine Başkan Nazarbayev için yapılan bir stadyum projemiz var. Yine Kazakistan’da, Almaata şehrinde, bir sağlık kulübü, bir otel-iş ve alışveriş merkezi kompleksi ve bir banka yönetim binası ile iş merkezi projelerimiz sürmekte.

Dubrovnik’te, savaştan büyük zarar gören, halen kentin en önemli sosyal merkezlerinden biri olan Hotel Rixos Libertas çağdaş bir anlayışla, bizim mimari tasarımımızla yeniden inşa ediliyor.

Amman’da Ürdün Kralı için yapılan Officers Club, devlet konuk evi, ordu evi niteliğindeki kule, yurtdışında devam eden diğer büyük ölçekli projelerimizden.

Yurtiçi projeleriniz uluslararası platformlarda ses getirdi. Son olarak The Times’taki makale büyük ilgi çekti. Biraz yeni projelerinizden bahseder misiniz?
- “Türkiye’nin yeni lokumları” başlığı altında Kanyon ve İstanbul Modern’den bahseden Tom Dyckhoff imzalı bu makalede 21. yüzyıl Türkiye mimarisinin ilk örnekleri olarak ele alınan her iki yapının da mimarları olmaktan gurur duyduk. Kanyon, İstanbul’un yeni alışveriş düzeninin, İstanbul Modern çağdaş Türkiye’nin önemli bir sembolü oldu. Geçen sene, 2005 Cityscape Architectural Review Awards Jürisi iki ayrı dalda büyük ödülü Galataport ve İstanbul Modern projeleriyle Tabanlıoğlu’na vermeyi uygun bulmuştu. Bugünlerde başlayan Venedik Bienali Mimarlık Bölümü'nde İstanbul için ayrılan kısımda Istanbul Modern sergileniyor. Şu anda Türkiye’de gerçekleşen projelerimiz arasında Beyazıt Kütüphanesi Renovasyonu, Levent Loft, Carrefour Merter, Metro Merter Alışveriş Merkezi, Maya Rezidans, Bodrum Spa Otel, İzmir Doğan Printing Center ve Ankara DTV’yi örnek olarak sayabiliriz.

Kalite belgesi alan ilk mimarlık ofisi
1956 yılında Dr. Hayati Tabanlıoğlu tarafından kurulan Tabanlıoğlu Mimarlık, Murat Tabanlıoğlu ve Melkan Gürsel Tabanlıoğlu yönetimindeki deneyimli ekibiyle çalışmalarını sürdürüyor.

Tabanlıoğlu, Şubat 1998’de ISO 9001 standardını alan Türkiye’deki ilk mimari ofis oldu. Firma halen, özellikle alışveriş merkezleri, yüksek yapılar, çok amaçlı kompleksler gibi büyük boyutlu projeler ve aynı zamanda iç mimari projeleri de dahil olmak üzere tasarımlarını yurtiçi ve yurtdışında sürdürüyor.