Türkiye dün geceden beri TMMOB yetkilerinin Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na devredildiği önergenin kabulünü konuşuyor. Mimar ve mühendis odalarının konuyla ilgili itirazları devam ederken bir yandan da sürecin diğer meslek örgütlerini ne yönde etkileyeceği tartışılıyor. İstanbul Barosu Başkanı Av. Doç Dr. Ümit Kocasakal ve Çevre, Kent ve İmar Hukuku Komisyonu Başkanı Av. Alev Seher Tuna ile yasa hakkındaki öngörülerini konuştuk.
Ümit Kocasakal: “Odaları bir tür Kanarya Severler Derneği’ne dönüştürüyor”
Burada meselenin özü önemli… Bu meselenin özü şudur; geldiğimiz noktada siyasi iktidar dikensiz bir gül bahçesi istiyor. Denetim ve benzeri hiçbir şey istemiyor. Her yeri ama her yeri ele geçirmek istiyor. Biz zamanlar “Yargı bizim ayağımıza pranga” dediği gibi meslek kuruluşlarını ve odaları da bir anlamda ele geçirilmesi gereken yerler olarak görüyor. Bunun zaten ayak sesleri duyuluyordu. Bunun daha önce altyapısını yaptılar. Cumhurbaşkanlığı Devlet Kurulu’nun bir raporunda odalarla ilgili son derece olumsuz tespitler var. Bu tespitler yapılan ve yapılacak olan her şey için bir altyapı niteliğindedir. Arkasından mali müşavirlerle ilgili bir düzenleme yaptılar; nispi bir düzenleme getirdiler. Barolarla ilgili bir iki önerge verdiler. Bu planlı organize bir şeydir. Bunu neden yaptılar? Bir anlamda Gezi olaylarında öne çıkan Mimarlar Odası’na karşı bir rövanş duygusuyla birlikte bunu yaptılar. Fiilen oranın elini kolunu bağlayacak biz düzenleme yaptılar.
Burada duracaklarını zannetmiyorum. Yavaş yavaş diğer meslek odalarına da sirayet eder. Siyasi iktidar her şeyi tırpanlamak istiyor. Bu olanlar da bu isteğin bir parçası. Her şeyi elde etmek ve etrafı temizlemek istiyor. Çevre ve Şehirlik Bakanlığı’na devrediliyor yetki. Şimdi bu odaların varlık sebebi, bağımsızlığı, özgürlüğü her şeyi ellerinden alınıyor. Mali olarak zayıflatıyor, denetim açısından zayıflatıyor. Odaları bir tür Kanarya Severler Derneği’ne dönüştürüyor. Halbuki bilimsel veriler eşliğinde bir kentin dokusunu korumaları yurttaşların daha iyi bir çevrede yaşamalarını temin etmeleri demokratik sistemin vazgeçilmez bir unsuru bana göre. Buna tahammülleri yok.
Alev Seher Tuna: “Bu durum bütün meslek örgütlerini tedirgin ediyor”
TMMOB Yasası torba yasayla geçti. Bütün mimar ve mühendislerin yapı denetimlerinde bir görevleri vardı. Yapı denetiminde odaların denetmen olarak imza atması gerekiyordu. Odaların bu vizeleri kaldırılmış yasayla. Yani artık herhangi bir şehir plancısı, mimar, mühendisin izni olmadan bir takım işlemler yapılacak, izinsiz olacak. Odaların maddi durumlarını da etkileyen bir süreç oldu bu. İş imkânı da olmayacak, yetkileri de olmayacak. Bu yetkiler Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na aktarılmış. Bu demek oluyor ki, artık yapı denetimde meslek odalarından izin alınmayacak, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’ndan alınacak.
Bu karar bütün meslek odalarını tedirgin edici bir karar. Sonuç olarak her meslek odası bir meslek grubunun örgütü, bugün mimar mühendislere yapılan yarın diğer meslek gruplarına da yapılır. Zaten Tabipler Odası ve İstanbul Barosu’na yönelik bir takım girişimler oluyor. Böyle güçlü meslek örgütlerinin istenmediğini düşünüyorum. Bu hükümetlerin, siyasi iradenin takdiri yönünde gelişen bir durum ve doğal olarak bütün meslek örgütlerini tedirgin ediyor.